AYGÜL KONAR

Basın açıklaması, dün saat 14.00’te CHP Keşan İlçe Başkanlığı’nda gerçekleştirildi. Basın açıklamasında, CHP Keşan İlçe Başkanı Recep Pekcan ve Keşan Belediye Meclisi’nin CHP Grup Sözcüsü Feridun Tümer söz aldı. 

PEKCAN: “BAŞKAN MECLİSİN NASIL YÖNETİLECEĞİNİ BİLMİYOR”

Recep Pekcan, açıklamasına, “Bir süredir meclisin çalışması ve nasıl çalışacağı ile ilgili sıkıntılar var. Son mecliste defalarca söylediğimiz, nasıl çalışması gerektiği ile ilgili öneriler ve uyarılarımız oldu. Son meclise gittiğimizde olay başka bir yere geldi. Bunları birinci ağızdan anlatacağım” diyerek başladı ve şunları söyledi: “Meclisin meclis gibi yönetilmesi gerektiğini biliyoruz. Üyelerimizin söz hakları var, bunlar kullandırılmadı. Dilek ve temenniler var, bunlar da kullandırılmadı. Başkanın durmadan ‘30 sene-30 sene’ demesinden de rahatsızız. Başkanın tarzı olayı kırılma noktasına kadar getirdi. Özlem hanım söz almak istedi, Özlem hanım meclis üyesi, Özlem hanım katip üye, Özlem Hanım imar komisyonu başkanı. Kendisine imar ile ilgili söz verilmedi çünkü kendisinin söyleyeceklerini duymak istemedi. Yüksel bey söz almak istiyor, ‘burası ilkokul değil, elini kaldır’ deniyor. Oysa Yüksel bey, kendisine ‘sevgili başkan’ diye hitap ediyor. Sonra burada cevap verilemeyeceği söyleniyor. Bizim adımıza konuşması gereken grup sözcümüze bile söz verilmiyor. Sonra bir iki meclistir gördüğümüz ve bizi rahatsız eden şey, meclise izleyici gelebilir, fakat orada bir takım arkadaşlar olayı yönlendirmeye ve provoke etmeye çalışıyor, baskı kurmaya çalışıyor. Meclisin bir adabı var. Bir yönetme tarzı var. Sen bizim söz hakkımızı engellersen, meclis olmaz ki bu. Başkan meclisin nasıl yönetileceğini bilmiyor ki, geçen haftaki basın açıklamasında bunu gördük. Belediye meclisi nasıl yönetilir, bilmesi gerekir kendisi bir buçuk yıldır başkanlık yapıyor. Son mecliste biz meclisten ayrıldıktan sonra, karar yeter sayısının yetmediğini de bilmiyor başkan. Biz ayrıldığımız anda, meclisin devam etmemesi gerekirdi. Biz ayrıldığımız anda meclisin durması gerekirdi. Neyse ki birazdan gireceğimiz mecliste kaldığımız yerden devam edeceğiz. Gizli oylama yapılıyor, sonuç çıkıyor, bir kere de açık oylamaya sunuyor. Bu sıkıntılı bir durumdur. Başkanının önce bir meclisin nasıl yönetildiğini bilmesi ve hazırlanması gerekir. Bunu çözünde sorunlar biter. Söz haklarımızı kullanacağız. Konuşmamız lazım. Bağırarak azarlar gibi bu iş olmaz. Kulaklarına kadar kızararak da bu iş olmaz. Orada oturan meclis üyeleri CHP’yi temsil ediyor. Baktığında meclis üyelerini değil, CHP’yi görmesi lazım. Hatta baktığında Millet İttifakı’nı görmesi lazım. Bu Keşan’ın muhalefet yetkisini verdiği bir ittifaktır. Onlara her davranış, Keşan’a yapılan bir davranıştır. Kendisini Keşan’a şikayet etmiyorum çünkü kendisinden bir buçuk senede yeterince şikayet edildi. 30 yıllık bir mirasın üstünde oturuyorsun. Görev başında kaybettiğimiz başkanlarımız, meclis üyelerimiz var. Ve hepsi ellerinden geldiği kadar iyisiyle kötüsüyle hizmet ettiler. Hatalar yapılmış olabilir, biz geçmişimizin sonuna kadar arkasındayız. Zaten yüzleşmiş vaziyetteyiz. Dönüp dönüp ailemize saldırma. Bir buçuk sene geçti, bir dikili ağacın yok, Mehmet Gemici gibi bir park yaptın mı? Bir otogar, bir mezbaha, bir toplu konut yaptın mı? Belediye kompleksi gibi bir yatırımın var mı? Kompleksin üstünü bir buçuk senedir kapatamadın. Projesi olmayan görsellerle oyalanıyorsun. Esnafımız ve halkımız hala yağmurun altında. Biz kapatamadık, kabul. Ama kocaman bir kompleks yaptık. Oranın bir an önce kapanması lazım. Böyle bir hizmet yap, arkandayız.” 

