Hepimiz yaşantımız boyunca bir şekilde fırça yeriz. Atılan fırça oldukça nahoş bir olaydır. Ancak yenen fırça eğer haklı olduğunuzu düşüyorsanız size daha da zulüm olarak gelebilir. O zaman daha kötü hissedebilirsiniz. Ama yapmanız gereken işler sonucunda yediğiniz fırçalar sizden kaynaklandığı için pek fazla yıkıcı olmaz. Bazen atılan fırçanın sonu gelse de bir an önce bitsin diye dua edersiniz. Yer yarılsa da içine girsem düşüncesine kapılırsınız. Vereceğim bir örnek suçunuz olsa da olmasa da hanımlardan yiyeceğiniz fırçalara bir örnektir. Yoğun bir iş temposundan gelmişsinizdir, bir oraya bir buraya gün boyu koşturmuşsunudur. Eve gideyim de güzel bir yemek yiyip ayaklarımı da söyle televizyon karşısına uzatıp keyfime bakayım diye düşünürsünüz. Muhabbet örneğin mutfakta şu şekilde başlar,

-Kamil, sence ben hangi yemeği güzel yapıyorum?

-Patates kızarması aşkım.

-Ne yani sence ben basit yemekler mi yapıyorum, sen ne demek istiyorsun?

Şekilde basit bir örnek olarak bu muhabbet geçer. Siz örnekleri çoğaltabilirsiniz Tartışma bu şekilde uzar gider. Yani sizin patates kızartmasını çok sevmeniz burada önemli değildir Önemli olan sizin o gün yiyeceğiniz fırça için basit bir bahane olmasıdır. Bu tip fırçaları ne kadar zengin de olsanız, makam mevki sahibi de olsanız, fakir de olsanız yersiniz. Fırçalar zaten olağan bir durumdur. Bizlerin hanımlarımızdan yediğimiz fırçalara mahsuben sakın siz de var olan ateşe benzinle gitmeyin ve hanımlarınıza şiddet uygulamayın. Bu konuda yapabileceğiniz tek şey o tartışmayı uzatmamak, alttan almaktır. Salona veya televizyonun karşısına geçerek, kumandayı da elinize alarak günün yorgunluğuyla ve yediğiniz fırçayla kanepenin üstünde mayışmaktır. Bu arada dua edin ki tek teselliniz üzerinize atılan battaniye olsun…