Orkide bitkisi ve muhteşem güzellikteki çiçeği, tüm yaşamım boyunca beni en çok etkileyen çiçeklerden biri olmuştur. Orkideler ülkemizde olduğu gibi, tüm dünyada da en değerli çiçekler arasında yer almaktadır. Tropikal iklimde en güzel görüntü, estetik ve çeşitliliğiyle, egzotik ve büyüleyici bir etki yaratmaktadır.

Orkide, yapılan araştırmalara göre dünyada en çok sevilen çiçekler arasında birinci sırada yer almakta ve yaklaşık elli bin orijinal, yüz binlerce de laboratuarda çeşitlendirilen türleri bulunan orkidenin anavatanının Singapur olduğu bilinmektedir.

Singapur’a ilk kez gittiğimde, keyif alarak gezdiğim yerlerden biri “Orkide Botanik Bahçesi – National Orchid Garden” ve “Santosa Eğlence Adası – Funny Island” olmuştur. Turizm açısından, olağanüstü çekim gücü oluşturan önemli iki projedir.

Singapur’un, uzun yıllardan bu yana uygulanan yerleşik geleneği olarak, orayı ziyaret eden devlet yöneticileri adına bir orkidenin adı verilerek, üzerine de ismi yazılmaktadır. Ülkemizin de başbakan Binali Yıldırım’ın Singapur ziyaretinde, “Dendrobium Binali Yıldırım” adı verilen, üzerinde yazılı plaketi bulunan orkide bulunmaktadır. Başbakan Yıldırım, Singapur’lu gençlerden “Rabia” işareti yapmalarını, ancak gençler “Barış” işareti yapmada daha başarılı olmuşlardır. Başbakan Yıldırım Singapur’da yaptığı açıklamasının bir bölümünde ‘’Bu ülkenin, benim en fazla dikkatimi çeken yönü burada Hıristiyanlar, Müslümanlar, Hindular, Budistler var. Her dinden var ama aralarında hiç anlaşmazlık, husumet yok. Bu esasında güzel bir örnek. Barış içinde birbirlerinin inançlarına, düşüncelerine saygı göstererek, yaşama azmini gösteriyorlar’’ demiştir.

Umarız bizim ülkemizde de, Başbakan’ın olumlu gördüğü, beğendiği tüm yaşayan kesimlerin “Barış içinde, birlikte huzurlu yaşadığı ülke” umudu, hep birlikte gösterilecek çaba ve duyarlılıkla gerçekleşir.

Singapur’un ilk yerleşim başlangıcında, basit tahta-saz barakalarda kalan, tahta sallarla balıkçılık yaparak sürdürdükleri yoksul yaşan mücadelesinde, denizde hava koşullarının uygun olmadığı zamanlarda, yeterli balık tutamayıp aç kalma riskini yaşadıkları süreçte, orada yaşayan bir balıkçının kızına aşık olan İngiliz maceraperest genç, onlara destek olabilmek adına İngiltere’den orkide soğanları getirerek balıkçılara dağıtmış ve iklim koşullarının da etkisiyle son derece verimli üretimler yapılmış, paketleme ve dış satım bağlantıları ağı kurularak ve her geçen gün yenilenip geliştirilerek, muazzam bir ticari sektör oluşturularak, Singapur’da, adeta gözün gördüğü her şey Orkide ile tanımlanmış, ilişkilendirilmiş ve turizm girdilerine entegre edilmiştir.

En az “Orkide” kadar simge değeri olan, gücü temsil eden “Aslan” figürü de Singapur’un görsel simgeleri haline gelmiş, tüm hediyelik eşyaların üzerine ‘’Orkide, Aslan simgeleri’’ ve altında da “Singapur Hediyesi” yazmaktadır. Orayı ziyaret edenler, ailesine, yakın eş-dost, arkadaşlarına aldığı hediyelik eşyaların ederi e naz 250 dolardan, binlerce dolara kadar, sadece hediyelik sektörünün payını oluşturmaktadır. Singapur’u, ziyarete gidenlerin sayısını düşündüğümüzde, ticari girdi boyutunu hesaplamakta herhalde zorlanırız.

Milyonlarca hazırlanmış hediyelik eşyalar, bir yandan Singapur’un reklamını yapmakta, bir yandan Singapur ekonomisine küçümsenmeyecek oranda girdi sağlamakta, diğer yandan istihdama-işsizliğe belli oranda çözüm oluşturmaktadır.

Şuan ülkemizin birçok il ve ilçelerinde, değişik biçim ve boyutlarıyla uygulanmakta ve her geçen gün gelişerek ivme kazanmaktadır.

07.03.2018 tarihli yerel gazetelerde, “Keşan Hafızalarda da Görsel Simgeyle Hatırlanmalıdır” başlıklı yazımda bu konudaki ayrıntılardan bahsetmiştim.

Bugüne değin Keşan’da, bunun altyapısını oluşturarak uygulamaya sokmanın önünde engel nedir? Niçin hayata geçirilmez? Belediyenin, partilerin, oda ve derneklerin üyelerine ve genel olarak Keşan halkına yönelik bu duyarsızlık ve sorumsuzluğun nedeni nedir?

Defalarca yazdım, bir kez daha yazacağım; iş yapma, üretme, hayata geçirme heyecanı ve dinamizmini kaybetmemiş, ben değil biz diyerek ortak aklı hayata geçirmeyi hedefleyen, kolektif, kapsayıcı anlayışa sahip, genç ve dinamik başkan ve yönetimlere ihtiyacımız var.

Kendinizi yeterli görmüyorsanız, Keşan’ın önünü kapatmayın. İş yapacaklar göreve gelmelidir.