AYŞİN SEÇİL GEZER

Şeker fabrikalarının stratejik yerler olduğunun altını çizen Gaytancıoğlu, “Şeker sektörü, kurda kuşa yem edilecek yerler değildir. Şeker; et, süt, yumurta, un, yağ ve tahıllar gibi mutlaka tüketilmesi gereken bir besin maddesidir. Bundan ötürü de, hem ucuz hem sağlıklı olmalı, hem de güvenilir ellerde üretilmesi gerekiyor. Devlet şeker fabrikaları işine el atmış ve cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte, yurdun dört bir yanına yayılmıştır. Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu bu fabrikaları İsmet İnönü sayılarını arttırmıştır. Ardından Adnan Menderes, Süleyman Demirel, Turgut Özal ve Bülent Ecevit devam ettirmiştir. Fakat Tayyip Erdoğan bunları satma niyetindedir. Şeker fabrikalarının bulunduğu yerlerde hayvancılıkta yapılmaktadır. Bundan ötürü de bu fabrikalar stratejiktir.” dedi.

ŞEKER FABRİKALARININ HER BİRİNDE KÂRLILIK ORANI AYNI DÜZEYDE DEĞİLDİR

Okan Gaytancıoğlu sözlerine şöyle devam etti: “Şeker fabrikalarının her birinde kârlılık oranı aynı düzeyde değildir. Örnek vermek gerekirse; kristal beyaz şekeri 1,5 liraya mal eden fabrikalarda var, 8 liraya mal eden fabrikalarda var. Ama her birinin küspe ve buna benzer önemli çıktıları bulunmaktadır. 1 milyon-1,5 milyon kişiye istihdam sağlamaktadır. Ayrıca, çalışan işçiler ve üreten çiftçilerimiz bulunuyor. Çiftçi, şeker pancarını üretmekle hem Türkiye ekonomisine hem de kendi ekonomisine katkı sağlıyor. İşçi fabrikada çalışarak bölge esnafına; çıkan ürünlerde bölge üreticisine ve tarımına katkı sağlıyor. Dolayısıyla bu işi özel sektör mantığıyla yönetmek çok yanlış bir durumdur. Özel sektör, 1,5 liraya mal eden fabrikaları satın alır; 8-9 liraya mal eden fabrikaları satın almaz. 8-9 liraya mal eden fabrikalar kapansın mı? Bölgeye istihdam sağlamasın mı? Onun ürettiği küspeden hayvanlar yararlanmasın mı? Türkiye’de 1 ay içerisinde ikinci yem zammı yapıldı. Zammın yapılmasının nedeni de doların artmasıdır. Yem maddelerinde yüzde 50 oranında dışa bağımlıyız.”

BU FABRİKALARIN BİNALARI DAHİ YOK

Açıklamasına, “Şeker fabrikalarını şu ya da bu alsın deniyor ancak, bireysel kurtuluş çareleriyle bir yere kadar varılabilir.” diyerek devam eden Gaytancıoğlu, “İçinde Trakya Birlik’in, Panko Birlik’in, çiftçinin ve devletinde olduğu kısmen özel sektöründe olduğu birleşmeler tartışılabilir. Ama bunlar bölgesel kurtuluş çareleridir. Biz Kurtuluş Savaşı zamanında Mustafa Kemal Atatürk tüm bölgesel cemiyetleri bir araya getirerek Kuvayi Milliye’nin ordusunu kurdu. Şimdi bölgedeki şeker fabrikalarını şu ya da bu alsın düşüncesi tartışılabilir. Fakat AKP çok sinsi bir partidir. AKP’nin yaptığı özelleştirmeleri biz biliyoruz. Özelleştirme yapılması durumunda daha fazla istihdam yaratılacağı iddia ediliyor. Fakat AKP, 8 ya da 9 sigara fabrikasını özelleştirdi ve şu anda hepsi özelleştirildi. Şu anda bu fabrikaların binaları dahi yok. Özelleştirilirken daha fazla istihdam yapılacağı ve üreticinin kazanacağı dile getirildi. Aynı durum şeker fabrikalarında da yaşanacaktır. Özelleştirme İdaresi, ihaleyi istediğine verme hakkına sahip. Şartnamede böyle bir hakkı bulunuyor. Biz bu işten geri dönülmesi gerektiğini söylüyoruz.” şeklinde konuştu.

AKP’YE GÜVENMİYORUZ

Okan Gaytancıoğlu sözlerine şöyle devam etti: “2019 yılında yapılacak seçimlerde, AKP’den kurtulacağız. AKP ne ittifaklar kurarsa kursun, yüzde 50’yi bulamıyor. Demokrasiye inanların oluşturacağız bir blok Türkiye’ye hakim olacaktır. Şeker fabrikaları özelleştirilse dahi biz bunları geri alacağız ve yine kamunun elinde işleteceğiz. Süt fabrikaları özelleştirildi ve hükümet süt piyasasını dengeleyemiyor. Dolayısıyla AKP’ye güvenmiyoruz. Şeker fabrikalarını kapatmamak için elimizden geldiğince mücadele ediyoruz. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu önderliğinde şeker mitingleri yapacağız. Özelleştirme konusunda geri adım atılmasını istiyoruz.”

FABRİKA ÇALIŞTIRILMAZSA ZARAR EDER

 “AK Parti’nin bölgedeki milletvekillerinden herhangi bir açıklama yapılmıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?” şeklindeki soruya cevap veren Gaytancıoğlu sözlerini şöyle tamamladı: “Bu parti meselesi değildir. Bir insan AKP’li olabilir. Ama işçilerin ve üreticilerin durumlarını görmüyorlar mı? Bir söz söylemeye ihtiyaç duymuyorlar mı? Biz, ‘şeker vatandır, vatan satılmaz’ diyoruz. Şeker pancarını görüp ne düşünüyorlar? Özelleştirme mantığıyla nereye kadar gidilebilir? Şeker fabrikaları zarar ettiği dile getirilerek özelleştirilmek isteniyor. Ancak 4 fabrika çalıştırılmazsa zarar eder. Çiftçiye kota konulursa zarar edilir. Kısacası zararı AKP yaptırıyor.”