CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu ve Erdin Bircan, CHP Keşan İlçe Başkanı Erdoğan Gümülcineli, 24’üncü dönem CHP Edirne Milletvekili Kemal Değirmendereli, CHP Keşan Kadın Kolları Başkanı Nedime Pangal ile partililer katıldı.  

SİYASİ BİR PARTİ ÇALIŞMASI OLMAYACAK

CHP parti lokalinde yapılan toplantıda ilk söz alan ve referandum sürecinin siyasi bir çalışma olmayacağını belirten Erdoğan Gümülcineli şunları kaydetti: “Önümüzdeki süreçte referanduma yönelik olarak nelerin yapılıp yapılamayacağı, nasıl bir çalışma stratejisi belirleneceği konusunda milletvekillerimiz bu anlamda bizleri bilgilendirecekler. Referanduma en kısa sürede gideceğiz. Nisan ayının 15’ine kadar önümüzdeki süreçte sizlerle sıklıkla toplantılar düzenleyeceğiz.  Yeni anayasanın bizleri nereye getireceği, toplum üzerindeki baskıların hangi oranda olacağı aşikar ortadadır. Bunu ülkemize karşı geleceğimize karşı çocuklarımıza karşı bir sorumluluk duygusu içinde hepimiz bu çalışmanın içinde yer almamız gerekiyor. Bizlerin çalışmaları yetmez, sizlerden de ayrı ayrı yönetimimize partimize katkı vermeniz anlamında yardımlarınızı isteyeceğiz. Bunun yerel ve genel seçimlerden ayrı özelliği var. Siyasi bir parti çalışması olmayacak. Ülkemize karşı getirilmek istenen baskıcı rejimin reddi çalışması olacak. Sayın vekillerimiz bu konu hakkında bilgilendirme yapacak.”

ANAYASANIN İLK DÖRT MADDESİNDE BİZİM KURUCU DEĞERLERİMİZ VAR

CHP Cumhuriyet Halk Partisi Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu da Cumhuriyete sahip çıkılmasının atını çizerek şunları söyledi: “Getirilmek istenen öncelikle Cumhurbaşkanı imzalamadı bir haftada oldu, bu bir sistem değişikliği değil, rejim değişikliğidir. Yüzyıl önce Kurtuluş Savaşı sonunda kurduğumuz Türkiye Cumhuriyetinin ve yönetiminin egemenliğin kayıtsız şartsız, milletten, yani saltanattan alınan egemenliğin halka tesliminin halktan teslim alınarak bir kişinin iradesine teslim edilmesidir. Bu değişiklik geçerse Türkiye Cumhuriyeti ve Atatürk tarihe karışır. Türkiye Cumhuriyeti çok zor günler yaşar. Güçlü Türkiye olacak, bunların hepsi kandırmacadır. Neden kavga etti bu insanlar mecliste derseniz onlar biz oluyoruz. Sizler bizi neden seçtiniz, Cumhuriyet değerlerine sahip çıkın diye. O yeminin arkasında durun. Cumhuriyet Halk Partisi bu ülkeyi kuran ideolojidir. CHP bu ülkeyi kurarken kimlerle yolunu çıktığı bellidir. Kurumları oluşturmuştur. O kurumlar AKP ile teker teker yok olmaktadır. Bir AKP’li vekilde Anayasa komisyonu üyesi ve yani o anayasayı hazırlayan kişilerden bir tanesi çıkıp bir gece biz dört maddeyle değiştireceğiz demiştir. Anayasanın ilk dört maddesinde bizim kurucu değerlerimiz var. Bayrağımız var, başkentimiz var, dilimiz var ve değiştirilmesi dahi teklif edilemez madde var. Bu maddeyi değiştirirsek Türkiye Cumhuriyetini kendi elimizle tarihe gömüyoruz anlamına gelir. Basite indirgenecek referandum değildir. Onun için çok dikkatli olmak zorundayız. Hayır diyenlerin sayısı fazladır. Anketlerde bu çıkmaktadır. Vatanını seven herkesim hayır diyeceğini biliyoruz. AKP yöneticileri ile dahi görüştük, onlar bile taraftar değiller. Bunu çok iyi anlatmak zorundayız. Bu sadece Cumhuriyet Halk Partisinin de sorunu değildir. Cumhuriyet değerlerine inanan herkesin sorunudur. Ama ana eksen Cumhuriyet Halk Partisidir. Örgütlü güç Cumhuriyet Halk Partisidir. Türkiye’nin gündemine bu gelmiştir. Gündem bu mu olmalıdır?

