Keşan TSO(Ticaret ve Sanayi Odası), Keşan TB (Ticaret Borsası), T.Ü. (Trakya Üniversitesi), Hamzadere Sulama Birliği, İpsala TB ve Trakya Doğal Kaynaklar ve Enerji Derneği iş birliği ile düzenlenen “Hamzadere Bölgesi’nde Sulama Yatırımları ve Güneş Enerjisinin Önemi” konulu panel, geçen Çarşamba akşamı gerçekleştirildi.

Keşan TSO Toplantı Salonu’nda saat 20.00 sıralarında başlayan ve İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, T.Ü. Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Yüksek Mühendis Hüseyin Erkin, Yardımcı Doçent Doktor İsmail Beceren, Türkiye Sulama Kooperatifleri Genel Başkanı Halis Uysal ile Türkiye Sulama Birlikleri Genel Başkanı Bülent Can’ın konuşmacı olarak yer aldığı seminere, Keşan Kaymakamı Bekir Dınkırcı ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.

Toplantının açılış konuşmasını yapan KTSO Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Helvacıoğlu, panale katılanlara “Hoş geldiniz” diyerek, “Panelin düzenlenmesinin sebebi bölgemiz. Gündemde olan kuraklığı konuşacağız.” dedi.

ŞİMŞEK: BÖLGEMİZ İÇİN SU AKAR TÜRK BAKAR İFADESİ KALKMIŞTIR

Daha sonra söz alan Hamzadere Sulama Birliği Başkanı Seçkin Şimşek, katılımcılara Hamzadere Barajı’nın konumu ve yapımı hakkında bilgi verdi.

Barajın 15 bin dönümlük bir alanı kapsadığını ifade eden Şimşek, şunları söyledi: “Barajın kapasitesi 214 milyon metreküp. Bölgemiz için artık su akar Türk bakar ifadesi kalkmıştır. Meriç Nehri Balkanlardaki tüm su yataklarını Hamzadere Barajı’na taşımaktadır. Meriç Nehri aktığı sürece barajımızda su sıkıntısı olmayacaktır. Barajımız 315 bin dönüm araziyi sulayacaktır. Projenin şu anda %10’luk  kısmı tamamlandı. Proje 28 köy bir belde ve 3 ilçeye hizmet verecektir. Bunun %48’si Keşan, %42’si İpsala ve %10’u Enez bölgesidir. Proje bittiğinde Hamzadere bölgesi Türkiye’nin tahıl ambarı olacak ve ürün deseni çoğalacaktır. İnsan gücü yetmeyecektir. Bu yıl bölgemizdeki çeltik ekilişindeki açığı biz kapatıyoruz.” 

GİRGİN: SUYUN DEĞERNİ ANLAYALIM      

Seçkin Şimşek’in ardından söz alan İpsala TB Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Girgin, suyun tüm canlılar için gerekli olduğunun altını çizerek, İnsanların kurduğu uygarlıklarda su merkez olmuştur. Bu bilinçli bir tercihtir. Günümüzde küresel ısınma nedeniyle temiz su kaynakları giderek azalmaktadır. Su kaynakları üzerindeki baskılar, kentleşme, artan nüfus, kirlilik, iklim değişiklikleridir. 2025 yılında dünya nüfusunun 3’te 2’si temiz ve içilebilir sudan mahrum olacak. Türkiye’de önlemler alınmazsa temiz su sorunu ile karşı karşıya kalacaktır. Türkiye tüm temiz su kaynakları kirlenen bir ülkedir. Trakya’da kişi başına düşen temiz su miktarı 500 metreküptür. Bölge yeraltı ve yerüstü su kaynakları, sürekli ve dengeli kullanma prensipleri doğrultusunda çevresel etkiler dikkate alınarak geliştirilmesi açısından büyük önem arz etmektedir. Trakya bölgesinde sanayi kuruluşları endüstriyel üretimleri için ihtiyaç duydukları suyu kullandıktan sonra yer üstü suyollarına atmaları yüzey ve yeraltı su kaynaklarını kirletmektedir. Bu temiz su kaynaklarını büyük oranda etkilemektedir. Meriç Nehri bölge için önemli bir su kaynağı. Keşan, İpsala TB ve Keşan TSO’nun TEPAV ile birlikte yürüttüğü bir çalışma var. Hamzadere Barajı’nın bölgemize sağlayacağı etkileri, neler yapmamız gerektiğini planlıyoruz. Suyun değerini anlayalım. Petrolsüz yıllarca yaşadık ama susuz bir gün yaşamayız. Geleceğimiz için temiz suya sahip olalım.” diye söyledi.

