KEŞAN’IN KÖYLERİNDEKİ ÇİFTÇİLER, 50 SENELİK TARLALARINDAN ÇIKARILIYOR MU?

Özgen, yeniden PANKOBİRLİK başkan vekili oldu
Özgen, yeniden PANKOBİRLİK başkan vekili oldu
İçeriği Görüntüle

“Buğday ekimi döneminde çiftçiye men kararı mı?”

MEHMET AYTAÇ / ÖZEL HABER

Keşan’a bağlı Suluca, Yayla, Danişment, Gökçetepe ve Beyköy köylerinde yaşayan yüzlerce çiftçi, yarım asırdır işledikleri arazilerden çıkarılma tehlikesiyle karşı karşıya. Köylüler, “50 yıllık alın terimiz bir kararla yok ediliyor” diyerek seslerini duyurmaya çalışıyor.

50 YILLIK EMEK BİR KARARLA SİLİNEBİLİR Mİ?

Köylülerin iddiasına göre, orman vasfını kaybetmiş ancak hâlâ orman arazisi statüsünde görünen bu topraklar, 50 yıldır fiilen tarım alanı olarak kullanılıyor.

Bu arazilerde ekim yapan yüzlerce üretici, son yıllarda geçimini tamamen bu topraklardan sağlıyor.

Ancak, tam da buğday ekim döneminde Orman İşletme Müdürlüğü ekiplerinin köylere gelerek üreticileri arazilerden men ettiği öne sürülüyor.

KAÇ DÖNÜM ARAZİ BU KARARDAN ETKİLENDİ?

Edinilen bilgilere göre, yalnızca Suluca Köyü’nde 2.000 dönüm, Yayla Köyü’nde 2.500 dönüm, Beyköy’de ise 1.000 dönüme yakın tarım arazisi bu uygulamadan etkilenmiş durumda.

Danişment, Gökçetepe ve çevresindeki köylerle birlikte toplamda 10.000 dönümün üzerinde verimli tarım arazisinin çiftçilerin kullanımına kapatıldığı belirtiliyor.

Çiftçiler, devletin bu kararının yasal dayanağını kabul etmekle birlikte, yarım asırlık fiili durumu ve toplumsal gerçeği görmezden geldiğini ifade ediyor.

Bir köylü, “Kanun ormanı koruyor olabilir ama bizim gibi köylerde yaşamı bitiriyor. Kanunla vicdan arasındaki denge bozuldu” diyor.

Çiftçiler, tarım yapamadıkları takdirde kırsaldan göçün hızlanacağını, Keşan’daki köylerin kısa sürede boşalacağını belirtiyor.

“Toprağımız elimizden alınırsa, şehirde işsizler ordusuna katılacağız. Oysa bu topraklar Keşan ekonomisinin sessiz gücüydü” diyen üreticiler, endişelerini dile getiriyor.

ARAZİLER KİME GEÇECEK?

En büyük korku ise bu toprakların, yerel çiftçiye değil; dışarıdan gelen büyük şirketlere veya sermaye gruplarına verilmesi.

“Eğer bu araziler makul bedelle yerel üreticiye satılmaz ya da kiralanmazsa, 50 yıllık emek bir kalemde silinecek,” deniliyor.

Sorunun çözümü için bölgedeki temsilciler ve çiftçiler, Ankara nezdinde girişimlerde bulunuyor.

Tarım ve Orman Bakanlığı’na yönelik talepler şöyle sıralanıyor:

Men işlemleri durdurulmalı.

Araziler, 50 yıldır işleyen çiftçilere öncelikli olarak kiralanmalı veya satılmalı.

Büyük sermayeye peşkeş çekilmemesi için yasal düzenleme yapılmalı.

“ÇİFTÇİYİ YAŞATMAK, HEPİMİZİ YAŞATMAK DEMEKTİR”

Köylüler adına açıklama yapan bir üretici, şu ifadeleri kullandı: “Cumhuriyetimizi kuran bu halk, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yerli kalkınma vizyonuyla bu ülkeyi tarım üzerinden ayağa kaldırdı.

Bugün de aynı vizyonla çiftçiyi yaşatmak, hepimizi yaşatmak anlamına gelir.”

Muhabir: MEHMET AYTAÇ/ÖZEL HABER