HÜSEYİN ÜNSAL YÜCEL

Edirne genelinde hasat edilen çeltik ve benzeri saplı mahsullerin hasadından sonra tarlada kalan bitki saplarını sürülerek temizlenmesi masraflı olduğu için bazı üreticiler tarafından yakılıyor. Yakılan ateş zaman zaman şiddetli rüzgarında etkisiyle çevredeki ağaçlara sıçrayarak orman yangınlarına sebebiyet veriyor. Tarım danışmanları çiftçiye doğru zirai uygulamalar konusunda bilgilendirirken, anız yakılmasının hem toprağa hem de çevreye verdiği zararlar konusunda da uyarıyor.  

“YANGIN BİR FELAKETTİR”

Lütfü Açar, anız yakmanın tarla üzerindeki ürün artıklarını en kolay yoldan yok etmek olduğunu belirterek, “Genel anlamda çiftçimiz, üreticimiz tarla üzerinde olan ürün artıklarını en kolay yoldan yakarak bertaraf ediyor. Bunu neden yapıyor? Fazla kalan sapları bu şekilde bertaraf ederek, bir sonraki döneme tohum yatağı hazırlıyor. Ama anız yangınlarını şöyle görmek lazım. Yangın bir felakettir. Bir görülen, bir de görülmeyen boyutu vardır. Görülmeyen boyutu da zaman içerisinde kendini göstermektedir. Yangının çıktığı yerde aslında pek çok canlı yanıyor. Toprakta oluşan milyonlarca canlıyı bir anda yok ediyoruz. Üretici yıllar önce bu alışkanlığı kazanmış. Ama zaman içerisinde oluşan zararlar anlaşılmış. Ancak öyle veya böyle bu anızlar maalesef yakılmaktadır” diye konuştu.

GÖMMESİ TOPRAĞIN ORGANİK YAPISINA DAHA FAZLA KATKI VERİR

Çiftçinin toprak içinde yaşayan canlılar hakkında bilinçlendirilmesi gerektiğini ifade eden Açar, “En çok bilinçlendirmemiz gereken olay toprağın içindeki o canlıların yok edilmesidir. Toprak ideal bir tohum yatağında organik yapının 2 ile 3 aralığında olması lazım. Bu ideal bir tohum yatağı olarak söylenmektedir. Ancak anız yangınları ve yanlış faaliyetler sonucunda bugün toprakta 1 ile 2 arasında bir organik yapının oluştuğunu, ortalamanın da 1,5 olduğunu görüyoruz. Topraktaki organik yapının 1 puan düştüğünü görüyoruz. Bu da ciddi bir olumsuzluktur. Bu günlerde üretici tohum yatağı hazırlayacak, girdi temin edilecek. Tabi bir maliyet artışıyla karşı karşıya kalınmaktadır. Tarımsal bir arazide herhangi bir ürün artığını yok etmek için anız yakmak doğru bir olay değil. Çiftçimiz ürün artıklarını toprağı bertaraf ederek gömmesi en azından toprağın organik yapısına daha fazla katkı verir” dedi.   

“ÇİFTÇİMİZİ ANIZ YAKMAMAK KONUSUNDA İKNA ETMEK ÖNEMLİDİR”

Lütfü Açar, anız yakmanın yasak olduğunu anımsatarak, “Devlet anız yakanlara cezai işlem uygulamakta. Bu konuda bize düşen görev çiftçimizi bilgilendirmek. Çiftçimizi anız yakmamak konusunda ikna etmek önemlidir. Çeltik ekim alanlarının olduğu Keşan, İpsala ve Enez üçgeninde de çeltik saplarının yakıldığını görüyoruz. Çeltik anızlarının yakılması, yine o toprağın yanması demektir. Toprağın olumsuz şartlara hazırlandığının bilinmesi gerekir. Anızların yakılmaması başka şekilde bertaraf edilmesi konusunda şartların oluşmasını istiyoruz. Yakılmadan da bu çeltik sapları bertaraf edilebilir” ifadelerini kullandı.

Açar, topraktan verim alınabilmesi için üreticileri anız yakmamaları konusunda uyardı.