YÖRÜK: BU SU KAYNAĞI BÖLGEMİZİ ZENGİNLEŞTİRECEK

Daha sonra söz alan KTB Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Yörük, Hamzadere Barajı ile sulanabilen tarım arazilerinde artış yaşanacağının dile getirerek, “Suyu bilinçli ve akıllı kullanarak, hangi ürünleri yetiştireceğimizi planlamalıyız. Artık hedefe koşalım. Maksimum düzeyde iki ürün alarak bölgemizi zenginleştirmeliyiz. Bu su kaynağı bizim bölgemizin gelişimini hızlandıracaktır. Yeter ki Hamzadere Barajı’nın önemini kavrayalım.” şeklinde konuştu.

Yörük’ün ardından söz alan Kaymakam Bekir Dınkırcı ise, şunları kaydetti: Bölgemizde 564 bin dönüm tarım arazimiz var. Burada anahtar rol Hamzadere Barajı. Verilere göre 335 bin dönüm arazi sulu tarıma kavuşacak. Şu anda 101 bin dönüm arazi sulanıyor. Kuraklığı konuşacaksak özneye toprağı almalıyız. Ölçek sorunumuz var. STK’lar başta olmak üzere kesinlikle işletmelerimizi bütünleştirmek zorundayız. Kuraklığı çözebilmenin en asli unsuru kar yağışıdır. Taban su seviyesini yükseltir. Burada dünyanın bir problemi olduğuna göre bilimsel hareket etmeliyiz. Su bilincini oluşturmalıyız. Kuraklı minimize edebileceğimize inanıyorum. Buradaki temel nokta modern sulama tekniklerini kullanmak. Bunu yapmak zorundayız. Vahşi sulamadan kaçınmalıyız ve bitki desenlerini bilimsel bazda belirlemeliyiz. Ana unsurumuz hububat, ikinci aşamada ayçiçeği ve 3. aşamada ise çeltik. Bunların dışında birim alandan getirisi yüksek, ihracat değeri olan bir yerdeyiz. 2 saat ötede İstanbul ve 30 km. ileride ihracat başlıyor. İstediğiniz ürünü pazarlarsınız. Hangi tür ürünleri yetiştirmemiz yönünde bilimsel destekleri alarak kararlar vermeliyiz. Yem bitkilerini geliştirmek zorundayız. Ayrıca yenilenebilir enerji kaynakları ile ilgili girişimlerde bulunabiliriz. 2050 yılında enerji kaynaklarının %70’i yenilenebilir kaynaklardan oluşacak. Yani rüzgar, güneş, biyogaz. İleride Hamzadere Barajı’na paralel olarak güneş panelleri, güneş santralleri, rüzgar panelleri kurulacak. Çok ciddi bir servetin üzerinde oturuyoruz.”

Daha sonra panele geçildi. Mustafa Helvacıoğlu’nun moderatörlüğünü yaptığı panelde, Övgün Ahmet Ercan, İsmail Becenen, Hüseyin Erkin, Orhan Şen, Bülent Can tarafından; su kaynakları, sulama yatırımları, tarımsal sulamada güneş enerjisinin kullanımı ve yenilenebilir enerji kaynakları hakkında bilgi verildi ve çeşitli görüşler ortaya konuldu.