NEDEN TÜRKİYE TERÖRİST KAYNIYOR

Son dönemde olan terör olaylarıyla ilgili olarak birtakım konulara değinen Gaytancıoğlu sözlerine şu şekilde devam etti: “Biz mecliste terörle ilgili olarak görüşme istedik. Dedik ki her şeyi bırakalım terörü konuşalım. Her gün televizyonu açtığımızda Kayseri’de patlama, Ankara’da patlama, İstanbul’da şehitler, polislerimiz öldü, aileler tedirginlik içerisinde. Çocuğunu askere gönderecek acaba nasıl dönecek. Askerde olan çocuğu şehit oldu mu? Bu haberlerle biz daha fazla gündemde kalamayız. Söyledik terör bitecekse biz hazırlıklıyız. Her zaman destek vermeye hazırız. Bu El-Nusra nerden çıktı? PKK nerden çıktı? IŞID nerde çıktı? PYD nerde çıktı? Buradan İstanbul’a gidin her yerde polisler yüzlerini kapatmışlar,  ellerinde tabanca bacaklarında tabanca, ellerinde uzun namlulu silahlar üstlerinde el bombaları, biz Türkiye bunlara alışık değiliz. Neden Türkiye terörist kaynıyor şuanda.  Çünkü kardeşim dediğin Esad’la şimdi Esed. Şimdi sen oraya gideceğim dedin gidemedin ama 3 milyon Suriyeli Türkiye ye geldi 8 milyar dolarda bunlara para harcadın, övünerek de bunu anlatıyorsun.  Sınır ötesi bir operasyon yapıyorsun dış politikayla da kiminle operasyon yapıyorsun. Özgür Suriye ordusuyla operasyon yapıyorsun. Rusya ile anlaşma yapıyorsun onlarda bu anlaşmalar uymuyorlar. Senin hiçbir şeyini almadılar ve turizm anlaşmasına da uymadılar. Güvenmiyorlar. Avrupa sana güvenmiyor. Avrupa Parlamentosu güvenmiyor. Ekonomi berbat. Son iki aydaki dolardaki artış 1 TL. İki aylık kaybımız 168 milyar TL. Bu bir yılda çitçiye verdiğimiz tüm destekleme, 17 milyona verdiğimiz tüm destekleme 13 milyar TL. Ama bunun tam 13 katını iki ayda kaybettik. Önümüze getirilen anayasa taslağında dolayı kaybettik.”

