Sonay CAN Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, ölümünün 75. yıldönümü olan dün, tüm yurtta, dış temsilciliklerimizde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde olduğu gibi Keşan’da da düzenlenen törenlerle anıldı. CUMHURİYET MEYDANI Tören, saat 08.50’de Cumhuriyet Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı’na çelenklerin konulmasıyla başladı. Keşan Kaymakamlığı, Garnizon Komutanlığı, Keşan Belediye Başkanlığı ile siyasi parti ve dernek ile sivil toplum kuruluşu temsilcileri tarafından Atatürk Anıtı’na çelenkler sunuldu. Saat 09.05’te sirenlerin çalmasıyla 2 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu ve ardından Keşan Belediye Bandosu eşliğinde İstiklal Marşı söylenirken, bayraklar yarıya indirildi. CHP GENÇLİK KOLLARI ‘BURSA NUKTU’NU DAĞITTI Cumhuriyet Meydanı’nda Atatürk Anıtı önünde gerçekleştirilen törenin ardından, CHP Keşan Gençlik Kolları tarafından törene katılanlara Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ dağıtıldı. AHMET YENİCE ORTAOKULU Ahmet Yenice Ortaokulu Sevim Yenice Kültür Salonu’nda Keşan Lisesi öğretmenleri İbrahim Onaran ve Duygu Falay tarafından hazırlanıp, Serhat Ozan Göçer ve Duygu Falay tarafından sunumu yapılan program, saat 10.00’da saygı duruşunda bulunulması, İstiklal Marşı’nın söylenmesi ve Atatürk’ün “10. Yıl Nutku”nun kendi sesinden dinlenmesiyle başladı. Günün anlam ve önemini belirten konuşma ise Keşan Lisesi Öğretmeni Serhat Ozan Göçer tarafından yapıldı. GÖÇER: “ATATÜRK HEP MİLLETİNE GÜVENDİ VE ONA İNANDI” Göçer konuşmasında şunları ifade etti: “Çok yönlü ve üstün kişiliği olan bir lider Mustafa Kemal’in aramızdan ayrılışının üzerinden tam 75 yıl geçti. O, kısacık hayatında bir ulusun kötü talihini yenmesini sağladı ve dünya tarihinde de benzeri görülmemiş izler bırakarak bu dünyadan göçtü. Mustafa Kemal, ileriyi gören bir liderdi. Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan sonra ortaya çıkan tehlikeli durumu ilk o görüp, milletinin dikkatini çekti. Erzurum Kongresi’nde ‘Vatanın bölünmez bir bütün’ olduğunu tüm dünyaya ilan etti. Sakarya Savaşı sırasında söylediği ‘Vatanın her karış toprağı vatandaş kanıyla sulanmadıkça terk olunmaz’ sözü ve ayrıca ‘Yurt toprağı! Sana her şey feda olsun. Kutlu olan sensin..’ sözleri O’nun vatan sevgisini ve kararlılığını göstermektedir. Mustafa Kemal, idealist bir liderdir. O’nun idealizmi, yüksek vasıf ve özelliklerine inandığı milletinin hürriyet ve bağımsızlık aşkından geliyordu. En büyük ideallerinden birisi de milli sınırlarımız içinde, milli birlik ve beraberlik duygusuyla kenetlenmiş uygar bir toplum oluşturmaktı. Hür ve bağımsız ülke idealini gerçekleştirdikten sonra, Türkiye’yi çağdaşlaştırmak için medeniyet idealine yönelmiştir. Yaptığı devrimlerle de bunu gerçekleştirmeyi amaçlamıştır. Atatürk, bir halk adamıdır; çünkü hep halkı için uğraşmış, halktan birisi gibi davranmıştır. O’nun, ‘Benim için en büyük makam ve ödül, Türk Milletinin bir ferdi olarak yaşamaktır’ sözü de bunun kanıtıdır. Atatürk, eğitim, bilim, fen, sanat, spor ve kültüre çok önem vermiştir. ‘En büyük emelim, milli irfanı yükseltmektir’ sözünü söyleyen Atatürk, çağdaş eğitim yöntemleriyle yetiştirilecek yeni bir nesile ihtiyaç olduğunu görmüş ve modern eğitim politikasının esaslarını belirleyip eğitim alanında büyük yenilikler yapmıştır. Çağdaş eğitimin ve dünyanın çok gerisinde kalan medreselerin, tekke ve zaviyelerin kapatılması yeni okulların açılması bunların en önemlisidir. Atatürk, hep milletine güvendi ve ona inandı. Tarihte büyük devletler kuran ve yüksek bir medeniyet seviyesine sahip olmuş Türk Milletinin büyüklüğüne inanmış ve Türklüğü ile hep gurur duymuştur. Savaştaki kahramanlıkları ve orduyu mükemmel yönetmesinin yanında, devlet kurup yönetmekteki ustalığı, ileri görüşlülüğü ve barışseverliği ile tarihte eşine az rastlanan yöneticilerdendir. O, barışsever ve tüm dünya uluslarının mutluluğunu isteyen bir liderdi. O’nun görüşüne göre, barışın bozulmasından bütün dünya ülkeleri ıstırap duymalıydı. Dünya ülkelerinin mutluluğuna çalışmak, aynı zamanda kendi ulusunun mutluluğuna çalışmaktı. Atatürk ilkeleri ve Atatürkçülük, Türk Milletinin ihtiyaçlarından doğan, gerçekçi, milli