BÜLENT SAYLAM

Son günlerde özellikle ayçiçeği tarlalarında meydana gelen çayır tırının vermiş olduğu zarar ve onunla ilgili eleştiriler olduğu, bunları medya Keşan gazetesinde üreticinin. Yönünden şikayetleri dile getirdik ve ardından Ziraat Odası Başkanlığı bir açıklama yaptı. Çiftçi-Sen açıklama yaptı. Cumhuriyet Halk partisi'nden açıklamalar geldi. Sayın Bezbaş, çayır tırtılı ilgili, siz neler söylemek istersiniz? 

MANŞETLERİNİZ ÇOK ETKİLİ OLUYOR

Önce bu manşetleriniz çok etkili, manşetlerden sonra bir gün beni arayan arayana oluyor. Yani manşetler çok etkili oluyor şimdi. Tabi siz de işinizi yapıyorsunuz. Demokratik kurallar içerisinde insanların bunu anlaması lazım. Yani kişisel hiçbir şey herhalde kimseyle bir şeyimiz yok. Normal olması gereken şeyleri yapıyoruz. 

ORGANİZASYON EKSİKLİĞİ VAR

Burada insanlar şunu anlamalı yani toplumsal bir olay yaşanıyor. Tabii ki bunun bir taraf mağdur olur olabilir yani bu bizim haberimizden efendim işte savunduğumuz ilkelerden dolayı ama kardeşim onlar da kendini toplayacak yapmayacaklar hata. Memleket yanıyor. Organizasyon eksikliği var. Buralara nereden geldik? Yani başlayalım tırtıldan. Şimdi bu tırtılın hasar vermeye başladığını herkes biliyor. Olayın bu noktaya gelmesi biraz da bayramdan dolayı. Araya tatil girdi herkes olaydan koptu ama öyle öyle hızlı gelişti ki öyle hızlı ilerliyor ki bu ülkenin stratejik ürünü bizim ayçiçeğine ihtiyacımız var. Biz yağ ithal eden bir ülkeyiz. Bırakın ayçiçeği yağı ithal etmeyi yağ ithal ettiğimiz zaman bu sefer hayvancılık da tehlikeye giriyor. 

ŞEKER PANCARI FABRİKALARININ ÖZELLEŞTİRİLMESİ, KÜSPEYE ULAŞIMI ZORLAŞTIRDI

Herkesin görmediği bir şey var. Biz her aldığımız yağda küspe kaybediyoruz. Küspe, hayvancılığın olmazsa olmazlarından birisi yağlar mı? Hayvan başka türlü yani evet, bütün yem sanayinin küpeye de ihtiyacı var. Bugün bizim yaşadığımız bütün sıkıntıların altında hepsi bu birbiriyle ilişkili yem fiyatlarının bu noktaya gelmesinde şeker pancarı fabrikalarının özelleştirilmesi var. Şeker pancarı fabrikalarının özelleştirilmesi, küspeye ulaşımı zorlaştırdı. Çoğunu kapattılar, düşük kapasiteyle çalıştırıyorlar ve insanlar besiciler ve büyükbaş hayvancılık yapanlar genellikle kullanırdı pancar küpesini ama küçükbaş hayvancılığı yapanlar da alırdı. Yani bölge bölge değişiyor. Bu bu ciddi bir şekilde ucuz yeme ulaşım sağlıyordu. Ucuzdur pancar küspesi yani ne oldu gitti? Pancar küspesi bulamayınca insanlar ciddi bir küsme sorunu ortaya çıktı. 

YA GÜLER MİSİN, AĞLAR MISIN YANİ?

Şimdi yağ ithal ediyoruz, bakın yağ ithal ediyoruz, çekirdek ayçiçeği ithal etmiyor. İthalatı bile yaparken ham yağ ithalatı yapmamaları lazım çekiyor. Hadi mecbur kaldığı ithalat yapacaksan çekirdek ayçiçeği, ithal et, bari küspesi burada kalsın. Bu önemli bir şey. Tarım bakanı Venezuela’da bir şey söyledi dedi. Ya güler misin, ağlar mısın yani? Hakikaten kepek ekin diyen bir tarım bakanı gitti konuya hakim olduğunu düşündüğümüz yeni bir tarım bakanı geldi ama ciddi sıkıntı bunlar. 

