AYŞİN SEÇİL GEZER

Dün, 12.00’da başlayan toplantıya; Gaytancıoğlu ve Bircan’ın yanı sıra; İlçe Başkanı Erdoğan Gümülcineli, eski İl Başkanı Oktay Bozkurt, bazı Belediye Meclis Üyeleri, İl Genel Meclisi’nin CHP’li üyeleri ve partililer katıldı.

Toplantıda, ilk olarak Gümülcineli söz aldı.

Erdoğan Gümülcineli, şunları söyledi: “Türkiye gündemi ve parti içerisindeki gündem yoğun. Partimizde kurultay sürecinin tamamlanması ve birimlerin seçilmesinin ardından vekillerimiz bölgeye ziyaretlerde bulunmaya başladı. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi, Türkiye Barolar Birliği’nde ‘Türkiye’ ifadesinin önünden kaldırılması gibi birçok konu gündemi oluşturuyor.”

HER ŞEY SATILMAYA ÇALIŞILIYOR

Daha sonra söz alan Okan Gaytancıoğlu, 15 Şubat itibariyle, hükümet özelleştirmenin tanımını değiştirdiğini belirterek, şunları söyledi: “Türkiye Cumhuriyeti 1980’li yılların sonunda özelleştirmeyle tanıştı. Fakat iyi özelleştirmeler yapılmadı. Örnek vermek gerekirse; et ve balık kurumunu özelleştirdiler. Ancak Türkiye şu anda hayvan ithalatı ve kırmızı et ithalatı yapıyor. Yem sanayini özelleştirdiler ve Türkiye saman ithal etmeye başladı. Tekel’in alkol bölümünü stoklarındaki üzümleriyle birlikte 290 milyon dolara satıldı ancak satın alanlarda 2,5 milyar dolara başkalarına sattı. Dolayısıyla devletimiz bu konuda ciddi anlamda zarar etti. Tekel’in sigara bölümü 1,7 milyar dolara satıldı ve satın alanlarda, 9 fabrikadan 8’ini kapattı. Bunların unutulmaması lazım. Artık, Türkiye tütün ithal etme konumuna geldi. Tütün üretmek isteyenlere de belli bir kota konuldu. Kısacası her şey satılmaya çalışılıyor. Şu anda şeker fabrikaları satılmak isteniyor.”

HÜKÜMET HER ŞEYİ GÖRMEZDEN GELİYOR

Gaytancıoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Nişasta bazlı şekeri Türkiye gündemine oturtmak istiyoruz. Bu tamamen bir zehirdir ve elde edilen sentetik şekerdir. GDO’lu mısırın işlenmesiyle elde edilen ve kansere yaptığı bilinen, oboziteye yol açan bir maddedir. AKP iktidarıyla birlikte buna ciddi bir kota sağlandı. Avrupa Birliği üyesi 28 ülke hiçbir şekilde nişasta bazlı şekeri gıda için kullanmazken; Türkiye bütün şekerlemelerde nişasta bazlı şeker kullanılıyor. Dolayısıyla şeker fabrikaları nişasta bazlı şekerin önünde çok büyük engeldir. Ama hükümet para kazanma ve insanlarını zehirleme mantığıyla her şeyi görmezden geliyor.”

ŞEKER FABRİKALARI CUMHURİYETİN BİZE EMANETİDİR

Şeker fabrikalarının kapanmaması için CHP’nin her türlü mücadeleyi vereceğinin altını çizen Okan Gaytancıoğlu, “Fabrikalar kapanırsa GDO’lu ürünlerle beslenmiş olacağız. Büyük yabancı firmalara para kazandırılmış olacak. Özelleştirme yapıldıktan sonra fabrikalar kapatılacaktır. Benzer örnekleri daha önce yaşadık. Nişasta bazlı şeker üretimini artıracaklar ve Türk insanında hastalıklar aratacak. Küresel ilaç devleri de ‘hastalığınızın için ilaçlar bizde var.’ diyecek. Hırsızlar artık kanser ilaçları çalmaya başladı. Bunları yarı fiyatına satmaya çalışıyorlar. Bundan ötürü de, satışlara karşı çıkılması gerekiyor. Bu şeker fabrikaları Cumhuriyetin bize emanetidir.” dedi.

CHP’NİN İTTİFAKI HALKLADIR

Seçim güvenliği hakkında da değerlendirmelerde bulunan Gaytancıoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Seçimlerde mühürsüz oylarından sayılacağı ifade ediliyor. Bununla ilgili ne olup ne bittiği hakkında kamuoyunu bilgilendireceğiz. Biz güvenliksiz bir seçim istemiyoruz. Partimizin bu konuda ciddi çalışmaları vardır. 500 bin gönüllü sandık görevlisi oluşturuldu. Orada seçimlerin güvenliğini sağlayacaklar. Burada CHP’nin ittifakı halkladır. Demokrasiye inanmış herkesle bir arada olacaktır.”

