Sonay CAN – Deniz MUTLU


22 Ağustos 2013 tarihinde, ayçiçeği taban fiyatının açıklanmamasını protesto ederek, kontak kapatan ve biçerdöverleri tarlalara göndermeyen çiftçiler, geçen cumartesi günü de bir protesto yürüyüşü gerçekleştirdi.

Ayçiçek-Sen (Ayçiçek Üreticileri Sendikası) tarafından gerçekleştirilen ve saat 12.00 sıralarında eski itfaiye binası önünden başlayan yürüyüşe; CHP Edirne Milletvekilleri Kemal Değirmendereli ve Recep Gürkan, bazı siyasi parti ilçe başkanları, ziraat odaları başkanları, belde belediye başkanları, işçiler ve köylüler katıldı.

UĞUR: TRAKYA BİRLİK YÖNETİMİ NEREDE?

Oluşturulan kortej, Hastane Caddesi, Önder Caddesi, İnönü Caddesi yoluyla yürüyerek, hükümet ve tarım politikaları aleyhine slogan eşliğinde Cumhuriyet Meydanı’na ulaştı. Ardından Ayçiçek-Sen Genel Başkanı Nevzat Uğur tarafından basın açıklaması okundu.

Uğur, daha sonra bir örneği basın mensuplarına dağıtılan yazılı açıklamada şunları söyledi: “Değerli basın mensupları, değerli çiftçi arkadaşlarım, çiftçi dostları ve bizlere destek veren demokratik kitle örgütlerinin ve siyasi partilerin değerli temsilcileri. Hepiniz hoş geldiniz. Yıllardır olduğu gibi bugün de tarımda akıl almaz uygulamalar sürüyor. Tarım üretimi baltalanıyor. Üretici örgütlerinin, meslek örgütlerinin söyledikleri ve önerdikleri dikkate alınmıyor. Üretici ne yapacağını bilmez durumda. Yetiştirdiği tüm ürünlerde olduğu gibi ayçiçeğinde de yaşanan her sezon bir önceki yılı aratır durumdadır. Bizim kuruluşumuz olan Trakya Birlik’in 2012 yılında Fortune Dergisi’nin 500 büyük kuruluş sıralamasında 107. sırada,İstanbul Sanayi Odası tarafından yapılan araştırmada 77. sırada görülmesi onur vericidir. Ancak bu durum bizlerin emeği ve alın teridir. 2013 ayçiçeği hasadı bitmek üzeredir. Trakya Birlik yönetimi nerededir? AKP İl ve İlçe yöneticileri nerededir? Topu biribirlerine atmaktan vazgeçip yaşanan mağduriyete son verilmelidir. Trakya Birlik Yönetim Kurulu uyguladığı sessiz ve ilgisiz görünme politikası ile ayçiçeği üreticilerini tüccarın ve yağ sanayicisinin kucağına itmiştir.”

“ÇİFTÇİ KARIN TOKLUĞUNA ÇALIŞIRILIYOR”

Sürdürülen fiyat politikaları ile üreticiye yaşatılanın umut katliamından başka bir şey olmadığına vurgu yapan Uğur, sözlerini şöyle sürdürdü: “2012 sezonunda ayçiçeği avans ve taban fiyatları yağ oranlarına göre; %40 yağ oranı için 1 lira 40 kuruş avans 1 lira 50 kuruş taban,  %45 için 1 lira 50 kuruş avans, 1 lira 61 kuruş taban,  %50 için 1 lira 60 kuruş avans, 1 lira 72.5 kuruş taban fiyatı verilmişti. Bu yıl ne avans ne de taban fiyatı açıklanmadı. Ayçiçeği ithalatında fonlar da kaldırıldığı için üreticiler ürettiği ayçiçeğini 85 kuruş ile 1 lira arasında fiyatla satmak zorunda bırakılmıştır. Bu soygundur, vurgundur, zulümdür.  Bu anlayışla çiftçi karın tokluğuna çalıştırılıyor. Bu durumdan son derece kaygılıyız. Trakya Birlik Yönetim Kurulu Başkanı diğer yıllarda  basına avans fiyatı açıklarken Trakya Birlik Yönetim Kurulunun amacını şöyle belirtmekteydi. <Üreticinin alın terinin gerçek değerini bulması, üretimin teşvik edilerek devamının sağlanması, bitkisel yağda dışa bağımlılığın azaltılması ve ithalat yapılan ülkelerin üreticilerine aktarılan kaynakların ülkemiz çiftçilerine aktarılmasının sağlanması>… Nerde kaldın başkan? Bu yıl diğer yıllardaki amacınızdan vazgeçtiniz mi?”