PEKCAN: “YAYLA’DAKİ TALAŞLARI ALACAKSIN ARKADAŞ, ORADA YAŞAYAN BİR SÜRÜ İNSAN VAR”

Başkan Helvacıoğlu, son basın açıklamasında, Yayla Sahili’ndeki talaşların alınmamasının sebebini, ‘sahildeki doğal hareketlerin ve gel-gitlerin izlenmesi gerektiği’ olarak açıklamıştı. Recep Pekcan ise, açıklamasının devamında, Helvacıoğlu’nun Yayla Sahili’nde yaşayan vatandaşların, rahatsızlığına sebep olan talaşların alınmayacağı ile ilgili söylemine de cevap verdi. Pekcan, “Onları oradan alacaksın arkadaş, orada yaşayan bir sürü insan var. Almama nedeni, gelgiti falan izlemek değil, tamamen parasal. Orası bir bataklığa dönüşmüş” diyerek, şunları dile getirdi: “Belediye Başkanımızın, yangın merdivenleri ile gösteri yapmak yerine, Keşan’ı nasıl yöneteceğini düşünmesi lazım. Sahillere bakalım. Açıklamasında, Yayla Sahili’ndeki talaşların alınmayacağını ve limanla ilgili gelgit olaylarını inceleneceğini belirtti. Bunun neresinden tutacağız? O birikinti, liman oraya yapıldığından beri alınıyor ve hep alındı. Kendisi de aldı. Bu sene almama nedeni, gelgiti falan izlemek değil, tamamen parasal. Orası bir bataklığa dönüşmüş. Orada yaşayan bir sürü insan var ve bir sürü de Keşanlı var. Bırakın oradan denize girmeyi, evlerinde bile yaşayamazlar. Koku var ve son derece sağlıksız. Sağlık açısından problemli bir yerde paranın hesabı yapılır mı? Her sene alınmış talaşlar, bu sene de alacaksın. On senedir oranın düzeltilmesi için bir plan var. Yedi tane dalgakıran yapılacak. Çok büyük bir yatırım değil ve bu yapılmıyor. On senelik proje. Daha önce de bunun örnekleri var, hatadan dönülecek ve sahil kendini toparlayacak. Yok kum gelecekmiş, üstünü örtecekmiş. Talaşları oradan alacaksın arkadaş, orada yaşayan bir sürü insan var. Kaç paraya mal oluyorsa olsun.” 

PEKCAN: “BELEDİYE HALKA HİZMET İÇİN VARDIR”

