Büyükevren sahilinde başlayan yangın, havanın kararması ile birlikte Gülçavuş sahiline doğru hızla ilerlemiş.

O gece hava rüzgarlıydı, yangının vahametini anlayan yöneticiler, İstanbul dahil, tüm Trakya’dan yangın ekibinin gelmesini sağladı.

Onlarca yangın söndürme aracı ormanın karanlıklarına dağıldı. Ekipler orman içinde bulunan birçok yerleşim yerinin yanmasını önledi öncelikle. Ama yine de 9 ev yangından hasar gördü.

O geceki kabusu anlatanlar, rüzgârla birlikte her tarafın adeta kıvılcım saçtığını söylediler.

Orman içinde sitelerde ve Gülçavuş sahilinde bulunan vatandaşlar tedbir amacıyla gece boşaltıldı.

Sabahın ilk ışıkları ile birlikte de yangının önü kesildi.

Ömer Çakıcı ile birlikte bölgeye gittik. Yanan alanları görünce içimiz yandı adeta.

Orman ekipleri gecenin yorgunluğuna rağmen hepsi ayaktaydı. Yer yer parlayan ateşleri söndürüyorlar. Helikopter de havadan destek vererek araçların giremediği alanlara devamlı su bastı.

Orman, belediyelerin ekipleri ve jandarma sahada önlem amacıyla tetikle beklediler.

Ormanın derinliklerine daldık. İlginç gördüğümüz görüntüleri çekmeye başladık. Bu sırada aniden bir rüzgâr patladı. Aracın 10 metre ilerisine büyük bir ağaç devrildi. Biraz önce o ağacın oradan da Büyük evren sırtlarını görüntülemiştik. Ağacı insan gücüyle kaldırmamız imkânsızdı. O yüzde araçla geri geri giderek, durumu orada bulunan jandarma ekiplerine bildirdik. Biraz sonra da bir itfaiye aracı o yola girdi. Onlara da söyledik ağacın yola kapattığını.

Yangının şiddeti nedeniyle ağaçların toprak altındaki kökleri bile için yanıyor ve topraktan dumanlar çıkıyordu.

Ormanın içinde bazı çam ağaçları köküne kadar yanmış ve oyuk oluşturmuştu.

Birkaç km gittikten sonra 4 evin yandığı Serap Tatil Sitesi karşımız çıktı. İstanbul Belediyesi söndürme araçları oradaydı. Yanan evlere baktık. O sırada ev sahibi bir bayan içeri de bakmamızı söyledi.

İçerisi yangından harabe gibi olmuştu. Kadın gece evi boşattıklarını sonra geri dönünce bu manzara ile karşılaştığını söyledi. Ama gözlerinde korku hakimdi. Almanya’dan tatile geldiklerini söyledi.

Bu arada siteyi terk eden vatanlarda vardı.

İtfaiye ekibinin yorgunluğu da gözlerinden okunuyordu. Tedbir amacıyla bölgede konuşlanmışlardı.

Oradan çıkarken ellerinde su bidonları ile vatandaşlar ve çocuklar yakınlardaki henüz sönmemiş alanlara su döküyorlardı. Onlarda da gecenin korkusu hakimdi.

Orman içlerine doğru ilerleyince yine bir İstanbul ekibi karşımıza çıktı. Yemek yiyorlardı. Bize de ikram ettiler. Pirinç pilavı ile irmik tatlısı. Bunları Edirne Belediyesi dağıtmış. Bir blediye aracı Gülçavuş köyünde konuşlanmış ve ekiplere yemek dağıtımını üstlenmiş. O gece ve gündüz bütün görevlilerin yemeği buradan karşılanmış.

Zaten Edirne Belediye Başkanı Filiz Akın Gencan da tüm yangın söndürme ekibi ile birlikte gece boyunca yangın bölgesindeydi.

Trakya’nın bütün bölgelerinden yangın söndürme araçlarını yol boyunca görmek mümkün.

Yangının getirdiği tahribatı gözlemleyerek orman içinden Gülçavuş’a hareket ettik. Bu arada tel boyunca telef olmuş bir keçiye rastladık. Anladım kadarıyla dumandan zehirlenmiş.

Gülçavuş sahiline girince, bir şey dikkatimi çekti. Sahilin ormana bitişik evlerinin önü maalesef kurumuş otlarla doluydu. Bu arada burada yangın ekiplerinin alevlerin evlere sıçramaması için yaptıkları çalışmayı da gördük. Dozerler ormanın bu kesiminde açtıkları yollar ile yangını önlemişler. Eğer ki bu olmasaydı sahilde birçok evin yanması muhtemeldi.

Sonra sahilde yanan iki katlı evin önüne geldi. Gece bu evin yanan görüntüsü paylaşılmıştı. Ev harabeye dönmüş. Evin bahçesinde bulunan asmada üzümler adeta kavrulmuştu.

Burada gözlemlediğim bu sahilde yaşayan vatandaşlar maalesef kuruyan otlar konusunda hiçbir çalışma yapmamışlar. Yani orada sadece bir evin zarar görmesi yangın ekiplerinin olağanüstü çalışmaları ile açıklanabilir ancak.

Bir evin önünde de 5 tane 20 kglık dolu bidon hazır tutulmuş. Ama bu sahilde yaşayanlar mutlaka kuru otlar konusunda bir çalışma yapmalı.

Oradan yakındaki çay bahçesine geçtik. Çay bahçesi gece boyunca yoğun bir kül yağmuruna uğramış. Masaların üstünün kapkara olduğunu söyledi ve temizlik için epey uğraştıklarını dile getirdi.

Biz orada çayımızı yudumlarken Edirne Valisi Yunus Sezer ve Enez Belediye Başkanı Özkan Günenç yanındakilerle birlikte yanan evin önüne geldiler. Vatandaşlarla görüştüler. Bu arada Vali Sezer, yanan alan miktarının 7 bin dekarın üzerinde olduğunu ve yangından 9 evin hasar gördüğünü söyledi. Vali Sezer ve yanındakiler çay bahçesinde vatandaşlar da görüştükten sonra oradan ayrıldı.

Daha sonra İyi Parti Milletvekili Mehmet Akalın ve Enez teşkilatı da çay bahçesine geldi.

Akalın da gördüğü manzaran ötürü üzgün olduğunu ifade etti. Akalın yangının etkilediği alanlardaki vatandaşları ziyaret ederek bilgi aldı.

Bu arada yangın sonrası bölgede yapılacak ağaçlama konusunda vatandaşlar bölgeye uygun ve yangına hassas olmayan ağaç türlerinin dikilmesini istiyorlar. Bölgenin ağaç sisteminin meşe üzerine kurulu olduğunu söylüyorlar.

Bizde yangın alanlarında en az zarar gören ağaç türünün meşe olduğunu gözlemledik

Muhabir: NECDET UYBAŞ