MEHMET AYTAÇ
Cumhuriyet Halk Partisi Belediye Meclisi Üyesi Aladdin Öztürk, Keşan Belediyesi Personel Ltd. Şti ile DİSK Genel İş Sendikası arasında geçtiğimiz hafta düzenlenen iş sözleşmesi törenindeki açıklamalarından dolayı Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu’na yanıt verdi.
Öztürk’ün açıklaması şöyle: “Sayın başkan 08.08.2023 tarihinde belediye çalışanlarının sizi protesto eden basın açıklamasına neden katıldığımı ve 4 yaşındaki çocuğa neden tencere tava çaldırdığımı eleştirdiğiniz açıklamanızı dinledim. Neden çalışanların belediye önündeki basın açıklamasına destek verdiğimi bilmiyor olabilirsiniz. Açıklayayım: Öncelikle ben eski bir sendikacıyım ve nerede bir haksızlık varsa, nerede işçinin emekçinin emeği çalınıyorsa ben orada oldum, olmaya da gayret gösteriyorum. Üstelik o gün orada yalnız da değildim. Geçmiş dönem Cumhuriyet Halk Partisi Belediye Başkan Adayı Sayın Şenol Yalı, Belediye Meclis Üyesi Sayın Süleyman Paçaman, Cumhuriyet Halk Partisi İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Zafer Kılavuz, Sayın Mehmet Güneş, Sayın Ahmet Akyol ve partili arkadaşlarımız da vardı. Haber verebilseydik diğer meclis üyeleri, ilçe başkan ve yöneticileri de orada olurlardı. Bundan hiç şüpheniz olmasın. O gün orada ne işimiz olduğunu soruyor ve eleştiriyorsunuz ya.. Keşke, kadrolu işçilerimizi ilgilendiren ve geçtiğimiz yıl Ekim ayında başlayıp her dönem olduğu gibi 5-6 ay boyunca süren ve Mart ayında, zor koşullar altında imzalanan toplu iş sözleşmesinin ikinci altı ay zammının (8.77’tl’nin) tarafınızdan uygulanmayacağını, bunun için mahkemeye gitmeleri yönündeki açıklamanızı protesto etmek için orada olduğumuzu bildiğinizden eminim. Keşke imza attığınız sözleşmenin arkasında dursaydınız da bizde orada onların haklı mücadelesine destek vermeseydik. Keşke, seyyanen zammı kendinize, Başkan yardımcılarınıza hak gördüğünüz gibi o gün orada tencere tava çalan 4 yaşındaki çocuğun anne ya da babasına da hak görebilseydiniz. İşte o zaman aile içi dayanışmanın sofralarındaki ekmeği büyütmek için olduğu gerçeğini anlardınız. Keşke, Keşan Belediyesi’nde çalışan işçilerin yılbaşından bu yana ayda 22,5 saat fazla mesailerini ödeyeceğim, ancak başka da mesai ödemeyeceğim diyerek kestirip atmış, işçilerin ayda 30-40-50 saatlere varan fazla mesailerini ödemeyerek başka bir haksızlığa ve hukuksuzluğa imza atacağınıza hakları olan fazla mesaileri gününde ve zamanında ödeme yoluna gitseydiniz. Keşke; Keşan Belediye tarihinde bir ilki gerçekleştirmeseydiniz de çalışanları işten atmasaydınız bende haksız şekilde işten atılan işçilere mahkeme koridorlarında şahitlik yapmasaydım. Keşke; Keşan Belediyesi’nde ve Keşan’da toplumsal barışı bozmadan önce Keşan tarihine baksaydınız. İktidarın1989 yılında ANAP’tan SHP’ye, 2001 yılında CHP’den MHP’ye ve 2004 yılında MHP’den CHP’ye olmak üzere defalarca el değiştirmiş; ancak seçilen belediye başkanlarının hiçbiri çalışanların işi ile aşı ile oynamadığı gerçeğini görseydiniz. Keşke; seçildiğiniz ilk günden itibaren çalışanlar üzerinde baskı ve tehdit yolunu seçmeseydiniz de 19 Müdür kadrosu bulunan Belediyemiz de 42 defa Müdür değişikliğine gitmiş, “Liyakati zedeleyen” atamalar yapmamış olsaydınız. Keşan Belediyesi tarihinde öyle güzel sözleşmeler imzalandı ki sayın başkan; yönetici ve çalışanları gerçek bir aile olduğunu hissetti. Bundan dolayı da emeklerinin karşılığını aldılar. Dolayısıyla o güzel sözleşmeleri imzalayan rahmetli sayın Mehmet Gemici, sayın Mustafa Ürek ve sayın Mehmet Özcan gibi değerli belediye başkanlarımız sizin yaptığınızın dışında bunu bir lütufmuş gibi göstermedi. Kısacası; sayın başkan iş dünyasından gelen sizin gibi iş insanın ilk defa belediye çalışanları ile sendika arasında sözleşme imzalamasını, bunu da Trakya’nın en iyi sözleşmesi şeklindeki açıklamanızı da heyecanınıza yoruyorum. Bildiğiniz gibi Sayın başkan, Keşan Kent Hizmetleri’nde çalışan 3 işçimizi ilgilendiren Sözleşme görüşmeleri 2 aydan bu yana devam etmekte. Sözleşmeyi imzalamadığınız gibi sendika üyesi işçileri istifa etmeye zorlamanıza da anlam veremiyorum. İşçilerini bu kadar düşündüğünü söyleyen siz keşke, Keşan Kent hizmetlerinde çalışan 33 işçimizi de Anayasal ve yasal hakları olan sendikal haklardan yararlandırarak onların da haklarını teslim etmiş olsaydınız.”