BÜLENT SAYLAMTürkiye’nin zor günler geçirdiğini ifade ederek sözlerine başlayan Gaytancıoğlu, “Neden zor günler geçiriyoruz; 24 Haziran’dan sonra ekonomik sıkıntı baş gösterdi. Bu sıkıntı seçim sonrası baş gösterdi diyemeyiz; Türkiye ekonomisi zaten sıkıntılı bir süreçteydi. CHP olarak sürekli hükümeti uyarıyorduk. Üretime dayanmayan politikalar ne istihdam yaratabilir, ne bölüşüm yaratabilir, ne de sağlıklı bir gelir politikası yaratabilir. Hükümet hep işin kolay yolunu seçti. Dünya’da ciddi bir sıcak para söz konusuydu. Türkiye’yi yöneten AKP hükümeti 16 yıl boyunca bu sıcak parayı çok yanlış kullandı. Bu paraya faiz ödedik. AKP iktidara geldiğinde dış borcumuz 120 milyar Dolar’dan 470 milyar Dolar’a çıktı. 350 milyar Dolar’lık bir kaynak kullanımı söz konusu. Karşılığında fabrikalar görebiliyor musunuz; hayır, ama inşaatlar görebiliyoruz. AVM inşaatları, rezidanslar… İstanbul’un AKP iktidara geldiğinde 6 milyon olan nüfusu şu an 16 milyon. Plansız şehirleşme, mutsuz insanlar. Türkiye uzun yıllardır cari açıkla savaşıyor, dış ticaret açığıyla savaşıyor. Çare değil sebep ürettiler; Dediler ki ‘Amerika bizi sevmiyor, Amerika’nın baskısı sonucunda Dolar arttı’. Dolar artıyor, düşünce de ‘Asrın lideri bu işi çözdü’ diyorlar. Türkiye’nin ciddi anlamda bir döviz dar boğazı sorunu var. Bizim defalarca uyarmamıza rağmen en temel ürünlerde ithalatı bırakmayan politikalara devam ettiler.” dedi.

“DIŞARIDAN ALINAN BORÇLARLA İNSANLAR BESLENİYOR”

Türkiye’nin bir tarım ülkesi olduğunun altını çizerek devam eden Doç. Dr. Okan Gaytancıoğlu, “Türkiye öncesinde uzun yıllar hiçbir ürünü ithal etmedi, birçok ürünü ihraç etti. Şimdi bakıyoruz; ihraç ettiğimiz ürün neredeyse kalmadı. Bir miktar fındık, incir, üzüm ihracatı dışında Türkiye artık ihracatçı bir ülke değil ama dünyanın en önde gelen ithalatçı ülkeleri arasında yer alıyor. İthalatı dövizle yapıyorsunuz. Döviz elde etmek için dışarı bir şeyler satmanız lazım, ülkenize ciddi anlamda turist gelmesi lazım, ya da müteahhitleriniz dışarıda ciddi işler yapıp parayı Türkiye’ye transfer etmesi lazım. Hükümet dışarında aldığı borçlarla Türkiye’deki insanları beslemeye çalışıyor.” şeklinde konuştu.

“6 AYDA 3 MİLYON TON BUĞDAY İTHAL EDİLDİ”

2018 yılının ilk yarısında 3 milyon ton buğday ithalatı yapıldığını aktaran Okan Gaytancıoğlu, “Hala dünyadan buğday ithal etmeye çalışıyorlar. 2018’in ilk yarısında 3 milyon ton buğday ithal edildi. Bu buğdaya yaklaşık 600 milyon Dolar para ödedik. Bu paranın normalde bizim çiftçimize ödenmesi gerekirdi. Buğday, arpa, pamuk, soya, ayçiçeği, canlı hayvan, koyun-keçi ve kırmızı et ithalatına 2018’in ilk 6 ayında toplam 3 milyar 857 milyon Dolar para ödeyen bir hükümet var. Yaklaşık 4 milyar Dolar para ödüyor; Dolar kurunun 6,5 TL olduğunu düşünürsek yaklaşık 30 milyar TL’ye yaklaşan ithalat hacmi yapar. 2018’de çiftçiye verilen destek bunun tam yarısı kadar. Bu ithalatı yapmayıp bu parayı çiftçiye versek çiftçimiz daha fazla üretir.” ifadelerini kullandı.

“BİZ HAKLI ÇIKMAKTAN GOCUNMAYIZ”

