CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz Cumartesi günü, Tekirdağ'da  “Büyük Buluşma” adıyla düzenlenen toplantıda STK (Sivil Toplum Kuruluşları) temsilcileriyle bir araya geldi.

Basına kapalı olan bölüme STK temsilcilerinin taleplerini ve sorunlarını dinleyen Kılıçdaroğlu daha sonra “Tam demokrasi ve güçlü bir parlamenter sistem için neler yapmalıyız?” konu başladığında topladığı 16 maddeyi STK’lar ile paylaştı. Her maddeyi tek tek anlatıp örnekler veren Kılıçdaroğlu, politikaları üzerinden AK Parti hükümetini eleştirdi. Türkiye’nin yaşanacak bir ülke olması için tam demokrasinin gerekli olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “İnsanı savunuyorsunuz, insanın düşüncelerine saygı gösteriyorsanız, önce Türkiye Cumhuriyeti’nde tam demokrasi olması lazım. Bu konuda hepimizin ortak uzlaşması gerekiyor. Bu işin sağı, solu yok. İşçisi, işvereni yok. Sosyalisti, kapitalisti yok. Tam demokrasi, güçlü bir demokrasi. Birinci ayağımız güçlü bir Türkiye için, yaşanacak bir Türkiye için tam demokrasi. Amerikalılar Mars’a bir uydu gönderdiler, adı ne biliyor musunuz? Merak. Ne var orada? İnsan doğasında olan merak bilgiyle, eğitimle teşhis edeceksiniz. Üzülerek ifade edeyim, ilk kez İran üniversitelerinin veri sayısı Türk üniversitelerini geçti. Bu ayıp bize yeter.” dedi.
KONSOLOSLARIN GÖREVİ DAVAYI İZLEMEK
Gazeteci Can Dündar ve Erdem Gül’ün yargılandığı casusluk davasını hatırlatan Kemal Kılıçdaroğlu, ilk duruşmayı izleyen konsoloslara da değinerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Siyasi iktidar kim olursa olsun, medya özgürlüğüne darbe vuruyorsa, yani halkın haber alma özgürlüğünü kısıtlıyorsa o toplum özgür değildir. Şu anda Türkiye’de ciddi bir medya özgürlüğü sorunumuz var. Bakın ben hiç ayırım yapmıyorum. Bizim de karşımızda olanlar var. Bizi de eleştiren gazeteler var. Hiçbir zaman ‘aman bunlar yazdı, bunları kapatalım’ öyle bir düşünce asla aklımdan geçmez. Ülkeyi yönetenlerin ihtiyaç duyduğu şey alkış değil, sağlıklı eleştiridir. Oradan yanlışını görecektir. Hatasını görecektir. Gazeteci toplum adına bir kamu görevini yerine getirir. Siz doğru haber yaptı diye gazeteciyi hapse atarsanız bütün dünya ayağa kalkar. Çünkü aynı zamanda bu insan hakları ihlalidir. İnsan hakları ihlali evrenseldir. İster Afrika’da olsun, ister Türkiye’de, Hindistan, Amerika’da ister Rusya’da. İnsan hakkı ihlali varsa herkes ayağa kalkar. O nedenledir ki konsoloslar gitmişlerdir, Can Dündar ve Erdem Gül’ün davasını izlemişlerdir. İnsan hakkı ihlali olmuştur. Medya özgürlüğüne değer verdikleri içindir. ‘Neden bunu izliyorsunuz?’ o adamın görevi zaten bu tür davaları izlemek. Bizim de konsoloslar gidip izlerler.”
