AYŞİN SEÇİL GEZER

Konuyla ilgili Darcan, ilk olarak şu bilgilendirmelerde bulundu: “Şeker Kurumu 24 Aralık 2017 Tarih itibariyle hazırlanan 696 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Şeker Kurumu başka işleme gerek kalmaksızın kapatılmasından dolayı Kurumun görev ve sorumlulukları Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına aktarıldı. Özelleştirme Yüksek Kurulumunun (Ö.Y.K) 21.11.2016 tarihli ve 2016/67 Sayılı kararı ile Türk Şeker'in Özelleştirme işlemlerinin 31.12.2018 Tarihine kadar tamamlanması kararı verilmişti. En son verilen bu karar doğrultusunda Türk Şeker'e ait, içinde Alpullu Şeker Fabrikasının da bulunduğu 25 Fabrikanın 14'ü Özelleştirme ile ilgili ihale detayları 20.02.2018 tarihinde yayınlanmış olup Alpullu Şeker Fabrikası için son teklif verme tarihi 18.04.2018 olarak belirlenmiştir. Fabrika çalışanlarıyla yaptığımız görüşmelerde Alpullu Şeker Fabrikasının Pancar işleme kapasitesinin pancar üretimiyle birlikte 200 bin ton olarak hedeflendiği pancardan elde edilen küspenin de paketleme yöntemiyle üreticilere ve hayvancılık yapan işletmelere verileceği planlandığı ancak Özelleştirme idaresi Başkanlığının bu özelleştirme kararından sonra fabrikaların bakım, onarım ve yedek parça imalatlarını yapan her türlü ihtiyaçlarını karşılayan Eskişehir, Ankara, Afyon, Erzincan, Turhal'da bulunan makine atölyelerinin, fabrikaların satış kararı verildiğinden dolayı Alpullu Şeker Fabrikasının da 2018 yılı bakım, tamir, imalat, revize gibi işlerinin belirsizliğini koruduğunu ifade etmişlerdir.”

15 EYLÜL 2017 CUMA GÜNÜ FABRİKANIN DUMANI TÜTMÜŞTÜR

Alpullu Şeker Fabrikası’nın, Trakya’nın değeri olduğunu ifade eden Hüseyin Darcan, “İlimizin hatta Trakya'nın önemli bir değeri olan ve çok geniş iş, üretim sahası sağlayan, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün direktifleriyle kurularak 1926'da üretime başlayan, uygulanan yanlış tarım politikalarına bağlı olarak 2013'teTrakya'da çiftçilerin pancar yerine başka ürünlere yönelmesi nedeniyle üretimine ara vermek zorunda kalan Alpullu Şeker Fabrikası, 104 köyden bin 200 çiftçinin 19 bin dekarlık alanda 126 bin ton pancar üretimi gerçekleştirerek fabrikanın 4 yıl aradan sonra 15 Eylül 2017 Cuma günü fabrikanın dumanı tütmüştür. Trakya çiftçisine kapılarını yeniden açması pancar üreticilerimiz tarafından memnuniyetle karşılanmıştı.” şeklinde konuştu.

