AYŞİN SEÇİL GEZER

Lavanta ekimine 30 Nisan 2017 yılında başladığını belirten Değirmendereli, konuyla ilgili şunları söyledi: “Bildiğimiz ürünlerin dışında acaba bu bölgenin coğrafyasına ne uygun diye düşünüyoruz. Bu çerçevede Edirne Tarımsal Araştırma Enstitümüzün başlatmış olduğu bir lavanta üretimi projesi var. Ben de hem onlarla iletişim kurup hem de bu konuyu Bulgaristan’da geliştiren fide ekimi yapıp Dinar Kaymakamlığı’na lavanta fidesi gönderen arkadaşımızın da önerileriyle yaptığı çalışmalarla buluşarak deyim yerindeyse bu tarlayı demonstrasyon bahçesi olarak başlattık. Bu süreç içerisinde gördük ki buranın iklimi son derece uygun. Lavanta fidelerinin ithalatı şahıslar tarafından yapılamıyor. Ya bir üretici kooperatifi olması lazım ya da devlet kurumu olması gerekiyor. Bu bölgede fide ithalatını yapmak için de arkadaşlarımız Aromatik Bitkiler Kooperatifini kurdu. O da ilgi görüyor.  Aromatik Bitkiler Kooperatifi’nin yöneticileri Ekim ayında Bulgaristan’daki Aromatik Bitkiler Enstitüsünü ziyaret ettik. Bulgaristan’daki bu Enstitünün kuruluş tarihi 1907. Bulgaristan bu çalışmalara tam 110 sene önce başlamış. Biz çok geç kalmışız. Çalışmalarımızı yaparken lavanta üretiminde önümüze ne tür engeller çıkıyor onları da görmüş oluyoruz. Bu engelleri hangi adımlarla çözeceğimiz açığa çıkmış oluyor.”

LAVANTA YAĞI KIYMETLİ

Lavanta ekiminin ekonomik getirisi hakkında da konuşan Kemal Değirmendereli “Gittiğimiz her yerde ekonomisi nedir diye soruyorlar. Bizim ektiğimiz lavanta yağı üretmek üzere geliştirilmiş bir tür. Lavanta yağı kıymetli bir yağ. 1 dönümüne 2 bin fide ekiliyor. 2 bin fidenin de yaklaşık maliyeti 2 bin 5 TL civarında. Daha sonra bu fideleri birinci ve ikinci yıl sulamak gerekiyor.  Kök salıncaya kadar sulamakta fayda var. Lavanta nitelikli bir toprak istemiyor. İlk yıl ürün alamıyorsunuz. Tüm bu maliyetleri koyduğumuzda dönümüne yaklaşık bin dolar civarında yatırım yapmış oluyorsunuz. Ama 3’üncü yıldan itibaren de her yıl bin dolar biçmeye başlıyorsunuz. Bu bitkinin ilk yatırımı maliyetli. 2’nci ve 3’üncü yıldan itibaren de her yıl getirisi olacak gibi görünüyor. Kök de salıktan sonra sulamayla ilgili sisteme de ihtiyaç yok. Bitki büyüyüp etrafını doldurduktan sonra altında ot bitmiyor. Dolayısıyla çapalama ortadan kalkıyor. Tabi bu çiftçi için büyük bir maliyet. Burada üreticilerin desteğe ihtiyacı var. Bunu da önümüzdeki günlerde girişimlerde bulunarak ilk yıllardaki bu yükün Ziraat Bankası tarafından kredilendirilmesi veya bu fidelerin isteyen üreticilere devlet tarafından temin edilmesi gibi durumları geliştirmemiz gerekecek. Bulgaristan’daki ziyaretlerimiz de gördüğümüz kadarıyla 1 dönümden 8-12 litre civarında yağ alınıyor. Bu sene yağın litresi 122 Euro. 80 Euro civarındaydı, demek ki üretim az olunca böyle oldu.” 

TÜKETİMİ HIZLA ARTIYOR

Değirmendereli lavanta sektörünün dünyada gelişen bir sektör olduğunu dile getirerek sözlerini şöyle sonlandırdı: “Bu sektör, dünyada da gelişen bir sektör. Tüketimi de hızla artıyor. Bölgemiz için önemli bir açılım olacağını düşünüyorum. Konuyla ilgilenecek bir çiftimizin 50 dönüm yeri vardır. 50 dönümü de ekmesine gerek yok. Ne kadar isterse o kadar ekebilir. Baktı kazanıyor zamanla çoğaltır. Şu anda Türkiye’de en popüler olan lavanta köyü olan Isparta’ya bağlı Keçiborlu İlçesinin Kuyucak Köyü’nü ziyaret ettim. Son 5 yılda lavanta ekimi o kadar artmış ki. 10 bin dönümlük köyün 5 bin dönümü lavanta ekilmiş. Orada da baştan vatandaş 3 dönüm ekmiş, 5 dönüm ekmiş, deneyerek arttırmış. Geçen yıl Kuyucuk’a gelen turist sayısı 120-150 bin arasındaymış. Yine yaptığımız araştırmalar doğrultusunda 1 dönüm lavantanın geliri 2 tane sağmal ineğin gelirine denk geliyor. Bizim bölgemizin çehresini değiştirecek bir bitki. Benim yaptığım örnek bir proje. Bu işi yapmak isteyenler benden ve Aromatik Bitkiler Kooperatifi’nden bilgi alabilirler.”