İlk turu 10 Ağustos 2014 Pazar günü yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili olarak sıklıkla dile getirilen kandırmaca şu: “Cumhurbaşkanını ilk kez halk seçecek.”
Hayır, bugüne kadar olduğu gibi bu kez de halk seçemeyecek!
***
Cumhurbaşkanlarını, 12 Eylül 1980 askeri darbesine kadar Türkiye Büyük Millet Meclisi seçmişti.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, 29 Ekim 1923,  1 Kasım 1927,  4 Mayıs 1931 ve 1 Mart 1935’te olmak üzere 4 kez, birinci turda,
İsmet İnönü, 11 Kasım 1938, 3 Nisan 1939, 8 Mart 1943 ve 5 Haziran 1946 olmak üzere 4 kez, birinci turda,
Celal Bayar, 22 Mayıs 1950, 14 Mayıs 1954 ve 1 Kasım 1957 olmak üzere 3 kez, birinci turda,
Cemal Gürsel, 26 Ekim 1961’de birinci turda,
Cevdet Sunay, 28 Mart 1966’da birinci turda,
Fahri Korutürk, 6 Nisan 1973’te onbeşinci turda,
Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçildi.
***
6 Nisan 1980'de 7 yıllık görev süresi dolacak Fahri Korutürk'ün yerine cumhurbaşkanlığına geçecek kişiyi belirlemek üzere 25 Mart 1980 - 12 Eylül 1980 tarihleri arasında TBMM’de yapılan yüz yirmi dört turda ise, cumhurbaşkanı seçilemedi.
***
12 Eylül 1980 askeri darbesinin elebaşı Kenan Evren, 7 Kasım 1982 tarihinde yapılan anayasa referandumunda halkın darbecilerden kurtulabilmek için verdiği %91,37 “evet” oyuyla, otomatik ve seçimsiz olarak, ancak bir bakıma halkın onayıyla cumhurbaşkanı oldu. Çünkü, 1982 Anayasası’na eklenen Geçici 1. Maddeye, Anayasanın, halkoylaması sonucu, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası olarak kabul edildiğinin usulünce ilânı ile birlikte, halkoylaması tarihindeki Millî Güvenlik Konseyi Başkanı ve Devlet Başkanı (Kenan Evren), Cumhurbaşkanı sıfatını kazanarak, yedi yıllık bir dönem için, Anayasa ile Cumhurbaşkanına tanınan görevleri yerine getirir ve yetkileri kullanır.” hükmü konulmuştu.
Bu itibarla, “kerhen” de olsa Kenan Evren’in halkın oyuyla seçilmiş olması nedeniyle, 10 Ağustos’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi, “ilk kez halk oyuyla” seçim değildir; ayrıca, bu kez de ne yazık ki “halkın rızasıyla” da değildir.
***
Kenan Evren’den sonra da, cumhurbaşkanları TBMM tarafından seçilmeye devam edildi.
Turgut Özal, 31 Ekim 1989’da; Süleyman Demirel, 16 Mayıs 1993’te; Ahmet Necdet Sezer, 5 Mayıs 2000’de; Abdullah Gül, 28 Ağustos 2007’de olmak üzere, dördü de TBMM’de üçüncü tur seçimlerde göreve getirildi.
***
Bugün ne deniyor: “Cumhurbaşkanını halk seçecek.”
Peki nasıl olacak?
“Biz size tabldot vereceğiz, siz içinden ne yerseniz yiyin! Adayları meclis belirleyecek, siz içinden seçeceksiniz.”
Recep Tayyip Erdoğan, AKP’li 311 milletvekilinin; Ekmeleddin İhsanoğlu, 109 CHP, 52 MHP, 2 bağımsız olmak üzere 163 ‘çatı altı’ milletvekilinin; Selahattin Demirtaş, 30 HDP’li milletvekilinin imzasıyla cumhurbaşkanlığına aday gösterildi.
Peki bu kişiler halkın adayı mı? Sıradan bir seçmen olarak; AKP’li de olsanız, CHP’li de, MHP’li, HDP’li olsanız, kafanızda hiç mi başka seçenek/ler yok?
Partiler içinde bile, gösterilen adaylara muhalefet olabiliyorken, halka bu dayatma neden?
Tabii ki, sistemi belirleme erkine sahip olanların, kaderlerini halkın eline bırakma cesareti olmadığından!
Velhasıl, bu seçimin, 12 Eylül askeri cuntasının cumhurbaşkanı belirlemesinden tek farkı, yanında anayasa referandumu olmayışı ve 1 yerine 3 ismin dayatılmış olmasıdır! Başka da bir farkı yoktur!
Adayını da halkın belirleyemediği hiçbir seçim, halkın seçimi olamaz!
Seçiminiz ‘mübarek’ ola!