<b><span style="font-size:10.0pt; font-family:"Helvetica","sans-serif";mso-bidi-font-family:"Times New Roman"">Bülent Saylam</span></b> <p style="margin:0cm;margin-bottom:.0001pt"><span style="font-size:10.0pt; font-family:"Helvetica","sans-serif";mso-bidi-font-family:"Times New Roman"">24. Dönem CHP (Cumhuriyet Halk Partisi) Edirne Milletvekili Kemal Değirmendereli, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nın (TEPAV) Hamzadere Bölgesi olarak adlandıran Keşan, İpsala ve Enez için kalkınması için hazırladığı rapor ve 4 Aralık Dünya Madenciler günü nedeniyle açıklamalarda bulundu.<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;"><b><span style="font-size:10.0pt; font-family:"Helvetica","sans-serif";mso-bidi-font-family:"Times New Roman"">ÖNEMLİ BİR ÇALIŞMA</span></b><span style="font-size:10.0pt;font-family:"Helvetica","sans-serif"; mso-bidi-font-family:"Times New Roman""><o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;"><span style="font-size:10.0pt;font-family:"Helvetica","sans-serif"; mso-bidi-font-family:"Times New Roman"">Keşan TSO (Ticaret ve Sanayi Odası) ve TEPAV işbirliği ile bölgedeki dinamiklerin geleceğe nasıl taşınacağı ve nasıl şekillendirileceği çerçevesinde yapılmış çok olumlu bir çalışma olduğunu söyleyen <b>Değirmendereli</b>, <b><i>“Önümüzdeki on yıllarda bu bölgede neler olabilir ürün desenini nasıl değiştirebiliriz başka hangi imkânlarımız vardır bugüne kadar kullanmadığımız nasıl insanların daha zengin bir hayat yaşayabilmeleri için nasıl planlama yapmamız anlamında önemli bir çalışma.” </i></b>dedi.<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;"><b><span style="font-size:10.0pt; font-family:"Helvetica","sans-serif";mso-bidi-font-family:"Times New Roman"">PROJEYİ BÖLGENİN İNSANLARI OLARAK DOLDURMALIYIZ<o:p></o:p></span></b></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;"><b><span style="font-size:10.0pt; font-family:"Helvetica","sans-serif";mso-bidi-font-family:"Times New Roman"">Değirmendereli</span></b><span style="font-size:10.0pt;font-family:"Helvetica","sans-serif";mso-bidi-font-family: "Times New Roman"">, açıklamasına şöyle devam etti:<b><i> “Ancak şunu söylemek isterim burada bir çerçeve çizilmiş esas itibariyle bu çerçevenin içini doldurmak bu bölge insanına kalıyor. Sunumda fazla detaylar görmedim. Küçük detaylarda da bölgeyle derin uyumsuzluklar gördüm. Örneğin, buradaki ürün desenini değiştirip çeltik yerine başka ürünler ekilecek denmiş. Buna örnek de şu söylendi. Gelirin % 21’i bamyadan elde edilecek dendi. Fakat oradaki rakama bakıyoruz % 21’i dediğinizde benim yaptığım hesaba göre bu bölgede 25 bin ton bamya üretiliyor olacak demek. Türkiye’nin oysa bugün 2014’teki bamya üretimi 33 bin ton. Bu küçük bir örnek.</i></b> <b><i>Bu projeyi biz bu bölgenin insanları olarak doldurmalıyız.”</i></b> <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;"><b><span style="font-size:10.0pt; font-family:"Helvetica","sans-serif";mso-bidi-font-family:"Times New Roman"">BİZ İSTERSEK ANKARA’DAN ANCAK BİR ŞEY OLABİLİR<o:p></o:p></span></b></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;"><span style="font-size:10.0pt;font-family:"Helvetica","sans-serif"; mso-bidi-font-family:"Times New Roman"">Değirmendereli, TEPAV’ın sunumu ile ilgili olarak açıklamasını şöyle bitirdi: <b><i>“Saros’u nasıl değerlendireceğiz, deniz ürünlerini nasıl değerlendireceğiz. Çeltik tarlalarının yerine başka hangi ürünlerle değiştireceğiz. Sunumda güzel değerlendirmeler var. Bölgede tarıma dayalı bir enstitü kurulması gibi teorik olarak gayet olumlu öngörüler var. Önemli olan bunları bizim pratiğe geçirmemiz. Yani yerel dinamiklerin sivil toplum örgütlerinin TSO’ların siyasi faaliyet gösteren arkadaşlarla birlikte. Bu son derecek önemli bir konu. Biz istersek Ankara’dan ancak bir şey olabilir. Ankara’da masa başında üretilecek çözümler bölgeyle örtüşmeyecektir. Bu anlamda bize çok görev düşüyor.”</i></b><o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;"><b><span style="font-size:10.0pt; font-family:"Helvetica","sans-serif";mso-bidi-font-family:"Times New Roman"">MADENCİYİ DESTEKLEYİP REKABET EDEBİLİR HALE GETİRMEMİZ GEREKİYOR</span></b><span style="font-size:10.0pt;font-family:"Helvetica","sans-serif";mso-bidi-font-family: "Times New Roman""><o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt;"><span style="font-size:10.0pt;font-family:"Helvetica","sans-serif"; mso-bidi-font-family:"Times New Roman"">4 Aralık Dünya madenciler günü nedeniyle değerlendirmede bulunan Kemal Değirmendereli, Madencilik dünyanın her tarafında zor bir meslek olduğunu ve 2014 yılı da bizim ülke madenciliğimiz için, kara bir yıl olduğunu söyledi. Değirmedereli açıklamalarına şöyle devam etti: <b><i>“Ancak, bu olumsuzlukları üstüne daha büyük olumsuzluklarla gitmemek gerek bu olumsuzluktan madencilik sektörümüzde bir kabuk değişikliği üretmemiz gerekiyor. Kabuk değişikliği derken sektörü yeni çıkan yasa ve yönetmeliklerle daha ağır koşullarla dünyanın başka bölgelerindeki madencilerle rekabet edemeyecek ağır koşullarla baş başa bırakmak yerine sektörün sorunlarını iyi analiz edip buna yönelik teşvikler, desteklemeler üretmemiz gerekiyor. Zira bir laf vardır kıymetli bir laftır: ‘Olmayan elektriğin kilowat saati 1 dolardan da fazladır.’ Bir kriz yaşıyoruz, muhtemelen bu kışın doğalgazın kesilmesi gündemde olacak dışarıdan gelen Rus kömürlerinin gelmesinde bir aksama olacak. Yani dolayısıyla bizim kendi öz kaynaklarımıza yönelmemiz gerekiyor. Madenciyi destekleyip rekabet edebilir hale getirmemiz gerekiyor. Bu anlamda siyasilere karar mekanizmasında bulunanlara büyük görev düşüyor.<o:p></o:p></i></b></span></p>