TARIM BAKANLARININ BİR KERE TARIM TRÖSTLERİYLE ASLA VE ASLA İLİŞKİSİ OLMAMALI

Ben her zaman her konuşmada söylüyorum, Tarım Bakanlarının bir kere tarım tröstleriyle asla ve asla ilişkisi olmamalı hatta tröstlerin yanlarından bile geçmemiş insanlardan olması lazım. Çok büyük gıda şirketleri var. Bunlar çok ciddi üretimler yapıyorlar ve bu üretimleri, dünyaya bunların işi, gücü satmak. Satmak için de ne uygun insanlar bulmaları lazım. Ama ülkesinde yetişen malları ülkesinde değerlendirmesini isteyen insanlar, kadroları olsa bu adamlar mal satabilir miyiz yani? Biz soyayı burada üretebiliriz.

BU ŞEKİLDE TIRTIL ZARARLISI ETKİLİ OLMAMIŞTI

Bu tırtıl neden oldu. Ben bütün yetkin Ziraat mühendisleriyle bu konuyu konuştum. Kendilerinin söylediği şey şu, insanlar ilkbaharda tarlalarını uygun bir şekilde süremediler. Mazot sıkıntısı var zaten, ne yaptılar? Üzerine bir kaz ayağı dedikleri aletle geçtiler. Bir tırmık ettiler. Böyle olunca da tabii bu zararlılar toprak altına gitmedi, üste kaldı. Bunlar belli yıllarda daha önceki bilirsiniz bir zamanlar bizim buralarda fare istilası olmuştu. Bu dönem dönem böyle olur. 10 yılda bir 20 yılda bir oluyor. Bu şekilde tırtıl zararlısı etkili olmamıştı. Yaşlılarla da konuştum hatırlamıyor, kimse olmamış ya bu yıla kadar onun olmadığı için zaten bu sefer senaryo üretiliyor. Komplo teorileri anlatılıyor.

BİR ORGANİZASYON SIKINTIMIZ VAR

Her şeyde bir komplo teorisi ya kaldı ki komplo teorisi olsa bile sen çözümünü edeceksin kardeşim yani dünya savaş halinde adam Ukrayna'ya savaş açmış yani sana niye açmasın herkes birbirinin rakibi bu dünyada. Bir organizasyon sıkıntımız var. Her şeyde olduğu gibi burada da organizasyon sıkıntımız var. Yani söylenen şu yani kim biz de biliyoruz Ziraat odasını yani suçsuz olduğunu Ziraat odasını ne yapsın ki? Hem pompayı alıp sırtına ilaç mı atacak? Ben Ziraat Odası başkanına düşüncelerimi söyledim ama suçları ne bir organizasyon yapıp duyarlılık yaratabilirdi. Bu yarattıkları duyarlılık işte ilaca ulaşamayan çok dar gelirli işte o anda panik yapmış insanları bir rahatlık verebilirdi. Biz buradayız arkadaş. Biz sizin arkanızdayız. Ne olursa olsun yani 10 gün sonra arkanızdayız demek başka 2 gün sonra sizin arkanızda demek başka psikolojik olarak destek oluyor olabilirdi insanlara. İşte parası olmayan insanlara veresiye ilaç verebilirlerdi ya da devlet bu konuda yardımcı olabilirdi. 

