Yeraltı madenleri uğruna zeytin ağaçlarının köklenmesi yöre halkının tepkisine neden oldu. Bir dönem elindeki mısır özü yağı stokunu eritmek için zeytinyağının kanser yaptığını ileri süren ABD zeytin ağaçlarının köklenmesine neden olmuş. Hatta “zeytinyağlı yiyemem aman” türküsünü bestelettirmiştir. Bugün bu türkü hala söylenmektedir. Atatürk, Yalova’da köşküne girerken bahçıvanın kocaman meyve vermediği halde çınar ağacını kesmek üzereyken “Sen hiç hayatında böyle bir ağaç yetiştirdin mi ki kesiyorsun?” diye sormuş. Bahçıvan korkuyla: “Kesmezsek köşkü kaybedeceğiz. Ağacın kökleri köşkün temelini kaldırdı diye cevaplamış. O zaman köşkü ağaçtan uzaklaştırırız diyerek 4m 80cm çektirerek “ Yürüyen Köşk” olmuştur. ABD’li ekonomist Mr. Johns; “Türkiye ekonomiyle savaşta bir tek Atatürk’ü örnek alsın yeter” önerisinde bulunmuştur. Norveç dilinde “Atatürk gibi olmak” isimli bir deyim bulunmaktadır. 1938 İranlı bir şair “Allah bir ülkeye yardım etmek isterse, onun elinden tutmak isterse, başına Mustafa Kemal gibi lider getirir” dizeleriyle belirtmiştir. ABD mısır özü yağını pazarlamak adına zeytinyağını kötülüyor. Bir yandan yeraltı madenleri uğruna insanların geçim kaynağı zeytinyağlarını kökletiyor. Anlaşılır gibi değil. Meyve vermeyen çınar ağacının sökülmesine izin vermeyen Atatürk’ü anlamak çok zor değil. Ne dersiniz?