CUMHURİYET HALK PARTİSİ OLARAK BİZE DÜŞEN BUNU HALKA ANLATMAKTIR

Yapılan değişikliğin bir rejim değişikliği olduğu üzerinde duran Gaytancıoğlu sözlerini şu şekilde tamamladı:  “Taslak o kadar çok engelleme yapmamıza rağmen 9 oy farkla geçti. 9 tane daha milletvekili olmasaydı bu geçmeyecekti. Birçok MHP’li bize açık açık destek verdi. Yaklaşık 12-13 milletvekili hayır oyu verdi. Odalarımıza gelip mektup bıraktılar, konuştuk ama bazı milletvekilleri de kullanılan pulları kendi arkadaşlarına teslim ettiler. Bize 3 tane pul veriliyor. Kırmızı, beyaz, yeşil. Biz kırmızı kullandık. Onlar beyaz kullandı. Onlar normalde 2 tane pulu çöpe atmaları gerekirken aldılar İstanbul milletvekiline teslim ettiler. Basına yansıdığı için söylüyorum. Milletvekillerinin iradesine ipotek koydular. AKP’liler daha kötüsünü yaptı. Göz göre göre beyaz oyu göstererek ben beyaz atıyorum dediler. Bu gizli oylama, vicdan meselesi. Grup kararı alınmamış sen gidip kararını açık açık belirtiyorsun. Gizli oylama olmuyor. Referandum olacak ama biz davamızda haklıyız. Çünkü davamız Cumhuriyet davasıdır. Davamız İşsizliktir. 6 milyon insan işsizken aç yatarken biz onların mücadelesini yapıyoruz. Üniversiteleri bitiyor gençlerimiz iş bulamıyor. Ekonomi gün geçtikçe küçülüyor. Üniversite eğitimi almış birçok genç ülkeyi terk etmek istiyor. Gençlerimiz ne bir iş kurabiliyor, ne de bir işe girebiliyor. Türkiye’nin gerçek soru eğitimdir. Her yere okullar kuruluyor, her yeri imam hatip lisesine dönüştürmeye çalışıyorlar, sonunda PİSA sınavlarında Türkiye sıfır çekiyor. Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz eğitimi konuşmak istiyoruz. Türkiye’nin sorunu çiftçidir. 17 milyon çiftçi bugün hep aynı fiyatlarla ürün satmaya çalışıyor. İki gün bir gazeteci beni arıyor bu tarım kredileri 77 milyar olmuş  ne düşünüyorsunuz diye. Ne düşüneyim 13 milyar destek 77 milyar kredi. Kredisiz dönemiyor çiftçi. Neden kredi alıyor, ürünü para etmediği için kredi alıyor dönmeye çalışıyor. Gazeteciye şunu söyledim. Birincisi takla attırma, çiftçinin kullandığı yöntem. Ürünü sattı borcunu kapatamadı gidiyor, takla attırıyor. Başka bir bankadan kredi çekiyor, başka bankaya ödüyor borcu kapatıyor öbür, bu takla attırma. Diğeri de dalak çıkarma, traktörünü satıyor borcunu ödüyor, bu sefer traktöre borçlanıyor. Biz bunları konuşmak istiyoruz mecliste. TBMM’nin gündemine bunlar gelmeli. İşsizlik, yolsuzluklar gelmeli. Bugün ihale yapmışlar, birkaç haftada bunla döner. Tamam lazım ama kimin parasıyla yapıyorsun sen bunu. Bütçeden de çıkmıyor. Yap, işlet, devret. Bütçe garantili krediler. Osmangazi köprüsü yaptın kaç kişi geçti. Türkiye’yi yönetemeyen bir AKP. Her şeyini ipotek etmiş bir milletvekilleri. Bir kişinin derdi de ben rejimi yöneteceğim. Öyle maddeler var ki, bir kişi aldığı yetkiler sonucunda aldığı yetkiyle ülkeyi özerk bölgelere bölebiliyor. Yani Kürdistan, Ermenistan isteğini yapabilir. Bu yetki Atatürk’e verilmeyen bir yetki. Sabah kalkıyor , ben meclisi fesih ettim diyebiliyor. Zaten OHAL dönemindeyiz. Kendisine OHAL çıkartma yetkisi veriliyor. İstediği kişiyi atayabiliyor. Milletvekili sayısını 600’e çıkartıyor. Ne gerek var ekstradan milletvekiline. 18 yaşındaki çocuğu da milletvekili yapacağız. Bunlar işin düzmece kısımları. Önemli olan rejimin tek elde toplanması. Yasama, yürütme, yargının ayrı olması, bu ayrılık yok. Tek bir kişi hem valileri hem yargıçları atıyor, hem kaymakamları, hem il başkanlarını her şeyi bu atıyor. Herkese dokunabiliyor, kimse ona dokunamıyor. Nasıl dokunacağız ona 600 tane milletvekilinin yarısı 300 tanesi imza verecek. 300 tane verdin yetmiyor, 40 tane daha bulun. Neden gündeme alacağız. 60 tane daha bulun 400 tane milletvekili bulun yüce divana sevk edelim. Kim sevk edecek onun atadığı milletvekilleri. Kim karar verecek ceza almasına onun atadığı yargıçlar. Hiç mümkün mü? Nereden bakarsanız bakın Türkiye’nin geriye gitmesidir bu. 100 yıl önce padişahı yerinde kaldırarak İngiltere’ye gönderdiğimiz, saltanatı kaldırdığımız, halifeliği kaldırdığımız egemenliği saltanattan alıp halka verdiğimiz milletindir dediğimiz felsefemiz bir kişiye teslim edilecek. %50 artı bir oy alırsa ülkeyi yönetecek. Bu bir seçim değildir. Siyasi partiye oy verilmeyecek. Kime oy verirlerse versinler saygı duyuyoruz. İstedikleri partiye oy versinler ama burada rejim değişeceği için hayır oyu versinler. Hayır çıkarsa hiçbir şey olmaz. Ama evet çıkarsa bunu düşünmek bile istemiyorum. Hayır çıkarsa meclis yine devam eder. Cumhurbaşkanı yine devam eder. Yine gider halk oylamasına halk seçerse seçilmiş Cumhurbaşkanı olarak görevini yapar. Anayasaya herkes uymak zorunda. MHP’de buna hayır diyecek kişi çoktur. Saadet Partisi de hayır diyeceğini açıklamıştır. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bize düşen bunu halka anlatmaktır. Vatan, millet edalarıyla Atatürk’ü kullanarak. Hepimize görev düşmektedir. Bu bir referandumdur. Seçim değildir. Sadece ilçe yönetimlerinin yapacağı çalışma değildir. Evet diyebilmek için bir neden bulamıyorum. Hiçbir kanal naklen yayın yapmadı. TRT3 normalde tüm yarınları verir. Anayasa çalışmalarını nedense vermedi. İstanbul milletvekilimiz bunu çekerek verdik. Gizli oysa oylarını gizli kullansınlar. Bu bir rejim değişikliğidir. Belki de bizler için bu bir şanstır. Bu anayasayı tek başına isteyen kişinin de daha önce çok kandırılmışlığı vardır. 2011 de İmralı görüşmeleri, Oslo görüşmeleri, Dolmabahçe mutabakatları FETÖ’cüler kandırmıştır. Kandırmayan kalmamıştır. Kandırılan kişiye de bu yetkiyi teslim etmemek gerekir. Atatürk’e ve genel başkanımıza dahi verilse bizim bunu kabul etmemiz mümkün değildir.”

