HABER MERKEZİ

Sabah parkura girmeden önce Çamlıca köyünde bulunan ve eskiden okul olarak kullanılan tarihi binadaki müzeyi gezen doğaseverler, Çamlıca Kültür ve Turizm Derneği Başkanı Tahir Demirel'den bölgenin kültürel yapısı, Bocuk kültürü ve binanın tarihi hakkında bilgiler aldılar. Pastırma yazının son demlerini anımsatan havada yürüyüşçüler ateşte sucuk kızartarak yürüyüşü bir piknik havasında tamamladılar. SARDOS adına bir açıklama yapan yönetim kurulu üyesi Ayşe Çelik EKER; “Bu pazar da hava yazı aratmayacak berrak ve sıcaklıkta başladı.
Çamlıca köyüne geldiğimizde ilk önce müzeyi gezdik. Sabah saatlerinde gediğimiz müzede Bocuk için hazırlanmış insanın ilk anda irkilmesine sebep korku kostümleri sabah mahmurluğunun yok olmasına da vesile oldu. Parkur üzerinde bölge halkının kale olarak adlandırdığı, araştırmalarda Osmanlı döneminden kalan erzak depoları olabileceği ifade edilen tarihi kalıntılar da gezildi. Bu tarihi değerler sebebi ile önceki yıllarda parkurun ismini mistik değerlerin yaşaması açısından Trakkale yürüyüş parkuru olarak adlandırmıştık. Küçük büyük herkesin katılabileceği bu kolay parkuru, yürüyüşe ilk başlayanların alışması ve doğa yürüyüşlerini tanıtmak açısından her yıl bir defada olsa planlamaya dikkat ediyoruz. Bu etkinliğimizde bölgenin tarihi ve kültürel değerlerin katılımcılara tanıtılmasında desteğini esirgemeyen Çamlıca Kültür ve Turizm Derneği Başkanı Tahir Demirel'e SARDOS adına teşekkür ederiz. Faaliyetlerimiz haftada bir dönüşümlü olarak bisiklet ve doğa yürüyüşü olarak devam etmekte olup sağlık problemi olmayan herkes katılabilir.” şeklinde konuştu.

Uzun süredir SARDOS üyesi olarak faaliyetlere katılan Rukiye Cinay'da yaptığı açıklamada duygularını şöyle ifade etti; Yaş ortalaması oldukça genç olan SARDOS’a katılmakta önceleri tereddüt ettim. Kafamda hep acaba ayak uydurabilir miyim? Onları yavaşlatır mıyım? Diye düşünce içerisinde oldum. Fakat katıldıktan sonra gördüm ki, her yaşa göre faaliyetlerini organize eden, küçükle küçük olup sevgisini, büyükle büyük olup saygısını esirgemeyen muhteşem bir aile olduğunu gördüm. Zamanım el verdikçe faaliyetlerine katılmak için çaba harcıyor ve çevremdeki arkadaşlarımı da davet ediyorum. SARDOS'un sadece doğa yürüyüşü ve bisiklet değil sinema, tiyatro, sosyal projelerin yanında özdeğerlerimizle ilgili bayram ve günlerde de hep içinde olması bende çok güzel saygın duygular bıraktı. Sosyal medyada görüyorum ülkenin her yanından bizlere Sardoscanlar diye hitap ediliyor, bunun sebebini içinde oldukça her geçen gün daha da anlıyorum, SARDOS candır, her anı heyecandır.”