Pekcan, açıklamasının devamında, Erikli ve Danışment arasındaki çöplük ile ilgili değerlendirmelerde bulundu ve şunları söyledi: “Erikli’de de bir sürü problem var. Danışment ve Erikli arasındaki çöplüğün kaldırılması gerekiyordu. Aksine üstüne çöp atılıyor. Yolların hali de meydanda. Sahillerin su ile ilgili sorunları var. Bu su sorunu ile ilgili de suçlanıyoruz, o durum da öyle değil, onu da gerekirse açıklarız. Benzer durum Paşayiğit çöplüğünde de var. Karacaali yoluna dönerken hemen sağda. Orası artık bir mahalle ve belediyenin bunları alması lazım. Bölgede inceleme yaptık. Muhtarlar defalarca belediyeden rica etmişler. Orada bir kanayan yara var. Bahane aynı. Maliyeti fazlaymış. Ama senin mahallen. Çobançeşme Gölet’ini pisletiyor ve bu sorunu halletmiyorsun çünkü pahalıya çıkıyor. Her şey para mı? Basın açıklamasında EDS’nin ne zaman başladığını bilmediğini bütün Keşan gördü. Belediye anons etti ve başkan bu önemli olayın başlayıp başlamadığını bilmiyor. Mecliste onaylanan bir proje bu. ‘Su parkında sorun olduğunu sizden duyuyorum’ dedi. Çok acı. Bir buçuk yıllık başkanımız, bu alanın terfi 3 olduğunu bilmiyor. Terfi 2’ye giden hatta bir problem oluyor, tamir ediliyor ve başkanın bundan da haberi yok. Başkan, bir buçuk sene geçti. Su faturaları ile ilgili de sorunlar var. Su Keşan’da çok pahalı. Pandemi sürecindeyiz. Su fiyatımızı ucuzlatmak istiyoruz, başkanımız için de sorun yoksa, suyu ucuzlatalım. Belediyeye de çok zarar vermeyeceksek, suyu ucuzlatmak istiyoruz. Pandemi sürecinde bu durum önemli. Yasalsa ve bir engel yoksa, bunu düşünmelerini istiyoruz. Belediye halka hizmet için vardır, para kazanmak için değil.” 

“TRAFİKTE ATILMIŞ HİÇBİR ADIM YOK”

Pekcan açıklamasının devamında Keşan trafiği ile ilgili de yorum yaparak, “Keşan trafiğinin sıkıntılı olduğunu söyledi. Gelir gelmez trafiği halledeceğini söyledi, orayı kapattı, burayı kapattı. Bir geldik oradan, bir gittik buradan girdik. Trafikte atılmış hiçbir adım yok. Parkomat bizim dönemde denendi, ama çare olmadı. Çoğaltılarak devamı bir yarar sağlamayacaktı. Ama bu konunun düzeltilmesinde de bir adım atılmadı. ‘Biz de her şeyi düzgün yapmıyoruz’ dedi, bu da sözün bittiği yerdir. Meclisteki sıkıntıların Keşan halkına zarar verdiğinin bilinmesini hatırlatırız. Başkan orada ciyak ciyak bağırmayacak. Başkan durumu kabullensin, biz zaten durumun farkındayız” dedi.

TÜMER: “BAŞKAN ÖNÜNE YAZILANIN DIŞINDA SORU SORULDUĞUNDA MAALESEF DAĞILIYOR”

