- “20 evladımız fakirlikten, açlıktan, hastalıktan ölüp gitmiş, hiçbirinden haberi olmamış devletin

Ağrı’nın Eleşkirt ilçesi Goncalı köyünde yaşayan ve 52 yıllık evlilik yaşamı boyunca doğurduğu 17 çocuğundan sadece biri hayatta olan 81 yaşındaki Hazal Bozkurt, kendi isteği ile evlendirdiği kocasını kaybettikten sonra hem akli dengesi bozuk kumasına hem de 4 üvey çocuğuna bakmak zorunda kaldı. 
Doğurduğu çocuklarının hepsinin art arda hayatını kaybetmesi, sadece şimdi 45 yaşında olan tek kızı Şöhret’in hayatta kalması üzerine kocası Emir Bozkurt'u ikinci evlilik yapmaya zorladığını anlatan Hazal Bozkurt, ”Baktım hızla yaşlanıyoruz, kız evlendi gitti, kocam da zürriyetsiz kaldı. Kendisine, ‘İstiyorsan seni evlendireyim’ dedim. O da tamam deyince komşu köyden bir kız bulup evlendirdim. Akli dengesi yerinde olmayan ve kendi kendine bile bakamayan kumamın da 8 çocuğu oldu ve 4’ü hayatını kaybetti. Kocam geçen yıl 79 yaşında rahmetlik olunca hem kumam, hem de 4 çocuğu üstüme kaldı” dedi.
Bozkurt, ikinci eş Songül Polat’ın 41 yaşında olduğunu ve resmi nikahı bulunmadığını anlattı. Hayata olan üvey evlatları Zeynep (13), Veysel (12) ve Çilek (8) ve Meryem Polat'a (4) kendisinin baktığını, en küçük çocuk olan Meryem’in henüz nüfusa kaydedilmediğini anlatan Hazal Bozkurt, “Aslında var ama yok. Diğer kayıtları bulunmayan, bu dünyaya gelişleri gibi gidişleri de sessiz olan 20 abisi ve ablaları gibi. Fakirlikten, açlıktan, hastalıktan ölüp gitmiş hiç birinden haberi olmamış devletin. Ne doğumlarından ne de ölümlerinden. Geriye kalan yüreği yanan iki zavallı kadın kalmış sadece. Bu ilerlemiş yaşıma rağmen, kendi ihtiyaçlarımı doğru dürüst yapmakta zorlanırken şimdi zihinsel engelli kumamın ve 4 çocuğunun banyolarını dahi ben yaptırıyorum. Kadın banyo yapması gerektiğini idrak edecek melekelere sahip değil” dedi.
Bozkurt nine, kurduğu her cümlenin başında köylülerine minnettarlığını ifade ederek “Allah komşularımdan razı olsun. Onların zekat, fitre ve yardımlarıyla ayaktayız. Bizim evde çok nadir tencere kaynar. Komşuların günlük getirdikleri yemeklerle idare ediyoruz ama ben yaşlandım, bu çocukların sonu ne olacak diye gözlerime uyku girmiyor” diye konuştu.
Aile üyelerinin tamamı evin ortasına serilen hijyenik olmaktan uzak döşeklerde yatıyorlar. Ailenin evindeki en en büyük lüks ise 37 ekran televizyonları. Onu da kış gününde toprak zemin üzerine örtülmüş bir kilimin üzerine oturarak izliyorlar.
Goncalı Köyü Muhtarı Sıddık Yıldız ise, ailenin durumunun çok kötü olduğunu ellerinde geldiği kadar kendilerine yardımcı olmaya çalıştıklarını anlattı. Yıldız, “Komşular aralarında konuşarak her gün bu aileye sıcak bir tas çorba, iki kap yemek götürüyorlar fakat tek sıkıntı bu değil. Ortada çok yaşlı bir nine, zihinsel özürlü bir kadın ve 4 çocuk var. Ninenin bir ayağı çukurda, özürlü annenin çocuklarının temizliğini, banyolarını yapması gerektiğini dahi idrak edecek durumda olmaması bizi endişelendiriyor. Sıkıntılar bir muhtar olarak beni aşıyor. Hayırsever insanların yardımına ihtiyaçları var” dedi. (İHA)