ENEZ MEKTUBU

Ağustos’ta Enez’de lezzet günleri düzenlendi…  Bu süreçte İLK idi… Kadınlar daha sonra Keşan’da ARTI ÇARŞI’da İzzet-i İkram adı altında boy gösterdi. Havsa’da yıllardır atıl halde bulunan bir Emekçi Kadın Kooperatifi Vali Ekrem CANALP’ın desteği ile atak yaptı, öne geçti. Enezli kadınlar Mardin’e gittiler, yapılanları, üretilenleri gördüler, hayran kaldılar, Daha sonra yine bir gurup Enezli kadın Ankara’daki KOOPERATİFLER FUARI’na gidip bilenmiş olarak döndüler. Hatta geldiği günden beri sadece magazinsel işlerle uğraşan “Uzunköprü’nün Kızı” olarak tribünlere oynayan BECAN bile Valiliğin çok önemli katkıları ile yörenin kadınları için örnek bir Pazar yeri oluşturdu.

Şimdilerde Keşan ‘da her pazar günü açılacağı anlaşılan İZZET İKRAM pazarı, şimdiden Keşan’ı aştı. Örneğin, Enez’den gelip bu pazarda sergi açan Enez ADEM kursiyerleri bile vardı.

Öte yandan Trakya Yerel, Sivil Kalkınma Platformu adı altında Tekirdağ Belediyesi’nin öncülüğünde oluşturulan şu ana kadar 3-4 defa bir araya gelen bir grup hemen hemen aynı konularda neler yapılabileceğinin yollarını araştırıyor, ciddi örnekler oluşturuyor.

***

Şimdilerde Valiliğin ve yerel yöneticilerin biraz destek olup yol gösterdiği bütün üreten kadınlar heyecanlı. Evlerinde ürettikleri, yani EV YAPIMI yiyeceklerini ve elişlerini pazarlayarak, ev ekonomisine çok önemli bir katkı verebilmenin heyecanı bu. Eğer bu destek devam eder, bilgi, teknoloji ve danışmanlıkla da zenginleştirilirse yakında Keşan, hem cumartesi hem de Pazar günleri, sadece yerli halkın değil, komşu ülke insanlarının da rağbet ettiği bir görünüme kavuşacak.

***

İyi de, nedir bu sürecin gerekçesi? Öncelikle pahalılıktan bunalan kadınların aktif ve pasif direnişleri, tüm yöneticileri, hatta hükümeti bile düşünmeye zorladı. Hatta bir ara artan fiyatlar karşısında ne yapacağını şaşıran iktidarın manavlığa, kasaplığa soyunduğu bir süreci hep beraber yaşamadık mı?.. “Ekonomiyi düze çıkarttık” diyerek yüzsüzlüğün en önemli örneklerini sergileyenlerin, petrol ve döviz fiyatını ikiye katlayıp dar gelirlinin maaşını yarıya indirenlerin, son çaresi manavlığa, kasaplığa soyunmak olmadı mı? İşte bu ortam, pahalılıktan bunalan ev kadınlarının sesini duyurması içinönemli bir neden oldu.

***

İkinci ve daha önemli neden ise tüketicilerin; içinde hangi katkı maddelerinin olduğu bilinmeyen market ürünlerinden elini eteğini çekmek için bulduğu yol yerel ve doğal ürünlere yönelmek oldu. Sağlıklı yaşamanın yolunu yerel ve doğal ürünlerde gören, çocuklarını daha sağlıklı yetiştirmeyi de kafasına koyanların sayısı çığ gibi büyüyor. Hatta bunu daha kesin çizgilerle başarmak isteyen pek çok insan imkanı varsa büyük şehirlerin sağlıksız ortamından kaçarak köylere yerleşiyor.Yerleşemeyenler ise yazlıklarında, tarhana, makarna vs. yiyeceklerini de hazırlayarak kışlık olarak şehirlere taşıyorlar.. Hiç başkaimkanı olmayanlar da işte bizim Keşan İZZET İKRAM gibi pazarlara çok büyük rağbet gösteriyor.

Sonuçta AKP iktidarı Valileri ile yerel yöneticileri ile bu olayın önemini nihayet kavramış görünüyor. Örneğin Edirne Valisi, Havsa’dan sonra, Enez’de de kurulmuş bir Kadın kooperatifinin yaşama geçmesi için birebir destek veriyor. Böylelikle bu yeni ekonomik model ve süreç özellikle Trakya’da ÇIĞ gibi büyümeye aday gibi görünüyor.

***

Bu arada CHP milletvekili Okan Bey her Allah’ın günü gazete sütunlarını demagojik demeçlerle doldurmaktan öteye hiçbir alternatif öneri ortaya koyamıyor. Örneğin, bu sürecin örgütlenme modelinin ÜRETİM KOOPERATİFLERİ olduğunu söyleyemiyor. Bu sürecin, CHP’li Belediyelerde Kooperatifler eliyle yürütülmesinin örneklerini gösteremiyor. Öncü olamıyor. Tribünlere oynamanın işe yaradığını sanıyor. Yaramıyor.

***

1980 öncesi Trakya halkı üretim kooperatif örgütlenme modellerinin en güzel örneklerini gördü. Onlar sütlerini, pirincini, balıklarını hep kooperatif çatısı altında değerlendirdiler. Mahsullerini kooperatif satış yerlerine, diğer pazarlara kooperatif araçları ile taşıdılar. Kooperatiflerinçeltik fabrikaları, mandıraları, marketleri ve dışsatım yapanları vardı. O nedenle bizler bu işi bilen ve seven insanlarız.  Yıllar önce tarımsal alanda kooperatifçiliği tehlikeli bulup dışlayan zihniyetlerin bugün dört elle, bu yolda çalışmaları ise ibret alınacak bir olaydır.

Denize düşmüşler ama yılana değil can simidine sarılmışlardır. Kutlarım..