Yayınlanan bir kararname ile un ihracatının durdurulması hakkında da konuşan Gaytancıoğlu, şunları söyledi: “Buğday hasadı Temmuz ayında bitti. Üreticimiz son 10 yıldır 80-90 kuruş aralığında buğday satıyor. Girdilere sürekli zam geliyor. Hükümet ekonomik sıkıntıyı bahane göstererek akaryakıta zam yaptı. Gübre fiyatlarına kendiliğinden zam geldi. Hayvancılıkta da yem fiyatları sürekli artıyor. Geçtiğimiz günlerde Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (Food and Agriculture Organization of the United Nations) dünyanın 26 günlük buğdayının kaldığını söyledi. En fazla stokun Çin’de olduğu açıklandı. Türkiye bir tarım ülkesi olmasına rağmen boş olan 50 milyon dönüm arazisini ekmiyor, bunun yerine ithalatı tercih ediyor. İthalat ile bir yere kadar gidersiniz. Bazen paranız olsa da mal bulamazsınız. Bir kararname ile un ihracatı durduruldu. CHP olarak un ihracatına karşı değiliz ama mantıksız olduğunu hep söylerdik. 1,5 milyar Dolar’lık buğday ithalatı yaparak 1 milyar Dolar’lık un ihraç etmek hiç akıl kârı değil. Bunun yerine kendi insanımızı besleyelim. Bizim 15 milyon hektar ekilmeyen buğday arazimiz var. 9,2 milyon hektarlardan 7,3 milyon hektarlara gerileyen bir buğday ekilişi var. Buğday stratejik bir ürün, ileride daha da stratejik olacak. Biz kendi buğday ve unumuzu garanti altına almamız lazım. Bu ihracatı durdurun. Biz haklı çıkmaktan gocunmayız. Biz her zaman doğruları söylemeye hazırız ve söylüyoruz da.”

“SİZE DÖVİZ LAZIM DEĞİL Mİ?”

Hükümetin hiçbir üründe net bir tarım politikası olmadığını belirten Gaytancıoğlu, “Özellikle bizim bölgemizde yetişen ürünlerde. Trakya Birlik güç bela, zorlanarak 2 bin 320 liralık bir fiyat açıkladı. 2 ay önce bu fiyat güzel bir fiyattı ama şimdi çok iyi bir fiyat diyemeyiz. Trakya Birlik’i tebrik ediyoruz, görevini yaptı. Görevini yapmayansa hükümet. Hala gümrük vergilerini aşağı çekmeye çalışıyorlar. Size döviz lazım değil mi? Niye hala gümrük vergilerini düşürerek ithalatı düşünüyorsunuz? Bunun yerine üreticiye destek verin. CHP iktidar olsaydı böyle bir krizde üreticiye yüksek ödeme yapardı, üretici rahatlardı, üretime teşvik olurdu. AKP % 27 olan gümrük vergisini % 13’e çekti, şimdi sıfıra çekmeye çalışıyor. Dünyada neredeyse buğday kalmadı, buğdaydaki gümrük vergisini sıfıra çekmeye çalışıyorlar. AKP’nin yeni atadığı, hiç işi bilmeyen Tarım Bakanına soruyorum; Niye ithalatı düşünüyorsunuz? Sizin kelime dağarcığınızda üretim/üretici kelimeleri yok mu? Sadece kurban bayramında üreticinin elinde kalan kurbanlıkları 14-15 liradan satın almayı mı biliyorsunuz? Siz üreticiyi ezmeyi biliyorsunuz. Üreticiyi yüceltmeyi niye bilmiyorsunuz? Biz CHP olarak ‘Köylü milletin efendisidir’ felsefesinde geliyoruz. Siz hangi felsefeden geliyorsunuz? O üreticiyi kış aylarında arayacaksınız. ‘Eyvah! Piyasada un kalmamış, dünyada da bize satmıyorlar.’ diyeceksiniz. Ekmek yoksa pasta mı yiyeceğiz? Önlemleri çok önceden almaları gerekirdi. Ne sistemini uygularsanız uygulayın dönüp dolaşıp Keşan’ın Maltepe köyündeki çiftçiye mecbur kalıyorsunuz. Onun alnını öpmeniz lazım. Brezilya’daki Hugo Sanchez size bugün buğday verebilir ama yarın ‘Önce ben kendimi doyuracağım’ diyecek.”

“HÜKÜMETİN DAHA NİTELİKLİ VE TUTARLI BİR TARIM POLİTİKASI UYGULAMASI GEREKLİ”

AKP’nin geçici çözümlerle ülkeyi yönetmeye çalıştığını da söyleyen Gaytancıoğlu, sözlerini şöyle noktaladı: “Geçici çözümler üreticiye kötülük olarak dönüyor. Üretici mağdur oluyor. Şu an ayçiçeği ithal etmenin maliyeti ton başına 3 bin TL. Trakya Birlik % 44 yağ oranlı ayçiçeğine ton başına 2 bin 500 TL’ye yakın bir fiyat verdi. İthalat, yut içi üretimden daha pahalı ama % 13 koruyucu gümrük vergisi ve 450 Dolar gözetim fiyatı var. Bunları aşağı çekerlerse ithalat ile yerli üretim eşitleniyor. Bunu da yaparsınız ama üreticinin elinde ayçiçeği bittiği zaman. Üretici ürününü satar, parasını kazanır, alın terinin karşılığını alır, ondan sonra gümrük vergilerini aşağı çekersiniz. Trakya Birlik’e iyi bir fiyat açıkladığı için tekrar teşekkür ediyoruz. Tarımda her zaman ciddi dengesizlik ve belirsizlikler görülüyor. Hükümetin daha nitelikli ve tutarlı bir tarım politikası uygulaması gereklidir.”