MİLLETVEKİLLERİNDEN PENSİLVANYA’YA GİDENLER İTİBAR GÖRÜYORDU

Daha sonra söz alan CHP Cumhuriyet Halk Partisi Edirne Milletvekili Erdin Bircan, Mecliste yaşanan milletvekili kavgaları ve FETÖ’den bahsederek şunları söyledi: “Bu hafta bir anayasa oylaması yapıldı. Bu anaysa çalışmalarına ben anayasa demiyorum, onayasa diyorum, kişiye göre onayasa yapıldı. Recep Tayyip Erdoğan’a uyacak bir yasa yapıldı. Bunun adı anayasa değil, onayasadır. Aldatıldık diyen bir Cumhurbaşkanı şu anda bütün yetkileri kendi üzerinde toplamaya çalışıyor. Neden bu kadar acele ettiniz. Neden sabahlara kadar meclisi çalıştırdınız. Milletvekilleriniz kavgasını gördünüz. En vahimi de kadın milletvekillerinin kavgasıydı. 550 milletvekillerinin içerisinde en sakin en uyumlu Şafak Pavey arkadaşımızın kol ve bacak protezine tekme atacak kadar Antalya milletvekilleri var. Neden bunu yapıyor. Ben FETÖ’cü değilim demek için yapıyor. O pulları gösterenler, O açık oyları gösterenler, o oyları gösterenler tamamı FETÖ’cü, aslında bunların Hepsi Tayyip Erdoğan da dahil olmak üzere hepsi FETÖ’cü değil mi?. Milletvekillerinde Pensilvanya’ya gidenler itibar görüyordu. Geldikten sonra değişiyordu hemen. Hacca gidip gelmiş gibi oluyorlardı. Ama ne oldu devleti geçirme programı yapıldı. Fethullah Gülen ile birlikte hareket edildi. Hani sızdı diyorlar ya. Sızmadı beraber yerleştirdiler. Beraber devleti ele geçirme programı yaptılar. Ama 2013 yılı 17-25 Aralık ortağı Fethullah, Tayyip Erdoğan’ı hırsızlık yaparken yakaladı. Ondan sonra ayrışım başladı. Fethullah ile beraber olanlar terörist oldu, onunla beraber devam edenler devletçi oldu. Şimdi her yer de Fethullahçı var diyorsun. Öğretmene de diyorsun, Polise de, savcıya da hakime de, her kademedeki insanlara sen Fethullahçı diyorsun. Peki sen ne yaptın. Ey hocam bitsin bu hasret diyen Recep Tayyip Erdoğan. Rahmetli Kamer Genç meclis kürsüsünde linç edilmek istendi. Nedenkimdir bu Fethullah Gülen diyordu. Şimdiki Adalet bakanı Bekir Bozdağ, Fetdullah Gülen bilgin adamdır, saygın adadır ve hizmet hareketi de Türkiye için faydalıdır, yararlıdır . Şimdi ne olduysa Allahım ve milletim beni affetsin dedi. İnsanlarda sana inandı. Peki bu insanlara ne oldu onları hukuk yargılıyor ama seni Allah yargılayacak millete de beni affetsin diyor. Burası hukuk devleti olduğu unutuluyor. Aldatıldık diyen kandırıldık diyen tüm yetkileri almak istiyor. En vurucu nokta burada da bir Dolmabahçe mutabakatı var. Ben gittiğim yerlerde bunları söyledim.  Burada her iki tarafta da muhatap da HDP de AKP de bunu çıkıp açıklamak zorundalar.  3 bucuk yık terör durdu, kim kime ne söz verdi çıkıp bunu halka açıklamak zorundalar.