UÇAKLA İLAÇLAMA OLABİLİRDİ

Bu işin kökten çözülebilmesi için uçakla ilaçlama olabilirdi, insanlar da bu kadar ziyan olmazdı, traktörlerle girdiler tarlalara çok ciddi zararları oldu. 10 dönüm yerden işte bir dönüm yeri gitti. Kendi malını ya gözü gibi baktığı ayçiçeğine bu sene çok hayal kuruyor insanlar. Ayçiçeği çok güzel. Ciddi bir üretim yapabiliriz. Bu ne demek? Yağ ithalatını engeller. Bu siyaset de değil bu aslında siyasi bir bakış açısı değil da değil. Kendi memleketinin tarımsal ürününü korumak, kendi memleketinin hayvanını, sağlığını ve hayvan varlığını korumak siyaset midir, Allah'ını seversen.

GELİŞMİŞ EKONOMİLERDE ERKEN UYARI SİSTEMLERİ KURULDU

Çözüm şu, şimdi dünyanın her yerinde gelişmiş ekonomilerde erken uyarı sistemleri kuruldu. Bu erken uyarı sistemleri yangın için de var. Tarımsal üretim için de var. Daha 3-5 tane solucan kıpırdadığı anda larvalarından çıkıp zararlı olabileceğini, büyüyebileceğini gördüğünde erken uyarı sistemi uyarı vermeye başlayacak. Nerede görülüyor? İnsanlarımız gidip o bölgelere kendi ilaç pompaları ile zararlıları yok edecekti. Bunun hızlı büyüdüğünü herkes biliyor. Hemen alarma geçecekti, ilçe tarım alarma geçecekti ilçe tarım vatandaşları uyararak muhtarlar aracılığıyla vatandaşlar uyarılacaktı ve küçükken halledilebilecekti. 

ÇOK FAZLA TARIM BAKANI DEĞİŞTİĞİ İÇİN ULUSAL TARIM POLİTİKASI YOK

Bizde çok fazla tarım bakanı değiştiği için ulusal tarım politikası yok. Biz şunu şöyle yapabiliriz, bunu böyle yapabiliriz diye bir planlama yok. Zülfü Livaneli’nin son kitabında okudum 1908’li yıllarda anlatıyor işte ben diyor, fabrikaları gördüm diyor, insanların yaşam biçimlerini, o endüstriye bakışlarını, şehirlerini gördüm diyor ama  teba her şeye karşı çıkıyorlar diyor. Dine uygun mu değil mi? diye. O günlerden bugünlere geldikten sonra şimdi değişen bir şeyin olmadığını görüyoruz. Gittiğin gördüğün avrupa'da nasıl olduğunu herkes yazıyor. Herkes biliyor Hollanda'nın Trakya kadar olduğunu Konya kadar bir yer olduğunu, Konya kadar 1 yerin dünyaya 100 milyar dolarlık tarım ürünü sattığın biliyoruz. Nasıl yapıyor bunu adamlar? Her şey teknolojiyle kurmuşlar sistemi.

ZİRAAT MÜHENDİSİ OLMAK YETMİYOR

Eski tarım bakanlığı bunu çalıştı da işte bunların iş yapma biçimleri farklı. Yani birileri aldığı parayı 100 milyonlarca dolar para gitti. Erken uyarı sistemi de vardı, uzaydan kontrol de ediliyordu. Efendim işte toprak tahlili dünya öyle yapıyor artık. Yani kimse artık toprak alayım da yapayım, ölçelim bakalım. Bunun neyini vitamin, minerali eksik, bunun hangi mineraller eksik? Bunlar böyle bir şey yok artık o mineralleri uzaydan görüyor, katmanı görüyor, eksiklikleri görüyor. Bunu ölçecek, bunun okuyacak mühendisler yetiştirmemiz lazım. Anlatabiliyor muyum? Bu da bir şey Ziraat mühendisi olmak yetmiyor. O dijitale o verileri okuyabilecek adamlar da yetiştirmeniz gerekiyor. Bu teknolojiyi yarım kaldı ya bunların olması lazım bir an önce bu işlerin bitmesi lazım. Bu ürünü aldıktan sonra da üreticiye kardeşim sen bu toprağı artık 18-46 değil de 20-20 atacaksın işte 15-15 mi atacaksın, bunun söylenmesi lazım. 

