MURAT ARKAN

Sosyal medyada alınan beğeniler dahi artık ilgi çekmiyor. O kadar dibe vurum söz konusu ki diyete girince alınan kilolar dahi ilgimizi çekemiyor. Beklentiler mi fazla yoksa bizler mi doyumsuz olduk.  Giyeceklerimiz, kullandıklarımız artık bizlerin ihtiyaçlarını karşılamıyor mu? Dünya’da bile başka gelişmelerin beklentisi içerisindeyiz. Yoksa günden güne dünyadan mı kopuyoruz. Düşündüğümüz veya planladığımız şeylerden dahi kısa sürede vazgeçip hemen eskiye dönüyoruz. Hayatımıza, kendimize hiçbir şeyi ek olarak alamıyoruz. Hal böyle olunca da hayattan soğumak hızlanıyor. Yenen tatlının dahi tadı ağızlarda etkisini gösterememe durumu söz konusu. Sanal dünya mı bizi bir kurt gibi günden güne kemirerek bitiriyor? İlgimiz sanal gerçekliklere kayarak başka taraftan olan beklentiler bir şey ifade etmiyor mu? İnsanlığımız gün geçtikçe raydan çıkıyor. Çok enteresan bir haber okudum. Çin’de aralarında daha çok gençlerin bulunduğu milyonlarca kişi internet ve sosyal medya bağımlısıymış ve başkent Pekin'de açılan rehabilitasyon merkezi sosyal medya bağımlılarını iyileştiriyorlarmış. Bizde de öyle mi olacak bilmiyorum ama konuyu uzmanlarına sormak en mantıklısı. Ufak gelişmelerden mutlu olamıyoruz veya mutlu olmak için çaba da sarf etmiyoruz. Hayatımızda çığır açacak gelişmelere dahi sadece gülümseyip geçiyor, onun mutluluğuyla yaşayamıyoruz. Ufkumuz gelişmiş olabilir mi? Çok iyi hatırlıyorum, 2002 yılında en ufak bir belgeyi dahi bir diskete sığdıramıyorduk. Şimdi milyonlarca sayfalık bir belgeyi ufacık bir depolama kapasitesi olan alete koyabiliyoruz. Beynimizin gelişen teknoloji ile de aynı zamanda geliştiği kesin. Ama bizde de sıkıntılar yok değil. Kısacası, bir yanlış durum veya noksanlık varsa yine kendimizde aramak lazım. Bir atasözü var “Ağacı kesen baltanın sapı da ağaçtandır” diye. Çok doğru.