AYGÜL KONAR Tarımsal üretimde para kazanmanın çarelerinden birinin girdi maliyetlerini azaltmak olduğunu ifade eden Erkin, bölgemizde çeltik tarımında ihtiyaçtan fazla su kullanıldığını, pompa verimlerinin yanında su yönetiminin de iyi yapılmaması sonucuyla ton başına suyun pompaj elektrik maliyetinin yüksek olduğunu söyledi. Erkin, açıklamasının devamında Meriç Nehri kenarında yapılan kum temizleme çalışmaları hakkında da konuştu. “ÇELTİK SULAMALARINDA ELEKTRİK MALİYETLERİ GİDEREK ARTIYOR” Halen 40 yaşından fazla çok sayıda pompa kullanıldığını, pompa teknolojisine uygun olmayan şekilde saçtan kıvrılarak üretilen basit pompaların tükettiği elektrik maliyetinin de yüksek olduğunu belirten Hüseyin Erkin,“Çeltik sulamalarında elektrik maliyetleri giderek artıyor. Lakin bu sıkıntıya rağmen verimsiz pompaların kullanımı da devam ediyor. Geçen yıl sulamada kullanılan 482 milyon kwh enerjinin verimsiz pompa kayıplarından dolayı parasal kaybı 110 milyondan fazladır. Artık pompa verimlerinde binde bir kayıplara bile müsaade edilmezken, maalesef sulamada bu konuya dikkat edilmiyor. Tarımsal üretimde para kazanmanın çarelerinden biri de girdi maliyetlerini azaltmaktır. Maalesef bölgemizde çeltik tarımında ihtiyaçtan fazla su kullanılmaktadır. Pompa verimlerinin yanında su yönetiminin de iyi yapılmaması sonucunda ton başına suyun pompaj elektrik maliyeti de yüksek olmaktadır. Her yıl üst üste çeltik ekimi ve fazla su kullanmak fazla ilaç ve gübre demektir. Buda toprağı toksik yaparak çoraklaştırmaktadır. Bunun sonucu giderek verim düşecektir. Halen 40 yaşından fazla çok sayıda pompa kullanılmakta hatta pompa teknolojisine uygun olmayan şekilde saçtan kıvrılarak üretilen basit pompaların kullanıldığı söylenmektedir. Ne yazık ki bu pompaların tükettiği elektrik maliyeti yüksektir. İthal ettiğimiz enerjiyi ne kadar verimli kullanırsak hem kişisel hem de ülke ekonomisi için çok önemlidir” ifadelerine dikkat çekti. “ÇED AŞAMASI İLAN EDİLEN PROJENİN YAPILMASI MEVZUAT AÇISINDAN DOĞRU DEĞİLDİR” Edirne merkezde Meriç Nehri kenarında plansız ve projesiz kurulan kum madenciliği tesisinin, kapasitesi arttırılarak 3 adet beton santralı ve prefabrik yapı elemanları tesisinin kurulmasıyla, ÇED süreci ilan edildiğini belirten Erkin, “Kum Çakıl Ocağı Kapasite Artışı, Kırma Eleme Yıkama Tesisi, Beton Santrali ve Prefabrik Yapı Elemanları Üretimi projesi'' ÇED sürecinde kamuoyu tarafından izlenmektedir. Meriç kenarında plansız ve projesiz kurulan kum madenciliği tesisi, kapasitesi arttırılarak 3 adet beton santralı ve prefabrik yapı elemanları tesisi kurulması, ÇED süreci ilan edilmiştir. 15 yıldan beri kum madenciliği yapılan bu alan için maalesef nehir hidroliğine göre bir model çalışması yapılmamış ve gelişigüzel bir tesis yapılarak işletilmektedir. Nehrin hidrodinamik ve jeomorfolojik şartlarının korunması akarsu rejimleri ve su yönetimi açısından önemlidir. DSİ’nin Meriç kıyı tahkimi projesi kapsamında ‘Arda ve Meriç Nehirlerinin birleştiği noktadan sonra bypass kanalı hemen mansabında kum çökertim havuzu planlanmıştır.’ Bunun uygulama projesi yapılmadan ve DSİ’nin Meriç Nehri akım rejimi kontrol ve su yönetimi görüşleri alınmadan, ÇED aşaması ilan edilen projenin yapılması mevzuat açısından doğru değildir. Meriç ve Arda Nehirleri hem sınır aşan hem de sınır teşkil eden akarsular olduğu için bu konuyla ilgili mevzuat da göz ardı edilmemelidir. Diğer önemli bir konuda nehir yatağından kum çıkarılıp değerlendirilmesi, mevzuat açısından DSİ, Milli emlak ve İl Özel İdaresi gibi kurumların ortak çalışması ile oluşacak bir karar ve proje sonrasında ihale edilmelidir. Bu konuyla ilgili kamuoyu da bilgilendirilmelidir. Meriç nehri Karaağaç – Bosnaköy bölgesi 12 km’lik alan içinde yılda ortalama 1600 000 m3 kum birikeceği hesaplanmakta olup, bu bölümde yatakta 100 milyon m3 den fazla kum biriktiği hesaplanmaktadır. Sadece kum madenciliği yapan firmaya bu işin bırakılması yerine, 12 km’lik nehir alanındaki kumunun temizlenip değerlendirilmesi amaçlı bir projenin yapılması hem nehir rejimine hem de Edirne ekonomisine katkı sağlayacaktır” diye konuştu.