PARTİ MECLİSİNDE OLUP-OLMAMAK ÖNEMLİ DEĞİLDİR

 “Parti meclisinde, yer alamadınız. Ne oldu da, Edirne olarak, parti meclisinde temsil edilemiyoruz?” şeklindeki soruya cevap veren Okan Gaytancıoğlu, şunları söyledi: “Geçen yıl gerçekleşen seçimlerde anahtar listede yer almıştım. Bir listede yer alırsanız, seçimleriniz çok kolaylaşır. Özellikle Genel Başkan’ın listesinde yer alırsanız, işiniz kolaylaşır. Ama listelerde bazen girenler olur ya da çıkanlar olur, liste savaşları olur. Ama bizim örgütlerimizin tercihi ben olmadım. Genel Başkanımızla görüştüğümüzde, ‘sen zaten benim danışmanımsın ve görevine devam ediyorsun.’ dedi. Daha fazla görevlendirerek, beni yetkilendirdi. Parti meclisinde olup-olmamak önemli değildir. Bende başka bir anahtar listeye girmeyi düşünmedim. Herhangi bir listeye girip, pazarlık yapsaydım mutlaka listeyi delerdim. Aldığım oy, kişisel oyumdur. Ama bunları konuşmamız yersizdir. Bunlar bizim iç meselemizdir. Kurultayda Erdin Bircan ağabeyimizde gerekli desteği verdi ve kendisine yeniden teşekkür ederim. Edirne’de 6 tane kurultay delegesi var. Ama yüzde 1 oy alan bazı yerlerde kurultay delegesi bizden daha fazladır. 9-10 Mart’ta tüzükte bu durumun değiştirileceğini ifade ediyor. Her ile kurultay delegesi dağıtılacak ve daha sonra aldığımız oya göre, kurultay delegesi sayımız artacaktır.”

Toplantıda, son olarak, Erdin Bircan söz aldı.

EKONOMİ BİTMİŞ, ESNAF KAN AĞLIYOR

Türkiye’nin Ortadoğu bataklığı içerisinde olduğunu ifade eden Erdin Bircan, “16. yıla giriyoruz, ülke kötü yönetilmekten daha öteye gitti, ülke şu anda Ortadoğu bataklığının içerisine girdi. Savaş halinde olan bir ülke ve bu ülkede bir tek kişinin iki dudağının arasında kalan kararlar. Yanlış veriyor, doğru veriyor ama bir tek kişi karar veriyor. Şu an başkanlık sisteminin provası yapılıyor. Fiilen başkanlık sistemini yürüten bir Recep Tayyip Erdoğan var. Ekonomi bitmiş, esnaf kan ağlıyor. Emekli zaten geçinemiyor. 16 yılın faturasında yoksulluğu, yasakları bitireceğiz diyen AKP’nin bilançosu: ‘Devletin borcu 2002 yılında; 242.7 milyar, 2017 yılında; 876.5 milyar. 16 yılda 3 kattan daha fazla. Aldıkları günden bu yana 52 yılda verilen cari açık 43.7 milyar, 16 yılda verilen cari açık 561.6 milyar yani 10 katından çok daha fazla, böyle gidiyor. Böyle giderken esnaf batıyor, çiftçi borçlanarak devam ediyor, emekli zaten geçinemiyor ama bu arada çıkıyorlar illeri geziyorlar.” şeklinde konuştu. 

HALKIMIZLA ALAY EDİYOR

Zeytin Dalı Harekatı ile ilgili de konuşan Bircan, şunları söyledi: “En acısı benim 11 Mehmetçiğim o gün şehit oluyor ve acıdır ki; gülerek, eğlenerek Başbakan haydi Afrin’e gidelim diyor. Bizim halkımızla alay ediyor, bizim aklımızla alay ediyor. Başbakanın konuşmalarından bir çocuk dahi etkilenmez ama maalesef bizim insanımız etkilenmek durumunda çünkü ekonomi bozuk, ülkede gidişat bozuk. Afrin’e girdik, Mehmetçik ile beraber. Hep bir şey söyledik; ÖSO kim? ÖSO şu anda 20’nin üzerinde örgütün örgüt olduğu bir ÖSO. Benim Mehmetçiğimi onlarla beraber savaşın içine sürükleyen bir Hükümet var.” 