KARDEŞİM DEDİĞİN ESAD ŞİMDİ ESED OLDU

Yaşan terör olayları ve Suriye politikasından AK Parti’nin sorumlu olduğuna dikkat çeken Bircan şunları kaydetti: “Gün yok ki şehitlerimiz olmasın. Terör 7 Haziran seçimleri sonra 1 Kasıma kadar bir terör yaşadık ki, bu terörle gelerek seçimleri aldılar. Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş diyor ki referandumdan evet çıkarsa terör bitecek. O zaman siz terör odaklarını biliyorsunuz. Demek ki müsaade ediyorsunuz. Terörden beslenerek siyaset yapıyorsunuz ve iktidarda kalıyorsunuz. Bunun başka anlayışı da yok. Suriye yol geçen hanı oldu. Soru önergesi verdik. Emniyetten aldığım bilgi 4 buçuk milyon kişi Türkiye’ye gelmiş. Bu Reina katliamını yapan da silahınla beraber gelmiş, terör yapmış ama yakalandı. Ne kadarının ne IŞID’li olduğu, terörist olduğunun kaydı var. Bu Suriyelinin içinde en vahimi 2 milyon 18 yaş ve 18 yaş altı çocuk var. Eğitimsiz büyüyor. Şiddetin içinde büyüyor. O 2 milyon çocuğun Türkiye’ye 10-15 yıl sonra ne olacağını ben düşünmek bile istemiyorum. Eğitimsiz ve şiddetle büyüyen çocuklar. Metropollerde para istiyorlar, para vermediğin zaman arabayı tekmeliyorlar. Kardeşim dediğin Esad’la şimdi Esed’le ve o hırsla şu anda benim askerim çocuğum El-bab’ta şehit oluyor. 60 çocuğumuz şehit geldi. Vatan topraklarında bir derdin mi var? Orada özgür Suriye ordusu dediği çapulcu, talancı, o Ezidilerin ilk gelişinde dedikleri özgür Suriye ordusu dedikleri bunlar, Mehmetçiği kol kola Esadı devirmeye çalışıyor. Senin Suriye’nin içerisinde senin ne işlerin var. Nasıl bir hırsa yapıyorsan bunların hesabını vermek zorundasın. Ölen çocuklarımızın ve şehitlerimizi Erdoğan hesabını verecek ondan sonra bu referanduma gidecek. Referanduma götürürken OHAL’le gidiyoruz. Validen genel geliyor. Diyor ki basın açıklaması yapamazsın, bildiri dağıtamazsın, konuşamazsın ne olacak, kendisi de diyor ki meydanlara çıkacağız. Ben ne yapacağım, elimi kolumu bağlayarak senin başkan olmanı bekleyeceğim. Böyle bir şey yok. Hep bunu söylemek istedik. 2023’e daha önce nasıl gelirken bunun hesapları ile geldiler. Çünkü Recep Tayyip Erdoğan korkuyor. Onun için bu mücadele, onun için meclisten çabuk geçirmesi, onun için bir an önce korunma zırhına bürüneyim. Tek şeyi korku bunun içinde yolsuzlukları saymak istemiyorum. İki ve üçüncü köprü arasında fiyat farkı %1000. Üçüncü havalimanının hesabını bilen var mı? yok. Bu yolsuzlukların, hırsızlıkların hepsi çıkacak. Onun için ben bir an önce korunma zırhını alayım bana bundan sonra kimse dokunmasın. Çıkıp tarafsızlık yemini de yapayım ama AKP’nin başında da genel başkan olayım. Hem genel başkan olacaksınız diğer tarafta adı başkan şimdi Cumhurbaşkanı diyorlar. Biz ne hikmetse Afrika’da bakıyorlar nasıl bir sistem ürüyor, nasıl bir diktatörlük var,  bu Türk sistemi dedikleri bir başkanlık sistemiyle faşizmi hortlatıyorlar.”

