Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı; aslında günün gereği çağdaş bir anlayış ile tarımsal üretimi artırıcı tedbirlerin yanında güvenilir üretime dayalı ürünlerin üretilmesi anlamında bazı projeleri uygulamaya sokmaktadır. Uygulanmaya sokulan bu projeler zaman içerisinde sonuçları tartışılmadan ve de kamunun da uygulamalardan kaynaklanan baskılar karşısında yetersizliği dikkate alınarak projeler uygulamalardan kaldırılmaktadır.

2009 yılında özellikle rekabetçi bir hizmet anlayışı ile uygulanmaya sokulan “Sertifikalı Serbest Tarım Danışmanlığı”; önce tamamen kaldırılacağı beyanatlarına karşılık kaldırılamamış, neticesinde ilgili sivil toplum kuruluşlarının büro hizmetlerini asgari ücretin altında bir ücretle uygulanır duruma getirilmiştir.

Tarımsal üretimde gerçekten maliyetleri düşürmenin yanında üretimi artırması anlamında önemli olan “Toprak Tahlil Desteklemeleri” ilk uygulanma şeklindeki yanlışlıkların düzeltilerek uygulanması gerekir iken; yine kaldırılacak beyanatları neticesinde kısa bir dönem kaldırılmış, akabinde amacından uzak bir toprak tahlil desteklenmesi uygulaması hayata geçirilmiştir. Amacı dışında uygulanmaya devam edilmektedir.

Aslında uygulanma süresi itibari ile ciddi anlamda revize edilmesi gereken “İyi Tarım” ve “Organik Tarım” uygulamaları ise formalitenin yerine getirilmesi anlamında uygulanması devam ettirilmektedir. Ciddi anlamda ele alınıp günün gerektirdiği şekli ile uygulanması gereken bir proje olduğunu belirtmek isteriz. Ancak geçmişte de görüldüğü üzere ekilişlerin yapılmasına müteakip, akabinde formalitelerin tamamlanmasına yönelik uygulamalar ile belirli kesimlere kaynak aktarılması ile bu proje hiçbir zaman amacına hizmet etmiş olmamaktadır. Olmayacaktır da. Bu konuda 2009 yılında tarla ürünlerine ödenmesi planlanan desteklemelerin uygulanmadan kaldırıldığını hatırlatarak, buna benzer bazı uygulamaların günümüzde de yapılma gayreti içerisinde olduğu da görülmektedir.

Zirai üretimde bu örnekleri çoğaltmamız mümkün olmak ile birlikte hayvansal üretimde de uygulanan destekleme yanlışlıkları olduğu gerçeği de bilinmektedir. Özellikle damızlık materyalin çoğaltılması anlamında gerçeği yansıtmayan uygulamaların yapılması, hayvansal üretimlerin desteklenme şekli ve de miktarları konuları yanında tesisleşme konularındaki bürokratik hengamenin hayvansal üretimin başlıca anti kapları olduğu bir gerçektir.

Bütün bu uygulamaların yanında; gerçek anlamı ile doğru ve de gerekli olan ve de geliştirilerek uygulanması gereken  “Sözleşmeli Üretim” projesi 2014 yılında özellikle destekleme projelerine model olması anlamında Aspir, Kanola ve Soya Fasulyesi üretimlerini içine alan bir proje hayata geçirilmiştir. Akabinde 2015 yılında bu guruba Yağlık Ayçiçeği üretimi de dahil edilmiş ve destekleme devam edilmiştir. İlk iki yıl dekar bazında uygulanan destekleme şekli, 2016 yılında Ürün/Kg olarak uygulanmaya başlanılmıştır. Bu proje de 2017 yılında kaldırılarak uygulama dışı bırakılmıştır.

Sözleşmeli üretim projesi aslında önemli bir proje idi. Peki neden kaldırıldı? Bu konuda özellikle ilgili sivil toplum kuruluşlarının rolleri ne olmuştur? Önemli olan konu budur. Her şeyden önce yeni bir proje uygulanmaya sokuluyor. Muhakkak ki eksiklik ve de yanlışlıklar olacaktır. Aslı olan projenin hedeflerine ulaşılmasına katkı vermek olmalıdır. Peki, bizde böyle mi olmakta. Tabii ki olmamaktadır. Sonuçta kamu; oluşan baskılar neticesinde de kolaycılığı seçmekte ve de projeleri uygulamadan kaldırma yoluna gitmektedir.

Sözleşmeli üretim genel itibari ile; Üreticiyi satış, sanayiciyi hammadde, tüketiciyi de sağlıksız ürün derdinden kurtaran çağdaş bir üretim modelidir. Aslında “Sözleşmeli Üretim Modeli”, ülkemizde uygulanmaktadır. “Sözleşmeli Üretim Modeli’nin”, Desteklenme kapsamına alınması önemli idi. Ancak bu önemi anlamaktan kaçınan ve de önemini kavrayamayan başta ilgili sivil toplum kuruluşları bürokrasi üzerinde öncelikle kendi menfaatleri doğrultusunda uygulamaların yapılmasını sağlatmışlardır. Akabinde de kamu bu yanlışlığa fazla düşmemek anlamında projeyi kaldırmıştır. Peki kim Zararlı çıkmıştır. Tabiidir ki üretici, tabidir ki ülkemiz.

Proje; neden yanlış uygulanmış ve de uygulatılmıştır?  Aslında projenin ruhuna uygun bir maddesi var idi. Bu madde; tamamen üretim anlamında doğru, ancak alıcı tarafından kabullenilmeyen bir madde idi. Nedir bu madde “8/9/2006 tarihli ve 26283 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan "Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Hizmetlerinin Düzenlenmesine Dair Yönetmelik" çerçevesinde sertifikalandırılmış ve alıcı tarafından tayin edilmiş olan kişilerin veya alıcının, üretim yerlerini üretimin her safhasında kontrol yetkisinin bulunduğu” maddesidir.

İşte bu madde gereği proje yanlış uygulatıldı. Bu maddenin uygulatılmasına fırsat verilmedi. Netice de Bakanlık yine kolay yolu buldu. Projeyi kaldırıldı.

Şimdi sormak lazım. Ziraat Odaları, Ticaret Borsaları bu olayın neresindeler? Hele hele Yağlı Tohumlar konun neresindeler?