Editörümüz Mehmet Aytaç yazdı

Keşan Belediyesi, Mustafa Helvacıoğlu döneminden kalma belediye borçlarını büyük bir afişe bastırıp binaya astırınca bir anda kıyamet koptu. Afişe göre belediyenin toplam borcu 483 milyon 337 bin 475 lira 2 kuruş. 2024 yılı Özel Kalem Harcama Bütçesi 17 milyon olarak belirlenirken, 3 ayda bu ödeneğin 13 milyon 181 bin lirasının harcandığı açıklandı. Bu harcamalar arasında kuruyemiş, lokum, atlet, çiçek gibi kalemler var. Helvacıoğlu da karşı bir açıklama yaparak; “Devraldığımızda bütçeye göre %110 olan borcu şimdi %39’lara düşürdük” dedi. Yani borcu savundu ve hatta borcun 483 milyon değil 514 milyon olduğunu ifade etti. Ya da “itiraf etti.”

Oysaki biz Sayıştay’ın 2022 yılı raporlarını yayınladığımızda Keşan Belediyesi’nin 2022 yılında 224 milyon lira zarar ettiğini, raporda ilginç bulguların yer aldığı peş peşe haberlerini yapmış ve hem belediyeyi hem de kamuoyunu uyarmıştık.

8 Aralık 2023 tarihli Belediye Meclisi toplantısında ise dönemin Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu, gazetemizi elinde sallayarak, haberimizi yalanlamış ve bizi adeta “hedef” göstermişti.

Oysa ortada bir yalan yoktu. Sayıştay, raporun sonunda faaliyet sonucunu –(eksi) 223 milyon 820 bin 836 lira olarak açıklamıştı. Bu gerçekti. Şimdi ise afişte yazan borç yükü, bu miktarın da 2 katına çıkmış durumda ve maalesef her bir Keşanlı vatandaş, bu borcu dolaylı olarak ödeyecektir.

Belediyeler, şehirde yaşayan tüm insanların direkt etki ettiği yegâne kuruluşlar olduğu için, bütçeleri, hizmetleri, yaptıkları ya da yapamadıklarıyla her zaman diğer kurumların önündedir. Hep belediyeler tartışılır, eleştirilir ve konuşulur. Bu yüzdendir ki belediye başkanlarına “şehr-i emin” yani şehrin emanetçisi denir.  Belediye başkanları, bütçeleri bu emanet kutsallığını unutmadan yönetmelidir. Diğer yandan ülkenin emanetçisi de hukuk ve adalettir. Sadece Keşan’da değil, Türkiye’nin neresinde olursa olsun, bütçelerin usulsüz kullanıldığı iddiaları ve şüpheleri, hukuku harekete geçirmeli, bunlar, hangi partiden olduğuna bakılmaksızın titizlikle inceleyeme alınmalıdır. Yoksa tüm bu tartışmalar birer “magazin” olarak kalır ve düzen böyle devam eder. 

23 Kasım Manşet

7 Aralık Manşet

8 Aralık Manşet