HABER MERKEZİ

Gaytancıoğlu, yapılan ithalatın Türkiye’nin Venezuela ile iyi ilişkiler kurduğu için böyle bir anlaşmayı imzaladığı düşünülebileceğini kaydederek yapılan ithalatın amacının başka olduğuna dikkat çekti.

‘İYİ NİYET’ ANLAŞMASI OLARAK GÖRÜLEBİLİR

İthalat detayları ile ilgili bilgi veren Gaytancıoğlu, “500 ton taze peynir, 500 ton eritme peyniri, 500 ton diğer peynir, 1000 ton pirinç, 2 bin ton yulaf, 400 ton yer fıstığı, 1000 ton kolza tohumu, 5 bin ton ayçiçeği tohumu, 2 bin ton aspir vb. birçok ürünü ‘tarife kontenjanı uygulayarak’, yani ‘sıfır gümrük vergisi’ ile ithal edecek. Buraya kadar Türkiye’nin Venezuela ile iyi ilişkiler kurduğu için böyle bir anlaşmayı imzaladığı düşünülebilir. Hatta sıfır gümrükle ithal edilecek ürünlerin ithalat miktarı incelendiğinde çok düşük olduğu da göze çarpmaktadır. Örneğin, Türkiye’nin her yıl 200-250 bin ton pirinç ithal ettiği bilinen bir gerçektir. Öyleyse 1000 ton pirinç devede kulak denilerek bu ithalatın Türkiye ekonomisine bir zarar vermeyeceği, hatta Venezuela ile iyi ilişkileri geliştirmek için yapılmış bir ‘iyi niyet’ anlaşması olarak görülebilir. Şimdi bu ithalatı derinlemesine inceleyelim.” dedi.
VENEZUELA HALKI AÇLIKLA MÜCADELE EDİYOR

Venezuela  ve başkanının halkına yaptıkları hakkında konuşan Gaytancıoğlu şunları kaydetti: “Venezuela nasıl bir ülke? Maduro yönetiminde tek adam rejimi ile yönetiliyor. Bir petrol ülkesi olduğu halde uygulanan ekonomi politikaları nedeniyle petrol ihracatını bile yapamıyor, ciddî anlamda borçlu. Venezuela halkı açlıkla mücadele ediyor. Hatta Maduro diyeti diye adlandırılan üretim yetersizliği ve enflasyon sonucu halk zayıf düşmüş durumda. Maduro diyeti yüzünden, yani yetersiz beslenmekten kişi başına 11 kilo zayıflama kaydedilmiş. Marketlerde gıda maddesi bulmak güç. Uygulanan ekonomi politikaları nedeniyle ülke nüfusunun % 25’i başka ülkelere göç etmiş. Son 7 yılda ekonomisi yarı yarıya küçülmüş. Enflasyon 3 haneli, yani % 290-300’ler düzeyinde. Asgari ücret 10 $ düzeyinde.”
VENEZUELA’DAN NEDEN TARIM İTHALATI YAPILIYOR?

“Şimdi böyle bir ülkeden neden tarım ürünü ithalatı yapılıyor?” diyerek sözlerine devam eden Gaytancıoğlu şöyle konuştu:AKP’yi çok iyi tanıyoruz. Bu tip anlaşmaların arkasında mutlaka başka pazarlıklar vardır. Kendisi gibi tek adam rejimini uygulayan Venezuela hükümeti ile yapılan bu anlaşmadan AKP’li yandaşların rant elde edeceği, hatta “petrol taşımacılığı” karşılığında bu anlaşmanın imzalandığı düşünülebilir. Çünkü ithal edilen ürünlere baktığımızda hepsinin Türkiye’de yetiştirildiğini görmekteyiz. Görmekteyiz, ancak bu ürünlerde biz yine de ithalatçıyız. Pirinç, yağlı tohumlu bitkiler, eritme peynirleri vb. Sıfır gümrük vergisi ile ithalat, piyasa fiyatlarını düşürüyor. Nitekim şu günlerde ayçiçeği ve pirinç hasadı var. Bu dönemde yapılan ithalat üreticinin yüksek fiyat ile ürün satmasına engel oluyor. Türk çiftçisini mutsuz eden bu durum AKP’li yandaşları işine geliyor.”
GIDA FİYATLARI NEDEN ARTIYOR?

