AYGÜL KONAR

Gaytancıoğlu, mecliste tüm partilerin milletvekilleriyle ortak karar alıp, tarımda doğal afetlerden etkilenen çiftçilerin zararlarının devlet tarafından karşılanması konusunda karar aldıklarını söyledi. 

“TARIMDA BELİRSİZLİK SON DERECE FAZLA”

Tarımsal üretimin risk ve belirsizliklerle dolu olduğunu ifade eden Gaytancıoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Son günlerde yaşanan dolu felaketi nedeniyle bölgemizde birçok alanda, özellikle buğday tarlalarında büyük oranda hasar meydana geldi. Hasar olan bölgelerde yaptığım ziyaretlerde çiftçimizin bir yıllık emeğinin telef olduğunu üzülerek gördüm. Üretici bu sene tarlasında biçeceği buğdayla evini geçindirecek, çocuğunu okutacak ve bir sonraki yıl için yine bu yılki kazandığıyla tarlasını ekecekti. Zaten kurak giden bir kış sezonunun ardından düşük verim ile birlikte birde bu dolu felaketi ve düşük ürün fiyatları çiftçimizin iyice belini bükmekte. Tarımsal üretim risk ve belirsizliklerle karşı karşıya olan üretim. Risk önceden tahmin edebileceğiniz bir şeydir ama belirsizlik önceden tahmin edilmeyen bir şey. Dolu, sel, yangın tahmin edemeyeceğimiz doğa olaylarıdır. Tarımda belirsizlik son derece fazla. Tarımsal üretimde doğa koşullarını kontrol etmek mümkün değil. Örneğin bir fabrikanın üzerini kapattığınızda her koşulda 24 saat üretime devam edebilirsiniz ama tarımda mümkün değil. Ki tarımda 24 saat üretim zaten mümkün değil. Tarımsal üretim kesitli ve mevsimseldir. Buğday her zaman yetişmez, belli sürede olgunlaşması, yeşil olması, sarıya dönüp başak çıkarması lazım, başağın olgunlaşması lazım, tane vermesi, süt olması lazım. Böylece hasat zamanına ancak gelir. Hasat haline geldikten sonra dolunun vurması da milli servete zarar verir.”

“ÜRETİCİNİN MAĞDUR OLMAMASI AÇISINDAN TBMM’Yİ GÖREVE ÇAĞIRDIK”

Mecliste tüm siyasi partiler olarak uzlaştıkları, üreticilerin zararlarının karşılanması için karar aldıklarını söyleyen Gaytancıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tarım sigortaları mevzuatı var. TARSİM, tarım sigortaları havuzu var. Bunun oluşmasında büyük katkı sağlayıp destek verdik. Ancak çok ciddi kesintiler yapıyor. Üreticinin hangi tarla, hangi ürünü olursa olsun, sigortasının yarısını devlet karşılıyor. Ülkemizde çok az çiftçi destekleniyor. Çiftçi ciddi anlamda borçlu, sigorta yaptırmayı bir maliyet olarak görüyor. Maliyeti düşük de olsa çifti bundan kaçınıyor. Devletimizi göreve çağırıyoruz. Devletimiz afet yasası kapsamında, doğal afetler ile karşı karşıya kalan üreticimizin zararlarını karşılayabilir. Doğal afetler sadece bizim ilimizde yaşanmadı. Aşağı yukarı 50 ilimizde yaşandı. Toplam maliyet olarak da 1 Milyar TL’ye yakın hasar oluştu. Mecliste tüm siyasi partilerin uzlaştığı, üreticinin zararlarının karşılanması için karar aldık. Sigortalı olan yerlerin zararları sigorta şirketleri tarafından karşılanıyor ama burada da %9 kesinti var. Hasar tam anlamıyla tespit edilemiyor. %80-90 hasar olan yere %70 hasar belirlenebiliyor. Üreticinin mağdur olmaması açısından TBMM’yi göreve çağırdık. Bu kadar büyük hasarın olduğu yerlerde ürün kaybı ithalat faturamızı, ithalatımızı, tüketicinin ödediği bedeli arttırır. Doludan dolayı yaklaşık 500-600 bin tonluk buğday açığımız olabilir. Bunun1 Milyar civarında parasal değeri var, Türkiye’nin buğdayda ithalatçı olduğunu düşünürsek döviz kaybı olması anlamına gelir. Döviz kaybı ile baktığınızda da tüketici fiyatlarına yansır. Ekmek fiyatları artabilir. Bu yüzden zararların karşılanması için talepte bulunduk.”

ÇİFTÇİMİZ EMEĞİNİN KARŞILIĞINI ALAMADIĞI İÇİN ÜRETİMDEN SOĞUMAKTA”

AK Parti hükümetine seslenen Gaytancıoğlu, sözlerini şöyle sonlandırdı: Çiftçimiz emeğinin karşılığını alamadığı için her geçen gün daha da üretimden soğumakta. Oysaki daha geçen 2019 sezonunda 10 milyon ton buğday ithal ederek başka ülkelerin çiftçilerini zengin etmiştik. AK Parti hükümetine sesleniyorum. Çiftçimizin desteklerini artık gününde verin ve arttırın. Acil olarak çiftçimizin borçlarını sıfırlayın.”