“ÜLKEMİZ TARIMDA DIŞA BAĞIMLI HALE GELDİ”

Uygulanan tarım politikaları nedeniyle ülkemizin dışa bağımlı hale geldiğinin altını çizen Nevzat Uğur, şu görüşlere yer verdi: “İddiamız odur ki; üreticilere kulak verilmeden sürdürülen tarım politikaları ile ülke nüfusumuzun yarıya yakınının geleceği çalınıyor. Uygulanan dışa bağımlı tarım politikaları sonunda, bir zamanlar tarımda kendine yeten ülkelerden biri olan ülkemiz, bugün tarımda dışa bağımlı hale getirilmiştir. veya   dedikleri, aslında bizleri yabancı tekellere, büyük tarım şirketlerine feda etmekten başka bir şey değilmiş. IMF ve Dünya Bankası dayatıyor. Hükümetler de taviz üstüne taviz vermeye devam ediyor. Reform dedikleri IMF’nin reformu, hükümetlerin reformu imiş. Çünkü bu reformlar, biz üreticilerin, çiftçilerin, köylülerin felaketi olmuştur. IMF ve Dünya Bankası’nın projesi adı altında dayattığı yaptırımlar sonucu hükümetlerin çıkardığı yasalar sonucunda; tarımsal desteklerimiz kaldırıldı, tarımsal kredi faizleri yükseltildi, tarımsal KİT’ler özelleştirildi. Tarım Satış Kooperatif Birlikleri’nin sanayi tesislerini, onların bünyelerinden ayıracak yasaların çıkarılmış olması biz ayçiçeği üreticilerini de doğrudan etkilemektedir. Özellikle ile bizim olan Trakya Birlik’in entegre tesislerinin A.Ş.’ye çevrilerek satılma riski ile karşı karşıya getirilmesi trilyonlara ulaşmış birikimlerimizin yok olması anlamındadır.”

“TRAKYA BİRLİK ALIMLARIN BAŞLAMASIYLA, PİYASAYA MÜDAHALE ETMELİYDİ”

Konuşmasının ikinci bölümünde, önerilerini sıralayan Uğur, şunları söyledi: “Trakya Birlik bir üretici kuruluşudur. Üretilen ürünün yarısından fazlasını almaktadır. Alımların başlamasıyla birlikte avans fiyatı açıklayarak piyasaya müdahale etmeliydi. Ülkemiz, ekolojik olarak ayçiçeği üretimine uygun ülkelerden birisidir. Kökü dışarıda olan tarım politikalarından vazgeçilerek; ayçiçeği hasadı zamanında ithalat yapılmamalıdır. Yağlı tohum üretimini geliştirmek için üretimde kullanılan girdiler ucuzlatılmalıdır. Taban fiyatlar yüksek tutulmalı, tarımsal desteklere devam edilmelidir. Bu destekler ekim öncesi belirlenmeli ve hasat sonu ödenmelidir. Taban fiyatının hesaplanmasında maliyet + kâr + refah payı uygulaması hayata geçirilmelidir. Ayçiçeğinde tohum olarak hibrit %98 oranında kullanılıyor. Ancak bir kilogram hibrit tohumunu 30 kilogram ayçiçeği satarak alabiliyoruz. Üstelik tohumların bazılarında verim düşüklüğü bulunuyor ve sorumluluk alınmıyor. Bunun için tohumlar ekolojik koşullara ve bölgelere uygun olarak üretilmeli ve fiyatları üreticilerin kolaylıkla alabileceği düzeye çekilmeli. Ayrıca  ekim öncesi kredi olanakları sağlanıp sunulmalıdır.”

