AYŞİN SEÇİL GEZER

CHP Parti Meclisi’nin 6 Kasım’da yaptığı bir toplantıda sunulan bildiriye imza attığı için hakkında fezleke hazırlandığını ifade eden Gaytancıoğlu, “CHP’nin Atatürk’ün ilke ve devrimlerine bağlı bir parti olduğu, cumhuriyeti kuran parti olduğu, Türkiye Cumhuriyeti’nin bu döneminde sorumluluk sahibi olduğu, AKP’nin konuları saptırdığı ve Türkiye’yi bir kaosa sürüklediği yönünde bir bildiriydi. Bildiride; ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin çok ciddi sorunları var. Bu sorunları uzlaşarak çözebiliriz. Bu sorunları üreterek, sağlıklı bir ekonomiye sahip olarak ve tam bağımsız bir ülke olarak çözebiliriz.’ ifadeleri yer alıyordu. Bu bildiriye imza atmaktan gayet mutluyum. Hakkımda ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçundan fezleke düzenlendi. 40 arkadaşımızın da hakkında fezleke düzenlendi. Böyle bir bildiri tekrar karşıma gelirse yine imza atarım.” dedi.

AKP’NİN TÜRKİYE GÜNDEMİNDEN GİTMESİ LAZIM

AK Parti’nin ülkeyi yönetemediğini savunan Gaytancıoğlu, “Ortaya bir sürü belge çıkıyor. Biz bu belgeleri kamuoyu ile paylaşmakla Türkiye’nin dünyada düşürüldüğü durumu göstermek istiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti iyi yönetilmiyor. Ülkemizin sağlıklı bir hukuk sistemine kavuşması lazım. Hukuku, üniversiteleri baskı altına alarak, eğitim sistemine kendine göre dizayn ederek, üretmeyen bir ekonomi yaratan bir AKP iktidarının gidici olduğu açık ve nettir. Enflasyon rakamları açıklandı. Son 14 yılın en yüksek rakamı. 2 gün önce bazı kuru baklagillerin gümrük vergileri sıfırlandı. Ayçiçeğinde gümrük vergisi tutarı indirildi. Birçok tarım ürününde gümrük vergileri sıfırlandı. Canlı hayvan ve kırmızı ette gümrük vergisi sıfırlandı. Her gün her şeye zam geliyor. Bir tek işçinin, emeklinin alacağına zam gelmiyor. İnsanlar işsiz ve mutsuz. Çiftçimiz perişan. AKP bunlarla uğraşmıyor; ‘Belgeler sahtedir, odur, budur’ diye kamuoyunu yanlış yönlendirmeye çalışıyor. Biz, yapılan bir yolsuzluğu, usulsüzlüğü gündeme getirdik. Bunun Türkiye Cumhuriyeti’nin beka sorunuyla ne ilgisi var? Usulsüzlük ve yolsuzluk her yerde aynı şekilde değerlendirilir. Genel başkanımız belgeleri gösterdi ve savcılığa teslim etti. Yarın(bugün) başka belgeler de açıklayacak. Artık AKP’nin Türkiye gündeminden gitmesi lazım. Ülkeyi böyle gererek yönetim tarzı olmaz. Biz onlara zamanında elimizi uzattık, dedik ki ‘Kim FETÖ’cüyse hep beraber çözelim, bulalım. Hatta ülkemizde ‘Yenikapı’ süreci yaşandı. Onlar bizi yanlış anladı. Hala OHAL’le ülkeyi yönetmeye çalışıyorlar. Meclis’i devre dışı bırakarak, kendi başlarına ülkeyi yönetmeye çalıştıklarında dış dünyada da yalnız kalıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti’ni karanlığa sürüklüyorlar. Ben, Edirne’nin seçtiği bir kişi olarak; TBMM’de Anayasa’ya bağlı kalacağıma, Atatürk ilke ve devrimlerinden ayrılmayacağıma namusum ve şerefim üzerine ant içtim. Bunun gereğini yapıyorum. Hakkımda bin tane fezleke düzenlense dahi ben doğru bildiğim yoldan şaşmam.” ifadelerini kullandı.

MİLLETVEKİLLERİ HALKINA ÖRNEK OLMAK ZORUNDADIR

İnsanların düşüncelerini özgürce söyleyebilmesi gerektiğinin altını çizen Gaytancıoğlu, “Biz CHP olarak bunu savunuyoruz. Özgürlük başkasının özgürlüğünü de gasp etmemelidir. Örnek vermek gerekirse benim üzerimde 400 bin kişinin sorumluluğu var. Böyle sorumluluğumuz varken halkımızın isteklerini dile getirmemiz gerekir. Cumhuriyet Halk Partisi’nin dokunulmazlığa olan bakış açısı oldukça açık ve nettir. Milletvekilinin dokunulmazlığı olmaz, olmamalı. Sadece kürsü dokunulmazlığı olur. Kürsü dokunulmazlığı da konuşmasıdır. Konuşmasına katılırsın ya da katılmazsın. Zaten halk senin fikrine katılmıyorsa sandıkta gereğini yapar. AKP, ‘Milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldıralım, bunu yargılayalım, içeri atalım’ şeklinde siyaset geliştiriyor. Nitekim bizim şu an tutuklu milletvekilimiz var. Bir haberi sütununa taşıdı diye hakkında vatana ihanet suçlaması açıldı. Düşüncelere katılırsın ya da katılmazsın. Bir düşünceyi söylersin ama insanların ona inanması için baskı yapamazsın. Zorla inandırmaya çalışılırsa tabi ki cezası olmalı. Ben düşüncelerimi söylemişim; Türkiye iyi yönetilmiyor, cumhuriyet değerlerine sahip çıkmak zorundayız. Atatürk’ün ilke ve devrimlerini çiğneyen bir parti var. O partinin de bir genel başkanı var. Ben, onun hakkındaki düşüncelerimi söylemişim, kaldı ki şahsa yönelik direkt bir saldırı yok. 40 milletvekili olarak ülkemizin geleceğinden kaygı duyup bu bildiriye imza atmışız. Bizim dokunulmazlığımız kaldırılıp yargılanmamız isteniyor. Bir milletvekili şu şekilde yargılanabilir; hırsızlık, yolsuzluk yaptıysa, rüşvet aldıysa, devlet sırlarını bir şekilde başka ülkelere verdiyse. Böyle yüz kızartıcı suçlardan tabi ki de yargılanmalıdır. Milletvekilleri halkına örnek olmak zorundadır.  Milletvekilleri düşüncelerinden, kürsüde söylediklerinden dolayı yargılanıyorsa bu da düşünülecek bir konudur.  Kamuoyunun takdirine bırakıyorum.” şeklinde konuştu.