Daha sonra Cumhuriyet Halk Partisi Belediye Meclisi Üyesi Feridun Tümer söz aldı. Tümer, açıklamasında geçmişte yaşanan konulara da değinerek, “yok öyle bir dünya” dedi ve şunları söyledi: “Tatsız bir meclis yaşadık. Bu meclisi yaşarken başkan bize meclis gündemini göndermiş. ‘Gerekçesiz olarak terk ettiğimiz’ yazıyor. Hayır, gerekçesiz olarak terk etmedik. Gerekçemiz, demokratik hakkımızı kullanamamaktı, bunun kullandırılmamasıydı. Başkan 25 dakika boyunca çok güzel konuştu. Kendine göre güzel hazırlanmış. Her zaman yaptığı gibi demagoji yaparak olayı çarpıtmaya çalıştı. Bu 2019 denetleme raporudur. Başkan karıştırıyor, 3 yıl, 5 yıl geriye dönüyor hep. Başkan ‘belediye meclis üyeleri belediyeye iş yaptırmamıştır’ diyor. Onunla ilgili açıklama yapmış. Ben de çıkarken bir laf ettim, lafımın da arkasındayım. O dediği konuda belediye meclis üyesinin belediyeye kesilmiş bir tane evrağı yoktu. Site yönetimine kesilmişti. Şu anda site yönetimi AK Partili bir belediye meclis üyesi. Kim atadı? Orada birkaç isim veriyor, biz denetleme raporunda bir tane isim okumadık. Avukat, mali müşavir ismi veriyor, şu an belediye avukatı kim, siyasi kimlikleri başkan açıklasın. Yanlışsa bunlar, bugün de yanlış. Biz 2019 yılındaki tespitleri yazdık. Geriye dönük 1,5 yıldır oturduğu koltuğun hakkını versin. Ne gerekiyorsa yapsın, isimleri deşifre etmesin. Denetleme raporunun son cümlesinden başlayıp, yanlışları söyleyeceğim. Muammer Aksoy Caddesindeki tespitimizde sözleşmedeki dolgu santimine uyulmadığı görüldü. Bunun üzerine ne kadar döküldüyse onun parasının verildiği söylendi. Şu an iş devam ediyor, biz zaten parasal kısmını değil, eksikliği anlattık. Muammer Aksoy açılırken teknik elemanlarla araştırıldığını ve üzerine asfalt atılacağını söyledi. Bu nasıl bir iş, 3 milyon verdik olmadı. O da görüyor olmadığını. Şimdi de asfalt atacağını söylüyor. Denetleme raporunda okumadığı şeyi söyleyeyim, Keşan kamuoyu duysun. Beton yol yapımında asbestli boru kullanılmış mıdır? Bulunan asbestli borular sökülüp yenisi takılmış mıdır? Soruyorum, Keşan kamuoyuna açıklasın. Değiştirdiniz mi, değiştirmediniz mi? Bunun üzerine beton yol yaptınız, üzerine asfalt döşemeyi düşünüyorsunuz. Bu maddeyi söylemedi, işine geldiği gibi konuştu. Mecliste konuştursaydı bunları söyleyecektik. Başkan önüne yazılanın dışında soru sorulduğunda maalesef dağılıyor. Cevap veremiyor. Önündeki bitti, iş bitti. Keşan belediyesine 1. ayda sigorta borçlarını ödesin diye teminat için mürtleri verdik. Kaçıncı ayda sosyal sigortalarla sözleme yaptınız? Çıksın açıklasın. Danışman kadrosunu alıp açıklasın. Burada 852 milyon TL o günden yaptığı güne kadar Keşan Belediyesinin zararı vardır. Kaç para SSK borcu ile belediyeyi aldın? Şu anda SSK borcu kaç para? 15 aydır 1,5 ay SSK ödediler. Bunları da açıklasın ama açıklamıyor. İstediği yerden alıyor, kafasına göre konuşuyor, toplantıyı kapatıyor. Öyle bir dünya yok, orada konuşamazsak her yerde konuşacağız. Demişiz ki ‘danışmanlarla çalıştınız mı, çalışmadınız mı?’ Evet, belediye danışmanlarla yıllarca çalıştı. Orada da söz konusu bedelsiz danışmanlık. Ama bedelsiz danışman arkadaşlar, Keşan Belediyesi ile ihalesiz iş almış mı almamış mı? Onu da açıklasın. O ismi de siyasi kimliği de açıklasın. Erikli’de PTT’den alınan yer, Halk Ekmeğe herhangi bir meclis kararı olmadan verildi. Halk Ekmek orasını çadır yeri olarak kiraladı. Başkan bir açıklamasında 5 bin çadıra hizmet verdik dedi. Buralara gecelik 50 TL bedel alındı. 