DÜNYADA EN ÖNEMLİ ŞEY ARTIK VERİMLİLİK VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Gübre çok pahalı. Hele gene bu yani bu dönemde dünyada da gübre fiyatları çok yüksek. Şimdi biz verimli kullanabilirsek belki 40 kilo gübre atmak yerine 15 kilo gübre atacaktık. Toplam bütün ülke genelinde bu ekonomik olarak nasıl bir değer oluşturur? Düşünsene çok ciddi bir katkısı olur ülkemize.Biz birkaç milyar dolar için Araplar dilenmeye başladık. Halbuki birkaç milyar dolar değil, 3-5 milyar dolar da böyle gidiyor. Yani yine biz gübreyi ithal ediyoruz. İthal ettiğimiz gübreyi de verimli kullanamıyoruz. Dünyada en önemli şey artık verimlilik ve sürdürülebilirlik. Biz sürdürülebilirliği bile beceremedik ki hiçbir alanda sürdürülebilirliği beceren insanlar değiliz. Ülke de öyle değil.

BİR AN ÖNCE BARAJLARI BİTİRİP SULAMA KANALLARINI AÇMALIYIZ

Kaplanın sırtında kitabında 1908’de Bayer firması Bayer firması doktora bloknot vermiş. O zaman daha bloknotla müşteri bulmaya çalışıyor. Düşünsene Bayer hala dünyanın en büyük ilaç gibi devi. Bizde kaç tane var böyle sürdürülebilir büyük şirket, yok. İşte bütün bunları üst üste koyduğumuz zaman bu işlerin  80-90 milyon nüfusa bakacak bir tarımsal üretim yapmak istiyorsak artık böyle Mustafa şöyle dedi, ali şöyle dedi diye değil artık bizim planlama yapmamız lazım. Bir an önce barajları bitirip sulama kanallarını açmalıyız. Her yerde söylüyorum Hamzadere barajı ve Çakmak barajının sulama kanallarını bitirsinler. Yağ ithalatı büyük oranda biter. İkinci ürün aldığımız anda ekecek arpayı çiftçimiz, hemen biçtiği gibi arpayı yerine ayçiçeğini ekecek ikinci ürün işte. Bu kadar basit, yani düşünsene sadece Trakya içine her yıl 5 milyar civarı bir katkı gelecekti. Bir hesaplama yapılmış. 15 milyar dolar para harcandıktan sonra kapıyı açıyorsun, her yerden su geliyor. Kanalları her yeri sulayıp biliyorsun Kızılırmak suyunu da Konya'daki barajlara basıyorsun. Bu paranın o da dahil buna. Konya'da da kuraklığı bitiriyorsun. Bir daha kuraklık falan yok, kuraklık falan bitiyor. Yer altı suları bitmiyor. Büyük bir sorunu halletmiş oluyorsunuz. Türkiye 20 yılda 78 milyar dolar yurt dışına Karşılıksız bağış yapmış. 15 milyar dolar para mı yani bu böyle düşündüğünüz zaman kendi ülkene yatırım yapmayı düşündüğünüz zaman yanlış mı düşünüyorum? bunu değerlendirmek lazım.

ÇİFTÇİ ÇOK UZUN YILLARDAN BERİ PARA KAZANAMIYOR

Hepsini üst üste koyduğunuzda tırtıla da zamanında müdahale edemiyorsunuz. Yöntem sorunu da oluşuyor. Teknolojik olarak da ne kadar fakir olduğumuzu gösteriyor. Çiftçi çok uzun yıllardan beri para kazanamıyor. Para kazanamadığı için de teknolojik aletlere yatırım yapamıyor. Dronla ilaçlama sağlıklıydı. Boyunca ayçiçeğin içine traktörle girdi insanlar. Yeterli dron olsaydı girmeyeceklerdi. Yeterli dron yok. Neden yok? Çünkü o teknolojiyi elde edecek para sadece çeltikçilerde var. Kara mahsulü eken insanlar dron edinemiyor.

DEVAMI YARIN