Hükümetin gıda enflasyonu düşürmek adına yaptığı ithalat yaptığını dile getiren Gaytancıoğlu, “AKP iktidarının ekonomi yönetimine göre, gıda enflasyonunu düşürmenin tek yolu ithalat, başka bir çaresi yok. Merkez Bankasına göre enflasyonu en çok arttıran kalemlerin başında ‘Gıda Ürünleri’ geliyor. Peki, gıda fiyatları neden artıyor? Hükümet, her ay enflasyon açıklanınca bir suçlu gıda ürünü bulunuyor.’ Örneğin, geçtiğimiz ay biber suçluydu, ondan önceki ay tavuk eti, ondan önce domates, öncesinde kırmızı et; yani kısacası hep gıda ürünleri suçlu. Bir başka açıdan bakarsak, bu ürünlerin tamamı tarımsal üretim sonucu elde edilen ürünlerin işlenmiş hali olan gıda ürünleri. Peki, bu ürünlerin tamamı Türkiye’de mi üretiliyor? Cevap çok basit: Aslında bu ürünlerin tamamı Türkiye’de üretilmesine rağmen bu ürünlerin oluşumuna katkı sağlayan girdiler ithal. Örneğin, yumurta elde edebilmek için tavuk besliyorsunuz, ancak yemin yarısını yurtdışından ithal ediyorsunuz. Yem yapmak için mısır gerek, mısır ithal; yem yapmak için arpa gerek, arpa ithal; yem yapmak için soya gerek, soya ithal. Çok değil bir ay önce 1 $, 6.80 TL idi, şimdi 1 $, 7.35 TL’yi aştı. Yani yem hammaddelerinin dünya fiyatları artmasa da dolar arttığı için maliyetler yükseliyor, bu yükseliş de yumurta fiyatlarını yükseltiyor. İşte sorunun çözümü de burada yatıyor: Önemli olan, bu yem hammaddelerini ithal etmemek. AKP böyle mi yapıyor? Yani çözümü üretim de mi arıyor. Cevap HAYIR.”
‘BU PARAYI KAZANANLAR NEDENSE AKP YANDAŞLARI’

AK Parti’nin, son 2 yıldır hangi gıdanın fiyatı artarsa ithalata başvurduğunu söyleyen Okan Gaytancıoğlu: “Buğday fiyatları artıyor, buğday ithalatı yapılıyor; et fiyatı artıyor, et ithalatı yapılıyor; arpa fiyatı artıyor, arpa ithalatı yapılıyor. Nedense tüm ithal edilen ürünler ülkemiz coğrafyasında üretilen ürünler, burada bir tezat var. Tezat aslında yok, arada para kazananlar var. Bu parayı kazananlar nedense AKP yandaşları. Nerede bir tarım ürünü ithalatı varsa arkasında mutlaka bir AKP yandaşı var. Yani AKP sadece yandaşlarını düşünüyor, bahane olarak da gıda enflasyonunu öne sürüyor. İşte Venezuela’dan yapılan ithalattan da buna benzer bir şeyler çıkacaktır. Çünkü bu tip ithalatlardan AKP’li yandaşlar kazanıyor, yerli üreticiler kaybediyor.
SIRBİSTAN UNUNU TÜRKİYE’YE SIFIR GÜMRÜKLE PAZARLAMIŞLAR

Venezuela’dan yapılacak ayrıcalıklı, sıfır gümrüklü ithalatın bir benzeri de Bosna-Hersek’ten yapıldığını hatırlatan Gaytancıoğlu sözlerini şöyle bitirdi: “Sadece bir örnek ile suiistimali ve haksız kazancı açıklayabiliriz: Türkiye dost ve kardeş bir ülke olduğu için Bosna Hersek ile serbest ticaret anlaşması imzalanmış; un, mısır ayçiçeği yağında Bosna-Hersek’e tarife kontenjanı uygulanmış. Örneğin, un için 1600 ton tarife kontenjanı açılmış iken sıfır vergi ile 17 kat fazla un ithalatı yapılmış. Hatta bu unlar önce Sırbistan’dan Bosna-Hersek’e getirilmiş sonra ithalat yapılmış. Yani tarife kontenjanı Bosna-Hersek’e açılmış ancak AKP’li yandaş firmalar Bosna-Hersek’i kullanarak Sırbistan ununu Türkiye’ye sıfır gümrükle pazarlamışlar. Kısacası, başka ülkelere avantajlar sağlayıp üretimi yok sayarak bir yere varamayız. Sadece üreticiyi cezalandırmış oluruz. İthalatı destekleyerek gıda enflasyonu düşmez, düşse de kısa vadeli düşer. Dünyada çiftçisini yok sayarak, çiftçisini desteklemeden sadece ithalat yaparak tarımını iyi bir seviyeye getirmiş bir ülke bulamazsınız.”