FABRİKAMIZ KAPANDIĞI TAKDİRDE DEĞER ELİMİZDEN GİDECEK

Alpullu Şeker Fabrikası’nın bir fabrikadan ziyade, ilk şeker üreten Türkiye Cumhuriyeti'nin yaşayan en büyük tarihi olduğunu belirten Darcan, şu açıklamalarda bulundu: “Ergene köşkünden, Türkiye'nin ilk golf sahasına, halka açık yüzme havuzu, 3000 kişilik stat sinema ve tiyatro salonuyla Trakya'nın kültürel gelişimine katmış olduğu değer tartışılmaz. Kırklareli, Edirne, Tekirdağ, İstanbul ve Çanakkale çiftçisinin ürettiği yaklaşık 126 bin ton şeker pancarından 11 bin ton şeker, 32 bin ton pusa ile yaklaşık 6 bin ton da melas üretilmiş, bölgeye yıllık ortalama 100 milyon liralık katma değer sağladığı gibi, bu oranın oluşturulacak olumlu politikalarla geçmiş yıllarda olduğu gibi 4-5 kat oranında katma değer sağlaması hiçten bile değildir. Alpullu Şeker Fabrikası Trakya'mıza çok büyük bir değer katıyor. Bu fabrikanın bacasının tütmesi demek 100-500 milyonluk bir katma değerin Trakya'ya girmesi demektir. Bu sadece çalışanlar için değil hayvan/besicisinden nakliyecisine hatta köy esnafına kadar herkese gelir sağlıyor. Fabrikamız kapandığı takdirde değer elimizden gidecek. Ayni zamanda göç vermeye başlayacağız. Elimizde ki değere sahip çıkmamız gerekir. Bölgemizdeki pancar üreticilerinin, Halkımızın en büyük endişelerinden biri de geçmiş yıllarda özelleştirmeyle kapatılan Tarım kuruluşları Türkiye Süt Endüstri Kurumu, Et ve Balık Kurumu, Yem sanayi gibi hayvancılığı ayakta tutan kurumlar özelleştirildikten sonra hayvancılıkta nasıl dışa bağımlı hale geldiğimiz ortada iken milyarlarca liralık teşvik paketlerine, hibe ve desteklere rağmen hayvancılıkta dışa bağımlılıktan kurtulamadığımızın, bununda temelinde özelleştirme olduğu, özelleştirilen süt fabrikaları, yem fabrikaları. Et ve Balık Kurumu kombinalarının yerlerine nasıl ki alışveriş merkezleri yapıldıysa Şeker fabrikalarının da ayni akıbete uğrayacağı, kapanacağı, üretimin düşeceği sonunda hurda fiyatına satılacak fabrikaların yerlerine otel, konut, AVM yapılmasından endişe ediliyor. Bu endişenin acilen giderilmesi gerekiyor. Şekerin hammaddesi olan pancar üretim havzalarının ayni zamanda küçükbaş, büyükbaş hayvancılığının gelişmesine, bölgemizin iklim coğrafi yapısının uygun olduğu, İstanbul gibi metropol kente yakın olması ülke hayvancılığına katkı sağlayacağı gibi bu günlerde hayvancılığımızı ithalata bağımlı olarak sürdürmemize son verecektir. Tüm bunların yanında pancar şekeri sağlık açısından da hayati önem taşıyor. Bilim insanlarının ifadelerine göre, doğal pancar şekeri kadar önemli sağlıklı bir şey yoktur. Şeker pancarı yok olduğunda yerine sağlıksız nişasta bazlı şekerler piyasaya sürülmeye başlanacak, pancar şekerinin üretiminin azalmasıyla Nişasta bazlı şeker tüketimi artacaktır. Buda bebek mamalarından tutun yediğimiz içtiğimiz her şeyde kullanılacak. Yeni doğacak nesiller için kanser, obezite, kısırlık, şeker, tansiyon, kalp gibi hastalıklarının artmasına sebebiyet vereceğinden korkuluyor.”

GELECEK NESİLLERİMİZİ NİŞASTA BAZLI ŞEKERE MUHTAÇ MI EDECEĞİZ?

Türkiye’nin şeker ithal eden ülke mi olacağı sorusunun altını çizen Hüseyin Darcan, “Bundan sonraki süreçte asıl mesele Şeker fabrikalarının özelleştirilmesiyle fabrika çalışanları, yöre halkı, esnaf, hayvancılık sektörü, alkol, maya üreticileri, yani kim kazanacak? Kim kaybedecek? Tüm bu soruların cevabını bulmak için T.Z.O.B. Başkanımız Şemsi Bayraktar Sayın Başbakandan ve Cumhurbaşkanımızdan randevu talep etmiş olup ancak bu randevu talebine bir karşılık henüz geri dönüş olmamıştır. Bu iş sadece pancar üreticisinin, şeker tüketicisinin değil 80 milyon tüketiciyi de yakından ilgilendiren bir konu olduğundan gelecek nesillerimizi nişasta bazlı şekere muhtaç mı edeceğiz? Yoksa sağlıklı beslenmede herkes tarafından kabul edilen pancar şekerinin üretimine devam kararımı vereceğiz. Bundan sonraki dönemde ülkemizin şeker ihtiyacının karşılanmasında pancar mı ön planda olacak? Yoksa mısır şurubu mu? Türkiye şeker ihraç eden ülke olmaktan çıkıp şeker ithal eden ülke mi olacak?” dedi.

BİR KERE DEĞİL BİN KERE DÜŞÜNMEMİZ GEREKİR

Alpullu Şeker Fabrikasının ve diğer özelleştirilmek istenen şeker fabrikalarının satılmasına karşı olduğunu belirten Darcan, açıklamasını şu şekilde sonlandırdı: “Sonuç olarak pancar ekim sezonunun içinde olduğumuz Mart ayı itibariyle pancar ekim taahhütlerinin alınacağı ekimlerin yapılacağı bu günlerde yetkililerin biran önce böylesine önemli bir konuya açıklık getirmeleri pancar üreticilerini tarım ve gıda sektörünü, şeker tüketicilerini, İlimizi Ülkemizi yakından ilgilendiren Alpullu Şeker fabrikamızın özelleştirme kapsamından çıkarılması ya da özelleştirmeden sonra 5 yıl gibi üretim şartı yerine pancar şekerinin sürekliliğini sağlayacak yeni düzenlemeler getirerek üreticinin de içinde olduğu kooperatifler aracılığıyla yürütülmesinin uygun olacağı, pancar şekerinin şartlar ne olursa olsun gelecekte sağlıklı nesillere aktarma sorumluluğumuzu bilerek bir kere değil bin kere düşünmemiz gerekir. Bölgemizde faaliyet gösteren Alpullu Şeker Fabrikasının ve diğer özelleştirilmek istenen şeker fabrikalarının üretime, ekonomiye ve çiftçilerimize vermiş olduğu katkılar göz önünde bulundurularak satılmasına karşı olduğumu kamuoyunun bilgilerine sunarım.”