200 bin TL yapıyor. Bu konu ile ilgili GÜNEKAB’tan belge istedi ya başkan, kanuni olarak isteyemez. Verildi mi? Verilmez. Biz de kanuni olarak Keşan Kent Hizmetlerinden evrak isteyemiyoruz. Aynı evrakları Artı Çarşı için istedik, yapım işini Keşan Kent Hizmetleri yaptı. Dedik ki ‘buranın maliyeti ne bize verir misiniz?’ Vermediler. Kanunen isteme hakkımız yok ama öğrenelim istedik. 1. maddede ise ‘CİMER şikayetleri sahteymiş’ diyor. Bunu da istedik, sahte olanları versin, bunlar sahteyse kamuoyuna açıkla. Gelelim fazla mesai işine, bizim arkadaşlarımız ile ilgili bir problemimiz yok. Mesai dayattırılmıştır diyor.  Biz işçinin yanındayız. İşçilerin insani yaşam hakları var. 270 saat kanuni hak. Siz kardeşimizin birini 431, 420 saat 8 ayda çalıştırmışsınız. Yıl değil, sadece 8 ay. 5 çalıştırıyorlar, 1 ödüyorlar. Ya çarpma bilmiyor Mustafa Bey, ya da hesap yapamıyor. 430 saati 5 ile çarptık mı 2 bin 150 saat yapar, 8 aya böldük mü 240 gün 8,5-9 saat yapar. Bu 2 saat yazılıyormuş, öyle dedi kayıtlar da var. Çıksın anlatsın. Nasıl olacak, 17 saat mi çalışılacak. Bu çocuklara yazık. Aldığı parada da gözümüz yok. Ama sürekli 88 tane sendikalı personele takık vaziyette, aldıkları para da insani yaşam hakkı parası. Kendi personelinin bordroları burada, ben açıklamıyorum. Kendisi açıklasın. 31 Aralık’taki bordroların üçünü açıklasın, dediği gibi miymiş? Denetleme raporu ile ilgili söyleyeceklerim bunlar. Mart ayında en az 35 madde 27 sayfa, başkan diyor ki ‘devrim niteliğinde kararlar aldı bu meclis.’ Ne yapmışız, suların otomatik sayaca geçmesini yapmışız. Erikli ile ilgili konuşuyor. Meclis tutanağı burada yalan atmayın. Konuşuyorsun, doğru söyle. Diyor ki engellediler, kredi aldırmadılar. Şu mecliste biz iki kredi verdik. Biri 3 biri 7,5 milyon. 4. aya gireceğiz neredeyse, krediler nerede? 4 aydır verilmiş krediyi Keşan’a getiremediniz. Şimdi dönüp diyorsunuz ki ‘Erikli’ye kredi vermediler şöyle oldu, böyle oldu.’ Hayır, öyle oldu demedik, ölçümleri yok dedik biz. Evraklara attığı imzaları her halde okumuyor. Encümende su işlerine biz münakale yaptık. Münakale birimler arasında aktarım. Kendi imza attı 90 bin TL. Niçin, etüt projesi ve elektrik tesisatı için. Tam aksine Eriklideki su için önünü açtık. 4 ayda 20 kilometre yol kazacaktık, Erikli’ye su alınacaktı. Meclisten önce dedi ki ‘23 Nisan’da asılan bayrağı araştırdık’ onun üzerine herhangi bir şey çıkmadı. 22 Nisanda CHP Keşan İlçe Başkanı Recep Pekcan ve benim iş yerimdeki paylaşıma bakın. Üstteki paylaşıma bakın, altta yazana bakın. Ne yazıyor, ‘Bayrak yok, İnşallah hesap sorarsınız.’ Ben 33 yıldır bu dükkândan helal bir şekilde çocuklarıma lokma yedirdim. Bu ticarethane. Benim mabedim. Biz böyle işler yapmadık. Hiçbir zaman yapmayacağız. Çıksın bunu anlatsın. Burası benim ticarethanem ve bu adamla ben 20-25 yıldır dostluk yaptım. Yakışır mı bir belediye başkanına bunu bir 22 Nisan günü paylaşmak? Biz susuyorsak terbiyemizden susuyoruz. Bundan sonra mecliste söylediklerimin tamamının arkasındayım. Bunun hesabını Mustafa Bey versin. Hedef gösteriyor. Mecliste de aynısını yapıyor. Pazarcı esnafına diyor ki ‘hadi bakalım vermesinler.’ Biz verdiğimiz kredileri Keşan’ın iyiliği için verdik. Ürktüğümüz korktuğumuz için değil, biz bir Allahtan korkarız. Mustafa Bey istediği yerden konuşuyor. Bundan sonra ne yapacaksa yapsın, eski dönem bitti. Ne gerekiyorsa yapsın, yapamıyorsa konuşmasın. İsim vermesin, insanları rencide etmesin. Çalışmış personelin mesaisini vermemeye çalışacaksın, işçiyi seviyorum ben diyeceksin. İşçi üzerinden kredi isteyip maaşları ödeyeceksin. Rakamlarla konuşuyorum ben. O konuşabildi mi? Andersen’den masallar. Yok öyle bir dünya.”