AYGÜL KONAR

Yağmurlar gelse de kurak geçen üç ayın çiftçilerin ürünlerine zarar verdiğini dile getiren Yetim, yaptığı açıklamada, tarımda yaşanan kuraklığın ithalat artışına ve ekonomik kayıplara yol açacağını belirtirken, çiftçinin de destek görememekten dertli olduğunu kaydetti.

Buğday ve ayçiçeği üretimi yapan Mehmet Ali Yetim, “Türkiye genelindeki on binlerce tarım emekçisi gibi bizlerde kuraklıktan nasibimizi aldık. Türkiye’de son dönemlerin en kurak yılının yaşanması en çok da tarım sektörünü olumsuz yönde etkiledi. Özellikle yağış mevsiminde yeterli yağışların olmaması çiftçilerin ürünlerini geç ekmesine, ekilen ürünlerin de filizlenmemesine neden oldu. Çiftçiler hem kuraklıktan hem de devletin destek olmamasından dert yanıyor. Yağışların beklenenden az olması meteorolojik kuraklığa, baraj göllerinin boşalması hidrolojik kuraklığa, tarım ürünlerinin zarar görmesi ise tarımsal kuraklığa yol açıyor. Sonrasında ithalat artışı, fiyatların yükselmesi ise sosyo-ekonomik kuraklığa neden oluyor” ifadelerine yer verdi.

“VERİM KAYBI OLACAK”

Devletin resmi kurumu olan Toprak Mahsulleri Ofisi’nin, en son Kasım 2020 raporu yayımladığını söyleyen Yetim, “Raporda, yağış rejimlerindeki azlık ve ürünlerdeki son durum değerlendiriliyor. Bu rapora göre, henüz tarımsal kuraklık yok. Ancak çiftçiler farklı düşünüyor. Yaz kuraklığını bir şekilde elimizdeki su rezervleri ile idare etmeye çalıştık. Kış kuraklığında böyle bir durum söz konusu değil. Kış kuraklığında çok sıkıntı çekiyoruz. Buğday, yulaf gibi ürünlerin kardeşlenme sürecinde, atılan tohumların çimlenmesinde sorunlar oldu. Verim kaybı olacak. Kış ürünlerinde yağmur ihtiyacından dolayı toprak altındaki besin elementlerini alamadığından dolayı strese girdi. Ürün kaybı ve ürünün olgunlaşma sürecinde zaman kaybı oldu. Çiftçilerin bu denli ürün kaybetmesinin ekonomiye zararının olacağı gibi, tüketen insanlarda da gıda ihtiyacında sıkıntılar yaşanacak” dedi.

“YAĞIŞ OLMADIĞINDAN DOLAYI ENDİŞELİYİZ”

Mehmet Ali Yetim, yağışların az olmasından dolayı bu yıl buğdayı çok geç ektiklerini ifade ederek, “Kuraklık var. Yağmurlar yağmıyor. Hava serin. Dün biraz yağdı. Buğdaylar yeni yeni çıkıyor. Tarlanın bazı yerleri kurudu bile. Kuraklıktan ötürü de buğdaylarda hastalık oldu. Alttan böcek yapıyor. Ayçiçeği tarlalarına da yeterli yağmur yağmadı. Yaza karşı ekeceğiz ama yağış olmadığından dolayı endişeliyiz” ifadelerini kullandı.

“DEVLET DESTEK VERMEDİĞİ İÇİN ÜRETİMDEN UZAK DURMAYA ÇALIŞIYORUZ”

En büyük sıkıntısının ise devletin bu sorunlarla uğraşan çiftçileri yalnız bırakması olduğunu vurgulayan Yetim, “Devlet destek vermediği için üretimden uzak durmaya çalışıyoruz. Gübrede de fahiş artışlar oldu. İlaç öyle… İşimiz Allah’a kaldı. İnşallah bu çiftçiye yardım eli uzanır. İnsanların aç kalmaması, gıdaya erişim konusunda bir sorun olmaması için bizlere sahip çıkılması gerekiyor. En çok suyu tarım kullanıyor. Ziraat Mühendisleri Odasının verdiği bilgilere göre, dünyada tatlı suları en çok tarım kullanıyor. Türkiye'de tatlı suları yüzde 73 oranında tarım, yüzde 11 oranında da sanayi kullanıyor, evsel kullanım oranı ise yüzde 16. Gıda üretiminde suya çok fazla ihtiyaç var. Türkiye’de suyun kullanımında hem bir plansızlık hem de ücretlerinde pahalılık söz konusu. Yaşanan kuraklık özellikle küçük ve orta ölçekli çiftçiyi daha fazla etkileyecek. Çiftçilerin bu pandemi ve kuraklık döneminde mutlaka destek kapsamına alınması gerekiyor. Hatta ücretsiz tarla içi sulama yaptırılması gerekir. Aksi takdirde azalan su kaynaklarıyla kendine yeten, gıda güvencesini sağlayan tarımsal üretim miktarına ulaşmak söz konusu olmayacak. Bu gidiş önümüzdeki günlerde büyük bir gıda krizi olarak karşımıza çıkacaktır” diye konuştu.

“ARTIK TARIM KESİMİ İÇİN BİR AFET SÖZ KONUSUDUR”

Alınmayan önlemler nedeniyle artık yaşanan bu sorunun bir afet boyutuna geldiğini ifade eden Mehmet Ali Yetim, “Türkiye’de kuraklıkla ilgili çeşitli şekillerde önlem mekanizmaları kurulamadığı için artık tarım kesimi için bir afet söz konusudur. Afeti gidermek için neler yapılmalı noktasına geldik. Ürün çeşitliliğimiz bitecek. Çiftçi, kuraklık şartlarında artık üretemez hale geldi. Türkiye’de gıda tehdidi olacak. Yaşanan bu zorluklar nedeniyle kuraklıktan gelecek zararların kamu tarafından karşılanması gerekiyor. Yoksa Türkiye’de ürün çeşitliliğimiz, her şeyimiz bitecek. Yağışlar şu sıra normale dönmüş durumda. Ancak uzmanlar toprağın uzun süre susuz kalmasından dolayı asıl sıkıntının hasat döneminde yaşanacağına ve ekonomik kayıpların daha da büyük olacağına dikkat çekiyor” şeklinde konuştu.