AYŞİN SEÇİL GEZER

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Edirne Milletvekili Erdin Bircan ve İlçe Başkanı Erdoğan Gümülcineli, dün, Keşan Ticaret Borsası (TB) ve Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Keşan Ajans Amirliğini ziyaret etti.

Bircan ve Gümülcineli ilk olarak Keşan TB’yi ziyaret ederken, burada Meclis Başkanı Necmi Kaymaz, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Gökhan Kurucu ve bazı meclis üyeleri tarafından karşılandı.

Saat 13.00 sıralarında başlayan ziyarette söz alan Kaymaz, ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Buğday ithalatı ile ilgili değerlendirmede bulunan Necmi Kaymaz,“27 Haziran’da ithalat politikalarıyla ilgili bir kararname yayımlandı. Bu konuda bir pozitif öz eleştirimiz olmalı. Zamanlama olarak tam hasat dönemine denk gelmesi üreticileri üzdü. İthalat mutlaka yapılmalı ama arzın yetmediği dönemlerde. Bu süreklilik haline gelmemeli. STK’lar (Sivil Toplum Kuruluşları) olarak ithalatın harman döneminde değil de daha önce açıklanması gerektiğini, aksi takdirde üreticiyi küstürerek, daha yüksek bedeller ödeyerek gıda enflasyonunun önüne geçemeyeceğimizi inanıyoruz. Gıda enflasyonunun ithalat ile değil, üretim ile düşeceğine inanıyoruz. Bunun da göz önünde bulundurulmasını istiyoruz. Üretimin desteklenmesini talep ediyoruz.”

Daha sonra söz alan Bircan, şunları söyledi: “TMO ve ticaret borsalarını ziyaret ediyorum. Edirne ve Uzunköprü’deki sorunları gördüm. Şimdi de Keşan Ticaret Borsasını ziyaret ediyorum. Sorunlar hakkında bilgi alışverişinde bulunacağız.”

CHP’li Erdin Bircan, ziyaretlerin ardından basın mensuplarına bir takım açıklamalarda bulundu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Keşan halkına, Keşan çiftçisine, üreticisine selamlarıyla geldiğini ifade eden Bircan, “Biliyorsunuz bir Adalet Yürüyüşümüz var. Türkiye’de adalet diyoruz, adalet her yerde adalet. Bugün ayrıca çiftçi için de adalet istiyoruz. Çiftçiye şu an yapılan da adaletsizlik. Gümrük vergilerinin hasat dönemine getirilip de indirilmesi çiftçiye yapılan en büyük adaletsizlik, haksızlıktır. Ve yine aynı bakan bu erken açıklama için ‘talihsizliktir’ diyor. Sayın Bakan ya bizim aklımızla alay ediyor, bizlerle, benim köylümle, çiftçimle dalga geçiyor ya da kendini bilmiyor. Bakanın imzası burada, kararname burada. Yani bunu imzalayan biz değiliz, Sayın Bakan imzaladı bunu. Bu çiftçiyi bitirme politikasıdır. Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla kurulmuştur. Çiftçiyi mağdur etmeme adına kurulmuştur. Bildiğim kadarıyla Ankara’da bir çiftçinin mahsulünün zarar görmesi, o zarardan sonra yağmur gelmesi ve çiftçinin gidip ben ne yapacağım demesiyle Atatürk’e ulaşıyor ve Atatürk o gün onu dinledikten sonra İsmet Paşa’yı yanına çağırıyor. Diyor ki Toprak Mahsulleri Ofisi’ni kuracaksınız ve hiçbir çiftçi bundan sonra mağdur olmayacak. Mağdur olan çiftçinin o malı kötü de olsa alınacaktır. O, devlet, zarar görebilir ama çiftçim, köylüm zarar görmeyecek demiştir. Aynı Toprak Mahsulleri Ofisi, randevu sistemine geçtikten sonra, 2 ay gibi bir süreye ulaşan randevular vermeye başladı. 2 ay sürecinde bu randevuyu alacak olan insan, 10 gün sonra traktörünün borcu var, 1 ay sonra kendini alacaklısına karşı söz vermiş ama bunun karşılığında maalesef ki TMO şu anda geçici olarak mal almayı bile 2 ay gibi bir sürede yapıyor.” dedi.

