Hay Allah... Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşırken, CHP’li Keşan Belediyesi’ni neden bombardımana tutuyormuşum... Tek taraflı eleştiri yaparak CHP’ye zarar veriyormuşum, AKP’nin yaptıklarını ise görmezden geliyormuşum... Baksanıza bir kere, kabahatli de oldum!..
CHP’liler kendileri birbirlerini yedi, Genel Merkez’inden yereline kadar partiye verdikleri zararı cümle alem gördü ancak faturaya gelince bana kesildi... Acep ne yapmam bekleniyordu? Bozuk yolları görmezden gelip ‘yollarımız kaymak gibi!’ mi yazmalıydım, vatandaşım su kesintisinden yakınırken, ben akmayan suları mı şarıldatsaydım, toplanmayan çöplerin üstüne basıp geçerek, ‘şehrimiz tertemiz’ mi deseydim, maaşları ödenmeyen işçilerin hesaplarını sihirbazlık yapıp doldursa mıydım?! Hadi CHP’lileri mutlu edecektim de, vatandaşımın yüzüne nasıl bakacaktım...
Birbirinizi çekiştiren yine birbirinizsiniz, kamuoyu önünde hırlaşıp duruyorsunuz, kendi çalışanınızı mağdur ediyorsunuz, sarı-mavi diye ayrılıyorsunuz, ama ben dillendirdim mi hemen ‘suçlu sensin’ diye fişliyorsunuz... Beni suçlu ilan edeceğinize neden kendinize çekidüzen vermeyi denemiyorsunuz? Aslında siz, ipi boynunuza kendiniz atıyorsunuz... Hazır atılı ipi çekmeye ne olacak ki? Benim yazdıklarımı zaten cümle alem biliyor... Belki biraz yüzünüz kızarır da kendinize çeki düzen verirsiniz diye yazmam konusunda ısrar ediyor... Hatta ara ara da bana, ‘utandılar mı, bir tepki var mı?!’ diye soruyor... Nerdee... Huylu huyundan vazgeçer mi?! Huyunuzdan vazgeçmediğiniz sürece de, elbet eleştiriler olacaktır size... Hem benim eleştirim CHP’ye değil, CHP’nin rozetini taşıyıp, o rozeti haketmediğine inandığım kişilere... CHP’linin sarısı, mavisi olmaz... CHP’linin Mehmetçisi, Ufukçusu, Şenolcusu, Mustafacısı, Aladdincisi olmaz... CHP’nin Vedatçısı, Erdoğancısı olmaz... Ya CHP’lisindir ya da değilsindir... CHP’yi kişilerin partisi yapamazsınız... CHP, halkın partisidir ve halk da CHP’nin çatısı altında bulunan yöneticilerden hizmet beklemektedir... CHP’li Belediyeyi başkalarına kaptırmak istememektedir... Bunun için gördükleri yanlışları, gördüğüm yanlışları yazarım ve vatandaşımla birlikte uyarıda bulunurum... İş işten geçtikten sonra uyarıda bulunmanın bir anlamı yok, gerçi ‘dediğim dedik, bildiğim bildik’ anlayışına sahip bir yapıyla da bir sonuç çıkacağından umudum yok... Önce siz kamuoyunda sempati uyandırıp hizmetlerinizle gündeme gelin, sonrası zaten kendiliğinden gelir... Ne vatandaşım şikayet eder ne de benim kaleme almama gerek kalır... Anlayacağınız iş bende değil, sizde bitiyor... Batırın iğneyi kendinize, kenetlenin birbirinizle, gözlerinizi açıp da gezin ilçemizde... Kapalı gözle ve sağır kulakla gezinirseniz, birbirinizin kuyusunu kazmaktan hizmete odaklanamazsanız, sürekli reyting yaparsınız böyle!.. Saygılarımla...