AK Parti eski İlçe Başkanı ve AK Parti İlçe Kurucu Teşkilat Başkanı Salih Arslan, ülke gündemi ve referandum süreci hakkında değerlendirmelerde bulundu. Arslan, “Öncelikli olarak CHP’nin Anayasa görüşmelerine dahi katılmaması zaten dayatmacı bir parti olduğunu gösteriyor. Bir dayatmacı partidir bu benim nazarımda. Dayatmacı bir parti olarak halkla özdeşleşmeyen, halkın sorunlarını dinlemeyen, her şeyi ben bilirim ben yaparım modunda bir parti. Halk değil de kendileri önde olmayı yeğlerler. Biz zaten Türkiye Cumhuriyetine CHP’nin herhangi bir katkısı olacağına inanmıyoruz. Bu ülkeye tek bir çivi çakmayan insanların bu ülkede biz yaparız, biz ederiz söylemlerini doğru bulmuyoruz. İnşallah burada bunlar yanılacaklar. CHP’li bazı milletvekillerinin geçtiğimiz aylarda yaptığı açıklamalar zaten açık ve net. Halkla birleşmeyen, halkla beraber olmayan, halkın sorunlarını dinlemeyen, onların dertlerine derman olmayan sadece söylem üzerine kurulmuş olan bir parti. Sahaya inmeyen bir parti.” dedi.

SURİYE’YE GİRMEKTE GEÇ KALDIK

Suriye ve Irak politikasına da değinen Arslan sözlerine şu şekilde devam etti: “Ülkemiz dışından bakan kimseler tarafından olumsuz olarak baksalar da, strateji uzmanları, değerli emekli büyükelçilerimiz, emekli büyük komutanlarımız bunun Suriye’ye girmenin artık bir şart olduğunu, içeri girmezsek ülkemiz sınırlarının tam olarak sağlam olmayacağını belirtiyorlar. Her gün ülkemize doğru havan topları geliyor. Eğer içeri girip bunu yerinde imha etmez isek iyi bir şey olamayacağını söyledik. Bu konuda biraz geç bile kalındı yani. Keşke daha önce girilseydi de bu konuya müdahil olunsaydı. Bu iş bu kadar uzamasaydı.”

AK PARTİ, BİR TABAN PARTİSİDİR

Yaşanan darbe girişimi ve Cumhurbaşkanlığı sistemi hakkında değerlendirmelerde bulunan Arslan, şunları kaydetti: “15 Temmuz darbe girişimi milletimizin dik duruşuyla Türkiye’de kurtuluş savaşının tekrar kazanılmasının kanıtıdır. İnşallah böyle bir durumla tekrar karşılaşmayız. Hala bu terör örgütünün içimizde olduğunu duyuyoruz. En yüksek cezaların verilmesini istiyoruz. Dünyada böyle bir büyük lidere sahip olan Türkiye’nin bu fırsatı kesinlikle kaçırmaması lazım. Eğer bu fırsat kaçırılırsa çok şeyin kaybedileceği manasına gelir. Sadece kendimizin evet oyu vermesi yetmez. Özellikle AK Parti bir taban partisidir. Tabanı da ikna etmemiz lazım. AK Parti ve MHP evet diyecekler. CHP hayır diyecek. Şimdi partiler referandum öncesi stratejilerini değerlendiriyor. Keşan’da bu konuda ciddi bir açıklama şu ana kadar yok. CHP’liler kafa karıştırmayı çok iyi bilirler. Yok efendim ‘Erdoğan saltanat getirecek. Ondan sonra oğlunu veya damadını başkan yapacak’ diye ipe sapa gelmeyen konuşmalar. Halkımızın bilgilendirilmesi gerekiyor. Vatandaşlarımızın Cumhurbaşkanlığı konusunda yeterince bilgileri yok. Kirli bilgiler havada uçuşuyor. Bakanların ben de varım demesi yetmez. Bu işi magazine çevirdiler. Tarihin en büyük adımı atılıyor. Bu sistem sayesinde ülkemiz siyasi istikrara kavuşacak. Koalisyonlardan bölünmelerden kurtulacağız. Türkiye hızlı karar alacak. Etkin bir yürütme olacak. Parlamento daha da güçlenecek. Bu konular çok iyi anlatılmalı. Zamanın da çok kısıtlı olduğunu ifade etmek istiyorum. Bu arada hayır diyecekler de boş durmuyor. Yok ‘Saltanat gelecek, yok meclis fesih ediliyor.’ Yok ‘Cumhuriyet yıkılıyor. Rejim değişiyor. 15 yıldır bu ülkeyi siz yönetmiyor musunuz? Size ne engel var ki?’gibi sorular. Bu sorulara karşı etkin bir cümle kurmalıyız. Özellikle AK Parti İlçe Teşkilatı bu konuda güzel savunmalar hazırlamalı. Uzun uzun teorik tartışmalara gerek yok. Cumhurbaşkanlığı sistemi gelirse ülkeye katkısı ne olacak. Bunları anlatmamız gerekiyor. Milletimizin de bilgilendirilmesi gerekiyor. Bu iş sadece Cumhurbaşkanının üzerine kalmamalı. Biz de Cumhurbaşkanımıza bu konuda yardım etmemiz gerekiyor.”

BU DAVA BÜYÜK BİR DAVA

Özellikle gelecek sistemin bir ülküsel dava olduğuna vurgu yapan, Arslan sözlerini şu şekilde tamamladı: Bu milleti çok seven ülkücülere sesleniyorum. İdealist tavırları takınmaktan vazgeçin. Küçük hesaplara yenik düşmeyin. Parti içi hesaplardan vazgeçin. MHP’nin özellikle kendi içinde bölünmelere tahammülü yoktur. Parti içi hesaplardan vazgeçip referandumda evet kampanyasında oyunun daha da yükseleceğini bilmeliler. Sayın Genel Başkanları Devlet Bahçelinin Sayın Cumhurbaşkanımız ile hareket etmesini hazmedemeyen çok ufak bir grup var. Biz bunlara sesleniyoruz. Gerçek bir ülkücü ufak tefek şeylere engel olmaz. Bu dava büyük bir dava. Bu bir ülküsel dava. Bu kadar ülkesini seven insanların ufak şeylere takılmasını ben anlamış değilim. Tayyip Erdoğan gibi 100 yılda gelen bir lider çıktı. Atatürk ayarında bir lideri Türkiye buluşmuş iken, onunla özdeşleşmiş iken bizim bunları göz ardı etmemiz kendimize bir ihanettir. Onun ufuk ötesi bilgilerinden faydalanmak her siyasetçinin görevidir. Amerika, Avrupa’nın hepsi hayır diyor. Neden hayır diyor, görüyor ki iyi şeyler oluyor. Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinden güzel şeyler oluyor. Engel olmak isteyen kişiler var. Sayın Devlet Bahçeli 15 Temmuz’daki durumu gördü. Türkiye yok edilmek isteniyor. Yok edilmek istendiğinden dolayı ülkücü davanın temsilcisi ne yaptı. Teşkilatlarını bilgilendirdi. Onlardan da güzel mesajlar alıyoruz. Biz Sayın Genel Başkanımızın yanındayız, Genel Başkanımızın doğrultusunda hareket edeceğiz ve evet oyu kullanacağız.”