Eğer iki siyasi lider bir belgenin gerçekliği ya da sahteliği üzerine tartışıyorsa, Ben; * Çocuklarından biri çürük raporu alıp diğeri bedelli askerlik yapana, gemileri olana değil; akademisyen oğlu milletin evlatlarıyla beraber kışlada askerlik yapana inanırım. * Taksici dünürü armatör, emekli öğretmen eniştesi milyoner ve bilumum eşi dostu statü yükseltene değil; öz kardeşine imtiyaz tanımayıp inşaatlarda bekçilik yaptırana inanırım. * Hukuk ve kural tanımayana, adalete inanmayana değil; her zaman hukukun üstünlüğünü savunana inanırım. * Mühürsüz oyları geçerli sayana değil; adil bir seçim olmasını isteyene inanırım. * Parlamenter rejimden rahatsız olup tek adam rejimini dayatana değil; milletin iradesine ve milletin meclisine saygı duyana inanırım. * Milletin egemenliğini saraya hapsedene değil; onu layık olduğu yere, milletin meclisine getirmeye yemin edene inanırım. * Sürekli kandırılmaya(!) meyilli olana değil; milleti için gerekli uyarıları çok önceden yapana inanırım. * Hak, hukuk ve adalet kavramlarını “kuma yazılmış sözcükler” gibi görene değil; “adalet” için memleketi karış karış yürüyene inanırım. * Kendinden olmayan herkese “terörist” damgası vurana değil; toplumun tüm katmanlarını doğu-batı, kuzey-güney ayrımı yapmadan kucaklayana inanırım. * Yolsuzlukların araştırılmasından imtina edene değil; yolsuzlukların üzerine korkusuzca gidene inanırım. * Milletin seçtiği isimlere yani milletin iradesine saygısı olmayana değil; grup başkan vekillerini dahi seçimle belirleyene inanırım. * Rüzgarın esişine göre Atatürkçü olana değil; “Allah’ından utansın O’nun yolundan dönenler geri” diyebilene inanırım. * Sahi, siz kime inanırdınız?