MEHMET AYTAÇ

Chp Keşan İlçe Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada; “Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla beraber Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ilke ve devrimlerinin ışığında Cumhuriyeti yaşatan devrimleri unutturmayacağız. 1 Kasım 1922 Saltanatın Kaldırılışı ile ulusun kendi eliyle kazandığı bağımsızlık saltanatın kaldırılışı ile yine ulusa teslim edilmiştir. Akabinde 1 Kasım 1928 tarihinde Türk harflerinin kabulü ile yazıda da millî benliğimize dönüş bakımından büyük bir devrim olmuştur” ifadeleri kullanıldı.

Saltanatın kaldırılması ve Harf Devrimi ile ilgili olarak açıklamada şu ifadelere yer verildi:

1 KASIM SALTANATIN KALDIRILIŞI

“31 Ekim Salı günü Müdafaa-i Hukuk Grubu toplantısında Mustafa Kemal Paşa, saltanatın kaldırılmasının zorunlu hale geldiğine dair açıklamada bulundu. 1 Kasım Çarşamba günkü 130. birleşimin birinci oturumunda konu tekrar gündeme getirildi. TBMM’ye 2 teklif sunuldu. Mustafa Kemal Paşa her iki teklif üzerinde yapmış olduğu uzunca konuşmasında hilâfetle saltanatın birbirinden ayrılabileceğini, tarihten alıntılar yaparak açıklamış neticede söz konusu tekliflerin Şer’iye, Adliye ve Kanun-ı Esasi encümenlerinden oluşan ortak komisyona havalesi kabul olunarak birinci oturuma son verilmiştir. Teklifler, ortak komisyonda görüşülürken, durumu yakından izlemekte olan Mustafa Kemal Paşa, toplantı odasına girerek komisyona hitaben yaptığı konuşmada hakimiyet ve saltanatın kuvvet ve kudretle alınabileceğini, milletin ayaklanarak zaten bunları elde ettiğini, yapılacak işin fiili durumu resmîleştirmekten ibaret bulunduğunu, aksi takdirde bazı kafaların kesileceğini söylemesi üzerine aydınlanan komisyon üyeleri, bu görüşler doğrultusunda bir karar tasarısı metni hazırlayıp meclis başkanlığına sunmuşlardır.”

SALTANATIN KALDIRILMASIYLA HAKİMİYET VE SALTANAT MİLLETE VERİLMİŞTİR

“Genel Kurulun 130. birleşiminin ikinci oturumunda ittifakla kabul olunan iki maddelik “TBMM’nin Hukuk-ı Hakimiyet ve Hükümranının Mümessil-i Hakikisi Olduğuna Dair Hey’et-i Umumiye Kararı”na göre saltanatla hilâfet birbirinden ayrılmış, saltanat kaldırılmış, hilâfetin varlığı korunmuş, hilâfet makamının Osmanlı hanedanına ait olduğu, ilim ve ahlâk bakımlarından hanedanın en iyi ve en olgun mensubunun bu makama TBMM tarafından seçileceği belirtilmiştir. Aynı kararda İstanbul Hükümetinin varlığına son verilmiştir.”

1 KASIM 1928 HARF DEVRİMİ

“Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında alfabe sorunu güncelliğini korudu. Cumhuriyetin ilanıyla birlikte Latin alfabesi taraftarları çoğaldı. Tartışmalar arttı. Atatürk ise, Cumhurbaşkanı seçildikten sonra, beş yıl boyunca alfabe konusunda hiç konuşmadı. Ancak 1928 yılında alfabe konusuna eğildi. Ondan sonra Türk Hükümeti, adım adım Latin alfabesini almaya doğru gitti. Önce uluslararası rakamlar alındı, Arap rakamları bırakıldı. Ardından bir Dil Encümeni kuruldu ve Latin harflerine dayanan yeni bir Türk alfabesi hazırladı.

Atatürk, Türk Harf Devrimi’nin gerçek önderi ve mimarıdır. Yıllarca sustuktan ve zamanlamayı iyi yaptıktan sonra, 1928 yazında harekete geçti. 10 Ağustos 1928 gecesi, İstanbul’da Gülhane Parkı’nda, Türk Harf Devrimi’ni halka haber verdi: “Arkadaşlar, güzel dilimizi ifade etmek için yeni Türk harflerini kabul ediyoruz” dedi. Buyurmakla da kalmadı, kendisi de bizzat işe koyuldu, bir “Baş Öğretmen” olarak başa geçti ve yeni harfleri halka benimsetinceye kadar, kitleleri arkasında sürükledi. 1 Kasım 1928 günü “Türk Harflerinin Kabulü ve Tatbiki Hakkındaki Kanun” TBMM’den geçerken, yolun yarısı zaten aşılmış ve Türkiye yarı yarıya yeni yazıya geçmiş bulunuyordu. Yasanın çıkmasını beklemeden yeni yazı ülkeye yayılmış, uygulanmaya başlanmıştı. Hemen her bakanlıkta, her kasabada yeni yazı kursları açılmış ve devlet memurlarına, öğretmenlere yeni harfler öğretilmişti. Devlet dairelerinde Yeni Yazıya geçilmişti. Yeni ders yılında okullarda yeni harflerle öğretime başlanmıştı. Yasa bu durumu hukuki temele oturtup pekiştirdi. Yasa, bir iki ay gibi kısa bir süre içinde yeni yazıyı kullanma zorunluluğu getirdi. Basın 1 Aralık 1928 tarihinde, devlet daireleri ise 1 Ocak 1929 tarihinde tamamen Yeni Yazıya geçtiler. Yasa 3 Kasım 1928’de Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi.”