ve yenileşmeye açık, çağdaş bir sistem kurmayı amaçlar. Atatürk demek; özgürlük demektir, aydınlık demektir. Atatürk demek; çağdaşlık demektir.” Serhat Ozan Göçer konuşmasını, UNESCO Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü’nün 152 ülkesinin oy birliği ile aldığı ve dünyaya dağıttığı Atatürk tanımlaması ile tamamlayarak, şunları söyledi: “UNESCO tarihinde ilk ve tektir. Atatürk kimdir. Atatürk uluslararası anlayış, iş birliği, barış yolunda çaba göstermiş üstün kişi, olağanüstü devrimler gerçekleştirmiş bir inkilapçı, sömürgecilik ve yayılmacılığa karşı savaşan ilk önder, insan haklarına saygılı, dünya barışının öncüsü, bütün yaşamı boyunca insanlar arasında renk, dil, din, ırk ayrımı göstermeyen, eşi olmayan devlet adamı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu. Yolundan ayrılmayacağımızı vurgulayarak, O’nun yüce anısı önünde saygıyla eğiliyorum.” Program, 4. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığından Binbaşı Armağan Paytoncu’nun Atatürk’ün askeri kişiliğini anlatmasıyla devam etti. PAYTONCU: RAHAT VE MÜSTERİH UYU, KURDUĞUN CUMHURİYETİ SONSUZA DEK YAŞATACAĞIZ Paytoncu, özetle şunları dile getirdi: “Atatürk, 20. yüzyılın dünyaca kabullenilmiş dehası; seçkin kişiliği, zaferleri, köklü inkilap ve reformları ile sadece Türk Milleti için değil, tüm insanlık tarihi için gerçek bir yol gösterici olmuş ve olacaktır. Ebedi Başkomutanın adı, muharebe alanlarının muzaffer ve yenilmez komutanı sıfatıyla özdeşleşmiştir. Milletini hüsrana uğratmayan, milletine verdiği sözü her zaman yerine getiren, uzak görüşlü bir önder olarak kendisini tüm dünyaya kanıtlamıştır. Dünya tarihi, askerlik ve devlet adamlığı niteliklerini kişiliğinde bütünselleştirmiş pek az örnek insanın varlığından söz eder. İşte Atatürk, bu müstesna insanlardan birisidir. Mehmetçiğe milleti için ölmesini emreden Ulu Önder, ‘Milletin hayatı tehlikeye girmedikçe, savaş bir cinayettir’ diyerek de dünyaya savaşın amacı hakkında tarihi bir ders verirken, insan sevgisini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Ebedi Başkomutan akıl ve bilimi tek yol gösterici olarak almış ve karşılaştığı her duruma yine aynı ilkeler ışığında uygun çözümler üretmiştir. Atatürk, ülkesinin insanını, milletini çok sevmiş ve bütün varlığını, milletinin yücelmesine adamıştır. Eşsiz Kahraman, Büyük Komutan Yüce Atatürk, ebedi istirahatgahında rahat ve müsterih uyu, kurduğun Cumhuriyeti sonsuza dek yaşatacağız. Ruhun şad olsun!” GENÇLİĞE HİTABE COŞKUYLA OKUNDU Program, Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’nin Keşan Lisesi öğrencilerinden Eren Kepenk, Gençliğin Ata’ya Cevabı’nın Keşan Lisesi öğrencilerinden İpek Eligül, Atatürk’ün dünyadaki yeri, yabancı devlet adamlarının ve gazetecilerin Atatürk hakkındaki görüşleri ve düşünceleri de Keşan Lisesi öğrencilerinden Eren Kepenk ve Başar Sezer tarafından okunmasıyla sürdü. Atatürk Oratoryosu’nun öğrenciler tarafından seslendirilmesinin ardından programda, 10 Kasım konulu şiir yarışmasında derece alan Keşan Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi öğrencisi Onur Can Yöndem, Yenimuhacir Ortaokulu öğrencisi Nilay Ezgi Kaya ve Dr. Ali İhsan Çuhacı İlkokulu öğrencisi Ecem Kantor şiirlerini okudu. Programda daha sonra, Keşan Lisesi öğrencilerinden Başak Sezer tarafından “Mustafa Kemali Düşünüyorum”, Sema Kaya ve Simge Çırak tarafından da “Mustafa Kemaller Tükenmez” adlı şiirler okundu. VARDAR OVASI’NDA ARTIK RAKI PARASI KAZANILMIYOR Atatürk’ün sevdiği şarkıların Keşan’daki okullarda görevli müzik öğretmenlerinin yer aldığı koro tarafından seslendirilmesi de beğeniyle izledi. Koronun seslendirdiği Vardar Ovası Türküsü’nde yer alan “Kazanamadık rakı parası” sözleri çıkartılarak seslendirildi. Bilindiği gibi, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, bayram ziyaretine gittiği Bursa’daki Balkan Göçmenleri Federasyonu’nda Vardar Ovası türküsü için "Onda rakı falan geçiyor. Başka bir şey söyleyin." demişti. Keşan Lisesi öğretmenleri korosu da anonim türkünün o bölümünü, “Kazanamadık sıla parası.” şeklinde dört kez yineledi. Zeybek gösterisinin yapılması ile devam eden program, 10. Yıl Marşı’nın tüm katılımcılar tarafından söylenmesi ile sona erdi.