CHP ATATÜRK’ÜN KURDUĞU PARTİDİR, BİZE KİMSE LAF ATAMAZ

Yaşanan süreçlerde CHP ile başkalarını yan yana getirmek isteyenlere net bir şekilde tavır sergileyen Bircan sözlerini şu şekilde tamamladı: “Şu anda biz zaten faşizmi yaşıyoruz. Sosyal medyada Cumhurbaşkanına karşı bir muhalefet olduğunda polis geliyor. Nasıl bir şey bu. Sen teröristleri takip et. Sen bizim çocuklarımızı dinleme onlar zaten Atatürkçü. Cumhuriyetçi olmasalar  sana zaten muhalif olmazlar. %58 iki anket var gelen. Hayır var. Yoksa imzalayıp giderdi. %58’i alıyor eline. Yani belki şu 15 günlük süreçte ben imzalamayabilir düşüncesine de sahip oldum. Anketleri bir türlü yukarı çıkaramıyorlar. Bir algıdır medya %95 zaten onların elinde. Algı operasyonlarıyla götürmeye çalışıyorlar. Ekonomi batıyor, sanayiciyi korkutmuşlar. Sesini çıkaramıyor. Ya diyor benim malımı alırsa. Ya beni de sokağa atarsa.  Ya benim işyerime de kayyum atarsa. Yani şuanda kimsenin mal ve can güvencesi olmadığı bir süreçte bizden başkanlık sistemini oylamamızı bekliyor. Bu oylama parti oylaması değil, dört yıl sonra tekrarı yok. Ya atlayacağız yardan gideceğiz, ya da çocuklarımıza torunlarımıza hesap verebilmek için, umuyorum ki sizlerde aynı düşüncedesiniz. Onun için biz bu mücadeleyi vereceğiz. Torunlarımız bize dede bu ülke Cumhuriyetle kurulmuş, Türkiye bu hale gelirken nerdeydiniz diye sorduklarında başımız öne eğmemek için mücadeleyi vereceğiz. Bu referandumda hayır oyu çıkararak bir tokat atacağız. Her şey var, İşsizlik diz boyu, şehitlerimiz geliyor. AKP hiçbir şey yapmamış. Cumhurbaşkanının hiç suçu yok. HDP ile kol kola giren kim CHP, Fethullah ile iş tutan kim CHP, ama işte iş’te bu işte Fethullah ile beraber olan benim eski önceki sonraki bir tane genel başkanın fotoğrafını çıkarsınlar. Bu sorumluluğu ne yapacaksınız. Sorumlu olan sizsiniz. Sizdiniz. Anlaşan da giden de sizsiniz arkadaşlar. İşte burada. Kardeşi Esad’la benim işim yok. Sizdiniz. Şimdi Davutoğlu’nu kabul etmiyor belki yarın onu da Fethullahçı diye şey yapacaktır. Ama el ele gezen sizlersiniz. Bunu tutup siz bize aile saadeti en vahimi de bunlar gazete küpürlerindendir bunlar. PKK ile görüşmeye ben gönderdiğim diyen sıkıntısı olan bana söylesin diyen Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisidir. Yine Yalçın Akdağ’ın olayları okuma tecrübesi vardır. En vahimi hemşerimiz Yiğit Bulut. Öcalan Türkiye’nin önünü açıyor diyor. Tayyip Erdoğan’ın baş danışmanı. CHP’yi HDP ile yan yana getirmek isteyen ve CHP ile Fethullah gülen ile anan, şerefsizdir, namussuzdur. Bizimle de ilgili eğer bize de böyle bir şey atılırsa hadi oradan diye atarsınız gider. CHP Atatürk’ün kurduğu partidir. Özgürlükçü, laik, demokrat ve hukuk devletini savunan bir partidir. Bize kimse laf atamaz, atana da hadi gidin dersiniz olur biter. Kimse yan yana getiremez getiren, namussuzdur şerefsizdir.”

Bircan’ın konuşmasının ardından toplantı sona erdi.