AYGÜL KONAR

“İTHALAT OLAĞAN BİR HALE GELDİ”

Bu dönemde fiyatların hiç artmaması gerektiğini önemle vurgulayan Gaytancıoğlu, sözlerine şöyle devam etti:“Üretim politikalarınızı gözden geçirmezseniz, üretime yönelik desteklemeleri geçtiğimiz yılın fiyatlarıyla aynı tutarsanız, çiftçinin alması gereken desteği vermeseniz, çiftçi borçlanıp üretimden vazgeçerse ve nüfus her yıl yüzde 1,5 artarken gerekli planlama yapılmazsa, başka ülkelerden gelen mültecileri ülkenizde tutarsanız gıda enflasyonunun önüne geçemezsiniz. Fiyatların önüne geçilemez. Bu dönemde fiyatların hiç artmaması lazım. Çünkü tüketim azaldı. Özellikle yaz mevsiminde turizm amaçlı ülkemize gelen turistlerin gelmemesine rağmen fiyatlar düşmüyor. Çünkü kişi başına tükettiğimiz yağ miktarı, peynir ve yumurta miktarı bellidir. Örnek vermek gerekirse; bir tavuğu beslerken buğday, soya, mısır ürünleri kullanılır ama bunların fiyatlarında ciddi oranda bir artış söz konusu. Çünkü dışa bağımlısınız. Soya fiyatları, enflasyonun çok üzerinde arttı. Hükümetin resmi rakamlarına göre; enflasyon yüzde 15, soya yüzde 72, mısır fiyatları ise yüzde 50 oranında arttı. Çiftçinizden bin 600 TL/ton buğday aldınız ama 2 bin TL/ton altında buğday ithal edilemiyor. Ayçiçeği konusunda da sürekli olarak, uyarılarda bulunduk. Kendi çiftçimize değil, başka ülkelerin çiftçilerine veriyoruz. Artık, ithalat olağan bir hale geldi. Sürekli gümrük vergilerini düşüren ve gümrük vergilerinden para kazanmayan bir iktidar var. Halen başka ülkelerden ürün ithal ederek, çözüm arayan bir iktidar tarafından yönetiliyoruz. Bu son derece yanlıştır.”

“EN AZINDAN SULAMA OLANAKLARIMIZI GARANTİ ALTINA ALALIM”

Bölgedeki barajların durumu hakkında değerlendirmelerde bulunan Okan Gaytancıoğlu sözlerine şöyle devam etti: “Barajları doldurmazsak ve ürünleri zamanında sulamazsak, verim düşük olur. Barajları dolduralım ki, üretimi ve verimi garanti altına alalım. Başka ülkelerin düşük veriminden ve kuraklığından etkilenmeyelim. En azından sulama olanaklarımızı garanti altına alalım. Çiftçimizi destekleyelim.”

“DESTEĞİN 1 TL’YE ÇIKARTILMASI GEREKİYOR”

Son dönemde ayçiçeği yağında yaşanan artışla ilgili konuşan Gaytancıoğlu, “Ayçiçeğinde ton fiyatı değişmiyordu. Ton fiyatı son 2-3 yıldır, 350-360 dolar aralığındaydı. Yağ piyasası da, bu seviyelerde şekilleniyordu. Tüm masraflar hesaplandığında, 3 bin 500 TL/ton oluyordu. Ancak, fiyatlar birden bire 4 bin 500 TL/ton ve 5 bin TL/ton seviyesine çıktı. Piyasada ayçiçeği kalmadı ama bizim ödediğimiz bedel 715 dolardır. Yani 5 bin 500-6 bin TL/ton seviyelerini buluyor. Kendi çiftçimizden 4 bin 500 TL/ton aldığımız ayçiçeğini başka ülkelerden 6 bin TL/ton alıyoruz. Dünyada kuraklık ve verim düşüklüğü yaşandı. Ama dışa bağımlı olundu. Tarım Bakanı, 40 kuruşluk olan ayçiçeği desteğini 50 kuruşa çıkarttı ve alkış bekledi. Ben alkışlamadım ve eleştirilerimi sıraladım. Yaşanan sorunun 10 kuruşluk artışla olmayacağını söyledim. Desteğin 1 TL’ye çıkartılması gerekiyor. Artık, radikal davranılmalı. Pandemi, gıdanın önemini artırdı. Gıda stokları son derece önemlidir. Tüm dünya ülkeleri tarıma ekstre destek verdiler, Türkiye haricinde. Dışa bağımlı olunan ayçiçeğinde, fiyatları kontrol edemezsiniz. Dışarıda, ne fiyat geçerliyse ona olmak zorundasınız. Kendimiz üretsek ve fiyatı kendimiz belirler konuma gelsek, Türkiye çok avantajlı konuma gelecektir. CHP iktidarında kesinlikle dışarıdan ayçiçeği satın alınmayacaktır. Ayrıca, yine bizim iktidarımızda buğday ithalatı yapılmayacak. Türkiye üretimini planlayarak, çiftçisini ve köylüsünü, toprağında tutma politikasıyla üretim seferberliği içerisinde olacaktır. Eğer bu yapılmazsa, gelecek nesilleri tehlike altına atmış oluruz” şeklinde konuştu.

“ESNAF İŞLERİN OLMAMASI NEDENİYLE, KAN AĞLIYOR”

Türkiye’de işsizlik oranlarının her geçen gün arttığına kayıt düşen Okan Gaytancıoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “İşsizlik oranlarının artmasıyla birlikte aile içi şiddet ve boşanma oranlarında da artış yaşandığını görüyoruz. İnsanlar artık, faturalarını ödeyemez hale geldi. Esnaf işlerin olmaması nedeniyle, kan ağlıyor. Türkiye’de ekonomik durum kötüye gidiyor. Hükümet ne yazık ki, hiçbir şeyi yönetemiyor.”

“YAZLIK VE KIŞLIK SARAYLAR YAPILMASI BENİM VİCDANIMA ÇOK TERS GELİYOR”

Yeni yapılacak saray için ayrılacak ödenek hakkında konuşan Gaytancıoğlu sözlerini şöyle tamamladı: “Hükümet ve Türkiye’yi yönetenler, ülkedeki gerçekleri görmez durumdalar. Esnafın siftah yapmadığını, vergisini ve borcunu ödeyemediğini, girdi maliyetlerin arttığını, gençlerin işsiz olduğunu ve emeklinin açlık sınırının altında yaşadığını biliyor ama israftan da, kaçınmıyor. İtibardan tasarruf edilmez mantığıyla açıklamaya çalışıyor. Bu artık, kabul edilemez bir gerçektir. İnsanlar bu ülkede, 20 ya da 50 kuruş düşük fiyatla ekmek almak için kuyruklara girmek zorunda kalıyor. İnsanlar, bunun hesabını yapmak zorunda kalıyor. Fakat bunları görmezden gelip, yazlık ve kışlık saraylar yapılması benim vicdanıma çok ters geliyor. Bunu hiçbir şekilde açıklayamıyorum. Ama AK Partili kardeşlerimiz, bunu nasıl açıklarlar çok merak ediyorum.”