AK Parti Keşan İlçe Teşkilatı, önceki gün gazetemizde yer alan “CHP Keşan İlçe Başkanlığı: Türkiye can derdinde, ülkeye sahip çıkması gerekenler nerede?” başlıklı habere ilişkin açıklamalarda bulundu. Açıklama şöyle:

“Önce şunu tespit edelim ki; bir açıklamanın içine birden çok kez “Atatürk” ifadesi yerleştirerek Atatürkçü olunmuyor. Vekilinizin yaptığı gibi Atatürk resmini çöpe atmakla ise hiç olunmuyor. Artık Atatürkçülüğü kendi tekelinizde tutan bu nobran yaklaşımınızdan vazgeçin. Ülke ve memleket sevdalısı olmak ve Atatürk tarafından konulan muasır medeniyet seviyesine çıkmak ancak şöyle oluyor; Ekonomik krizin yaşandığı 2001 yılında yüzde 5,7 daralan Türkiye’yi, 2003'te %5,3 , 2004'te % 9,4 , 2005'te % 8,4 , 2006'da % 6,9 , 2007'de % 4,7 büyüterek oluyor. 2010'da % 9,2 , 2011'de % 8,8 ve 2013 yılında ise % 4 büyüterek, ihracatı 3,5 kat arttırarak oluyor. 2002 yılında 26 olan havalimanı sayısını bugün 55 yaparak oluyor. Türk silahlı kuvvetleri ihtiyaçlarının yerli imkânlarla karşılanma oranı %25’ten %60’a çıkararak, hayal bile edilemeyen büyük projeleri yaparak oluyor. 72 ili daha doğalgaza kavuşturarak, internet abone sayısını 26 kat artırıp ülkeyi dünyaya açmakla oluyor. Vatandaşına “dalkavuk, makarnacı, göbeğini kaşıyan adam, bidon kafa” demekle ise hiç olmuyor. Yenilen pehlivan güreşe doymaz misali, kaç kez üst üste yenilip hala çok mahir ve maharetliymiş gibi üst perdeden konuşarak ne halt ettiğimizi sormakla da Atatürkçü olunmuyor. Halka gitmekle, halka hesap vermekle, halktan yana olmakla Atatürkçü olunuyor.

 Ülkeyi ateş çemberine döndürmeye uğraşan bir terör örgütünün siyasi temsilcisine 7 Haziran seçimlerinde oy istemekle Atatürkçü olunmuyor. Devletten taraf değilsiniz diyoruz. Biliyoruz da konuşuyoruz. “Anayasanın 2. Ve 3. Maddelerini tartışmaya açarız” diyen, hendekçilere “arkadaşlar” diye seslenen,”YPG terör örgütü değildir” diyen sizin genel başkanınızdır.  HDP barajı geçtiği için pilav dağıtan sizin Çanakkale belediye başkanınız Ülgür Gökhan’dır. “Gerekirse sokak sokak, hendek hendek direniriz” diyen sizin vekiliniz Aykut Erdoğdu’dur. “Devletin terörist öldürmeye hakkı yoktur” diyen sizin vekiliniz Murat EMİR’dir. Akademisyenlere destek veren sizin Parti Meclisinizdir. PKK terör örgütü üyeliğinden hapis yatan 3 kişiyi siz milletvekili adayı gösterdiniz. HEP’in kurucusunu, terör örgütü elebaşı Öcalan’ın yakalanmasını açlık grevi ile protesto eden HADEP’liyi siz aday gösterdiniz. Terörist cenazesine katılıp gözyaşı döken sizin vekilinizdir. HDP kongresine katılıp, PKK marşını esas duruşta ve ayakta dinleyen sizin genel başkan yardımcınız Bülent Tezcan’dır. “İran’la Türkiye karşı karşıya gelse, İran’ın yanında yer alırım” diyen sizin milletvekiliniz Eren ERDEM. Bir şehit cenazesine çelenk göndermeyi organize edemeden ülkeyi yönetmeye talip oluyorsunuz.

Bütün bunları yaparak Atatürkçü olduğunu, devletten yana olduğunu söyleyene kargalar bile güler. Şunu söylüyoruz; içinizdeki Tayyip Erdoğan düşmanlığı öyle bir raddeye gelmiş ki, artık makamları savunmak, devleti savunmak, içinizden gelmiyor.  Vekillerinizin “Katil devlet” diyerek slogan atışından belli. Umut Oran ve Hurşit Güneş’in Mısır’da yaşanan kalkışmadan sonra attığı tweetler hafızamızdan silinmedi.

Alkışlamaktan başka yaptığınız bir şey yok. 7 Haziran seçimlerinde de çok alkışlamıştınız. Sonra 1 Kasım seçimlerinde vazgeçtiniz alkışlamaktan. Çünkü millet gerçekte alkışlanması gerekenin kim olduğunu size gösterdi.  Bu millet, en sevilen masallardan “ büyücünün çırağında” geçen, ustası gibi büyülü işler yapmaya çalışan ve işleri eline yüzüne bulaştıran çırak gibi davranan sizlere, yani, siz kifayetsiz muhterislere verilecek bir ülkemiz olmadığını bir kere daha göstermiştir. Ha pişkinlik mi? Kaç seçim geçti hayaller ile cancağızım…

Ezcümle; “Allah’tan korkmadığınızı” dile getiren genel başkanınızdan ve Selina Doğan vekilinizden sonra, size ne desek kar etmez. Tekrar söylüyoruz: tarafız… tek devletten, tek milletten, tek bayraktan, tek vatandan tarafız.”