ŞEKER FABRİKALARI KAPATILIYOR

Gündemde olan Şeker fabrikaları ile ilgili Erdin Bircan, şu ifadeleri kullandı: “Ortadoğu bataklığının içinde bulunduğumuz sürede ülkenin ekonomisi ve bu ülkeye yatırımcının gelmeyeceği açıktır. Ama her yere kafa tutan Amerika’ya ‘heyt’ diyen, Almanya’ya ‘hey’ diyen şimdi de Cargill ile anlaşıp, Amerika ile anlaşıp kesin anlaşma ile Amerika’dan gelecek olan nişasta bazlı şeker ve mısır şurubunun gelişi ile birlikte bu ülkenin zehirlenmesidir. Üretirsek 10 TL, ithal edersek 8 TL aradaki 2 TL değil, sen 20 TL sağlığa vereceksin. Herkesi zehirliyorsun, herkes kanser oluyor. Kendi ülkelerinin girişine kota uygularken bize tamamen bunu serbest bırakıyorlar. Mustafa Kemal Atatürk, 1923’te Cumhuriyet kurulduktan sonra beyaz devrim yapıyor. Pamukla Sümerbank gitti, un fabrikalarını dışarıdan gelen ithal buğday ile çalıştıracaklar neredeyse ve şimdi de şeker fabrikalarını satarak burada yaptıkları ihanet sadece ihtiyaçtan dolayı değil, Amerika’ya verilen sözden dolayı. Bu ülkede maalesef şeker fabrikaları kapatılıyor.” 

HANİ KOALİSYONLAR OLMAYACAKTI?

AK Parti ve MHP(Milliyetçi Hareket Partisi) arasındaki ittifakı sert sözlerle eleştiren Erdin Bircan, “AKP Hükümeti kendi durumunu gördü, MHP’de kendi durumunu gördü. Birisi 3’lerde, birisi 40’ların altına düşünce bir telaştır ittifak içerisine girdiler. Bir ittifak yasası da çıkardılar. Hani koalisyonlar olmayacaktı? Mecbur kaldılar. Ne yaparlarsa yapsınlar yüzde 40’ların üzerine çıkmıyor. Diyorlar ki; CHP sizde yapın, HDP ile yapın. HDP ile kucak kucağa gezen sizdiniz. Her hafta Mudanya’da gazeteci arkadaşlarımız Apo’dan gelecek haberleri bekliyordu. Bu ülkede Dolmabahçe Mutabakatı yaptınız. Cumhuriyet Halk Partisi’ni PKK ve diğer terör örgütleriyle FETÖ ile yan yana getiren şerefsizdir, namussuzdur.” dedi. 

GENEL BAŞKANIN PARTİYİ BIRAKMASI ADINA KOLAYLAŞTIRICI BİR TÜZÜK

CHP’nin Tüzük Kurultayı için imza topladığını belirten Bircan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Partimiz bir kurultay yaşadı. Genel Başkanımız güvenoyuyla birlikte devam ediyor. Ama bizim partimizin anayasası dediğimiz Tüzük Kurultayımız var. Onunla ilgili çalışmalar var. Ben düşünce anlamında imza topluyorum. Hâkim gözetiminde partimizin Cumhurbaşkanı adayını, milletvekili adaylarını üyelerimiz seçsin. 1 milyon 300 bin üye sandığa gider, Cumhurbaşkanı adayını belirler. Üst üste 2 genel seçimde birinci olamamış olan Genel Başkanın partiyi bırakması adına kolaylaştırıcı bir tüzük. Bunlar bizlerin önerisidir.”

MÜCADELESİNİ KEŞANLI VE ENEZLİ HEMŞERİLERİMİZLE BERABER VERECEĞİZ

Bölge sorunlarının da altını çizen Erdin Bircan, açıklamasını şöyle sonlandırdı: “Bölge ile ilgili Keşan- Enez yolu var. AKP yöneticileri her ay başlatıyorlar ama maalesef Ulaştırma Bakanı’ndan böyle bir şey yok. Ulaştırma Bakanı’na yazılı ve sözlü soru sordum; her ikisinde de aldığımız cevap daha kamulaştırma yapılmadı. Ben hep bunu söylüyorum. Ama burada AKP’nin küçücük yöneticileri var, hani beni ahlaksızca gel partiye diyen o küçük kafalı, o küçük beyinliler şimdi çıksınlar bunun izahını yapsınlar. Kimden talimat alıyorlar direk Cumhurbaşkanı mı yapacakmış burasını, Bakanın öyle bir şeyi yok. Ama onun mücadelesini de Keşanlı ve Enezli hemşerilerimizle beraber vereceğiz. Direne direne o yol yapılacak. Ben Hakkari’ye kadar gittim, Enez-Keşan yolundan daha kötü bir yol Türkiye’de görmedim. Yayla Balıkçı Barınağı ile ilgili Ulaştırma Bakanı ile görüştüm, bununla ilgili de maalesef bütçede para yok. 2018 Haziran ayından sonra tekrar görüşelim dendi.”