DEĞİRMENDERELİ: ÇİFTÇİMİZ FELAKETLE KARŞI KARŞIYA

Daha sonra söz alan CHP Edirne Milletvekili Kemal Değirmendereli, ayçiçeği tarlalarında yangının sürdüğünü ve hükümetin de bu yangını görmediğini belirterek, Tarım Bakanı ve Sağlık Bakanı’nın bu duruma bir an önce müdahale etmesi gerektiğini ifade etti. Değirmendereli şöyle dedi: “Maalesef hükümet bu yangını bugüne kadar göremedi. Biz bu sorunu mecliste de dillendirmeye devam edeceğiz. Değerli başkanımız güzel düşüncelerini, ayçiçeği üreticilerinin sıkıntılarını ortaya kopydu ama 2002’den 2012’ye kadar tarım ürünlerine AKP iktidarı maalesef ki 81 milyar dolarlık ödeme yaptı. Sadece geçen yıl 2012’de hayvan ithalatına 1 milyar dolar, ayçiçeği ithalatına 1,5 milyar dolar ayrıldı. Biraz önce hesabını yaptım. Bu sene sattığımız ayçiçeği 500 milyon dolar. Yani geçen sene yapılan ithalat ödemesinin sadece üçte biri. Bunu Türk çiftçisine ödemek durumundasınız. Çiftçimiz bir felaketle karşı karşıya. 3-4 yerden araştırdık. Bugün ayçiçeği maliyeti 1 lira 40 kuruş. Geçen yıl 1 dolar almak için 1 kilo ayçiçeği veriyorken, bugün 1 dolar almak için 2 kilo ayçiçeği veriyorsunuz. Yani memurun maaşı geçen yıl 2 milyon lira iken bu yıl 1 milyon liraya düşmüş. Dünyanın neresinde böyle bir şey görülmüş?”

“UKRAYNA VE RUS ÇİFTÇİLER MAZOTU KAÇA KULLANIYOR?”

Kemal Değirmendereli sözlerini şöyle sürdürdü: “Şunun da altını çizmek istiyorum: Dünya fiyatları… Evet Ukrayna’dan Rusya’dan buraya 90 kuruşa ayçiçeği geliyor. Ama Ukrayna çiftçisi mazotu kaça kullanıyor? Sonuç olarak Türk hükümeti, yetkililer bunu görmelidirler. Özellikle Sağlık Bakanımız bu bölgenin milletvekili olarak Edirne’de ve Trakya’daki ayçiçeği yangınını görmek durumundadırlar. Sayın Başbakan Mısır’da yaşanan insanlık dışı olaylara hüngür hüngür ağlıyor. Bu olaylardan çok etkileniyor. Ama önce etkilenmesi gereken durum Trakya’da bulunan çiftçinin durumudur. Ben, 70 yaşındaki çiftçi amcamın diyerek ağladığını gördüm. Buradan bir kez daha başta Edirne milletvekilimiz Müezzinoğlu’na sesleniyorum. Sayın milletvekilim, bayramdan önce burada mehter takımıyla bayram kutlaması yaptınız. Ama tarlalarımızda yangın var ve siz bunu görmelisiniz. Kurban Bayramı’nı bu insanlara destek olarak birlikte kutlayalım. Sayın tarım bakanı, bir politika izliyorsunuz. Fakat çiftçinin anası ağlıyor. Bu nerede görülmüş? 1 lira 40 kuruşa malediyorsunuz. Sonra1 liraya elinden alıyorsunuz. Yani diyorsunuz. Şu anda Trakya‘da 3 tane kartal var. Hangi tarla satılık hemen alıyor. Hangi çiftçi zayıflamış hemen kartal inip götürüyor. Biz bazılarının Trakya topraklarını peşkeş çekmesine izin vermeyeceğiz. Sayın Trakya halkı buna müsaade etmeyecektir. Başbakan da bu yangını görmelidir.”

KATILIMCILARA LOKMA İKRAM EDİLDİ

Konuşmaların ardından basın açıklaması sona erdi ve katılımcılar olaysız olarak dağıldı. Eylem sonrasında Keşan Belediyesi Zabıta Müdürlüğü Sosyal Hizmet Aracı’ndan katılımcılara lokma dağıtıldı.