DARBE HUKUKU OLUŞTU
Türkiye’nin yaşadığı darbelerin sonucu bir ‘darbe hukuku’ oluştuğunu anlatan Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin bir an önce bu ‘darbe hukukundan’ arınması gerektiğini savunarak, “Türkiye’de darbe hukuku diye bir kavram oluştu. Türkiye darbe hukukundan arınması lazım. Ne demek darbe hukuku, zamanında yapılan darbeler sonucu, darbeciler kendi hukuklarını oluşturdular. Siyasi partiler, seçim yasası bunlara örnektir. Bir milletin kendisi, kendi vekilini seçemiyorsa, önüne böyle bir seçenek konamıyorsa, yani millet, milletvekilini seçemiyorsa, orada bir sorunumuz var demektir. Ne yapacağız siyasi partiler yasasını değiştireceğiz. Millet adaylarını kendisi belirleyecek. Yüzde 10 seçim barajı darbe hukukun bir parçası. Milli irade dediler, yüzde 9’un oyunu yok sayıyorsun. Bunlar bu ülkenin insanları değil mi? Bunun da değişmesi lazım. Yüzde 1 oy partinin genel başkanı en azından meclise girebilmeli. Sokakta bağırıp, çağıracağına çıksın mecliste düşüncesini açıklasın.” diye konuştu.
SORUNLARI BİZ ÇÖZERİZ
Türkiye’de sorunları sadece partisinin çözebileceğini kaydeden Kılıçdaroğlu, özellikle terör sorununun İmralı'da kurulacak masa etrafında değil, Meclise çözülebileceğini ifade ederek, “Eğer Türkiye’de bir sorun varsa, o sorun nasıl çözülür diye bir parti arıyorsanız, bunu büyük özgüvenle söylüyorum o da CHP’dir. Sorun böyle çözülmez dedik, ‘biz çözeceğiz’ dediler. Sorun İmralı’da kurulacak masada çözülmez. Nerede çözülür? Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde. Şimdi yeni uyanmışlar ‘evet Mecliste çözülür’ diyorlar. Ama bu kadar olayın sonunda. İktidar partisinin genel başkan yardımcısı diyor ki ‘200 ton bomba yerleştirmişler’ İyi de bomba yerleştirilirken emniyeti, istihbaratı neredeydi, bakanı başbakanı neredeydi? Kim bunların sorumlusu? Şimdi kalktılar kahraman kesildiler. Bu sorun çözülebilir, bu sorununda çözüm adresi CHP’dir. Çünkü biz Kuvayi milliye geleneğinden geliyoruz. Üniter yapı içersinde her sorunu çözmeye hazırız.” dedi.
TÜRKİYE’NİN KURUCU AYARLARINA DÖNMESİ GEREK
Cumhuriyet tarihinin en derin krizlerinden birinin yaşandığını öne süren Kemal Kılıçdaroğlu, bu krizin aşılmak zorunda olduğunu söyledi. Bu krizin sadece CHP’nin değil, herkesin ortak sorunu olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Türkiye bu krizi aşmak zorunda. Bu sorun sadece CHP’nin ya da sivil toplum örgütlerinin meslek kuruluşlarının değil, hepimizin ortak sorunudur. Türkiye kurucu ayarlarına dönmek zorundadır, kurulurken, hangi hedeflerden, hangi ilkelerden yola çıktıysak, hangi amaçları güttüysek, yeniden 21’nci yüzyılda o kurucu ayarlara Türkiye Cumhuriyeti’nin dönmesi lazım.” ifadelerini kullandı.
Yaklaşık 1 saatin üzerinde kürsüde kalan Kılıçdaroğlu, bu süre içerisinde “Tam demokrasi ve güçlü bir parlamenter sistem için neler yapmalıyız?” konu başladığında topladığı, yargı bağımsızlığı, medya özgürlüğü, milletin vekillerini millet seçsin, seçim barajı düşürülsün, yurt dışı seçim çevresi, düşünceyi açıklama özgürlüğü, toplantı ve gösteri hakkı, üniversitelerin özerkliği, örgütlenme özgürlüğü, siyasette ahlak, güçlü sosyal devlet, doğa haklarına saygılı siyaset, kanun önünde eşitlik, toplumsal barış, organ mahkemesi, dış politikada 180 derecelik dönüş konularını tek tek açıkladı.