2022’nin gelişi, 2021’in gidişinden belli gibiydi…

Yılbaşı gecesi birkaç saat dışarıdaydım…

Yanlış anlaşılmasın yemeli-içmeli restoran programlarında değildim…

Dışarıda, sokakta, caddelerdeydim…

Gözlem yapmayı severim…

Halkın içinde olmayı önemserim…

Gözlerim aradı haliyle…

Meydanda kimler var, kimler yok?

Başkan tabi ki her yerdeydi neredeyse…

Taksi duraklarında, hastanede, emniyette, sokakta…

Yanında da 041 plâkanın sahibi ve partilileriyle…

Kötü günde pek göremiyoruz kendilerini…

Meselâ İpsala’yı dolu vurduğunda…

Erikli’yi, Yayla’yı lodos yıktığında…

Enez’i, Uzunköprü’yü sel aldığında…

Olsun isyan etmeyelim, kötüler Allah’tan, iyiler sizden nasılsa…

Neyse bir de olmayanlar vardı o gece…

(Olmayan, nasıl var oluyorsa artık…  Benimki de lâf..)

Muhalefet partileri… Temsilcileri…

Muhalefet deyince hemen aynı partiler akla gelmesin…

(…………………………………………..’lardan bahsetmiyorum)

-Kimlerden?

-Kendimi sansürledim… Zarar vermemek adına… Şimdilik susuyorum

Sonuçta bu ülkede çeşitli sebeplerle kurulmuş…

Kendilerini alternatif olarak gören onlarca parti var…

Ve Keşan’da birçok parti teşkilatı bulunuyor…

Ama nedense hiç birini…

Vatandaşın arasında göremedik… Yine…

Bu ve benzeri programlar, belediye tarafından yapıldığı için tavır konuyor olabilir…

Ammaa… Eğer belediye halkın ise…

Öyleyse özellikle, Belediye’nin etkinliklerinde tek vücut olup…

“Biz buradayız, yanınızdayız…” demek gerekmez mi?

Ben söyleyim… Gerekmez

Gerekmediği için de…

Kokoreççi Cemal Aga’nın tezgâhı…

Parti teşkilatlarından daha kalabalık olmaya başladı…

Kendisini tebrik ediyorum…

Her türlü adaylığını da can-ı gönülden destekliyorum…

Sonuçta halkın tam içinde…

Yüzyılın yatırım aracı: At arabaları

Gelelim yeni yılın ikinci konusuna…

Ekonomiden pek anlamam…

Anlasaydım 4 tane dükkân kapatmazdım…

Öyle dolarla, euroyla, altınla falan işim olmaz…

Zaten almaya kalksam…

Memlekete iyilik olur aslında…

Döviz tarihi düşüş yaşar…

Öyledir bizde… Yapacak bir şey yok…

Ama…

Dikkatimi çekiyor meselâ…

Şu bizim meşhur at arabaları…

Sürekli prim yapıyor…

Hem de öyle böyle değil…

Yüzde 100-200 falan…

31 Aralık 2020 itibariyle… Yani 1 sene önce…

Şehir içinde at arabalarıyla taşımacılık yapmak tamamen yasaklanmıştı.

At arabacılarına triportör verildi…

Bununla da kalınmadı…

Eylül 2020’deki Meclis toplantısında atların, arabaların ve koşu takımlarının…

15 bin TL’ye Belediye tarafından satın alınmasına karar verilmişti…

Yetmedi…

Bir ay sonraki Meclis toplantısında bu rakam 20 bin TL olarak revize edildi…

Bu da yetmedi…

Şimdi 6 Ocak’taki Meclis toplantısında…

Bu bedel 50 bin TL’ye çıkarılıyor…

Vallahi ne deyim…

Çok öngörüsüz insanlarız…

Alsana sen 2-3 tane at arabası zamanında…

Koy kenara her yıl katla parayı…

Ama nerde biz?.. Anca çene

Patrona söylesem avans verir mi acaba diyorum…

Neyse şimdi o da sıkışıktır…

Kolay değil yüzlerce personele maaş vermek

Hem de asgari ücretin “tavan” yaptığı zamanlarda…

Gerçeklere dönersek eğer…

At arabalarının dönüşümü ne zaman tamamlanacak?

Daha önceden alınan atlara ne oldu? Nerede bakılıyorlar?

Piyasada halen kaç at arabası var?

Başkan Yardımcısı Yakup Bey, “mağduriyetler giderilecek” demişti?

Halen triportörünü alamayan var mı?

Arada bir Belediye’nin bahçesinde ufak çaplı “atlı eylemler” oluyor…

O arkadaşlara eylemlerini sonlandırmaları için ne sözler verildi?

Önceden triportör alanların kaçı bu araçları kullanıyor, kaçı sattı?

Bu işlerin paraları kimden çıkıyor?

Belediyeye “kamu zararı” doğuyor mu?

Diye soruyorum ve herkese hayırlı işler diliyorum…