BU İŞİ YAPAMIYORSANIZ, BIRAKIN GİDİN

Buğdayda taban fiyat verilmemesinin en büyük sıkıntı olduğunun altını çizen Bircan, “Şu an borsadayız. Burada işlem yok. Neden işlem yok? Arkadaşlarımız anlatıyor; burada insanlar, tüccarlar daha kıştan borçlu, daha fiyat belirlenmeden onlar belli bir avans ücreti vererek kıştan mallarını almıştır. Fiyat nasıl belirlenecek? Fiyatı belirleyecek olan Sayın Bakan, kendisi her türlü açıklamasından sonra ‘bu talihsizliktir’ diyor. Bu işi yapamıyorsanız, bırakın gidin.  Biz, heyet olarak ilçe başkanım ve başkan yardımcımla çıktık. Her bölgede heyet olarak çıkıyoruz. Benim öncülüğümde Genel Başkanımıza bu raporu iletmek üzere geldim ama bu ülkenin bu kadar ucuz olmaması gerekiyor. Siz ithalat yapacağınız Ukrayna’yı, Rusya’yı ve balkan ülkelerine sıfır gümrükle mal alacağız diyorsunuz; oranın çiftçisini kalkındıracağınıza gelin bizim çiftçimizin hiç olmazsa elinden tutun, onun yaşamasını sağlayın. Çiftçimiz şu an yaşam mücadelesi veriyor. Yaşam mücadelesi veren çiftçime sen sahip çıkmıyorsun ve hasat döneminde geliyorsunuz vergileri düşürdük diyorsunuz. Bu çiftçiye gözdağı vermektir, bir dahaki dönem sen ekme, biz nasılsa ithalat yapıyoruz demektir. Çiftçiye bu şekilde gözdağı veren Bakanı ve hükümeti ben buradan kınıyorum. Ne zaman ki bu ülkede çiftçiye ve köylüye sahip çıkılırsa bu ülke ancak tarımla kalkınacaktır. Tarım olmazsa biz yokuz demektir. Tabi ki ülkenin sanayiye ihtiyacı var ve bu ülkenin teknolojiye de ihtiyacı var ama önce gıdamız olan tarımı gerçekleştiren, tarımı yapan çiftçime, köylüme ihtiyaç vardır.”

BİZ ADALET İÇİN YÜRÜYORUZ

Açıklamasının sonunda ‘Adalet’ yürüyüşü hakkında da konuşan Bircan, sözlerini şöyle noktaladı: “Değerli arkadaşlar yine adalet ile ilgili söyleyeceğim şeyler var. Maalesef hepimiz bu ülkedeki adalet sistemini görüyoruz. Siz basın mensuplarının arkadaşları, meslektaşlarınız olan 150 kadar gazeteci şu anda cezaevinde. Sadece haber yaptıkları için cezaevinde olan arkadaşlarımız var. Ama bizim adalet yürüyüşümüz sadece Enis Berberoğlu için değil, sadece gazeteci arkadaşlarımız için değil; mağdur olan bütün insanlarımız için yürüyoruz ve şu anda adaleti sağlamak için yürüyoruz. Hukuku bir an önce işletmek için yürüyoruz. Bu ülkenin bir an önce normalleşmeye ihtiyacı var. OHAL’in kalkması için yürüyoruz. OHAL olduğu için de şurada hiç kimse kendisini özgür bir şekilde ifade edememekte ve özgürce davranamamakta. O yüzden biz adalet için yürüyoruz. Bugün yine çiftçiye yapılan haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizlik için ve çiftçi için de yürüyoruz.”

Bircan, daha sonra TMO Keşan Ajans Amirliği’ni ziyaret ederek, çiftçiler sohbet etti.