Gülgün açıklamasında şu ifadeleri kullandı: "Bugün '8 Nisan Dünya Romanlar Günü'. 2. Dünya Savaşında faşistler ve Naziler tarafından büyük bir soykırıma uğrayan Romanları anıyor ve hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz. O yıllardan beri, Türkiye dâhil dünyanın dört bir yanında ayrımcılık, ötekileştirme, aşağılanma, baskı ve şiddete maruz kalarak, yoksulluk, işsizlik, yersiz ve yurtsuzluk gibi en ağır ve gayri insani şartlarda yaşama tutunmaya çalışan bütün Romanlara dayanışma duygularımızı iletiyoruz. 8 Nisan, bir yandan Çingene halkının acılarını anmak, bir yandan da dünyanın birçok ülkesinde halen Çingenelere yönelik yapılan ırkçılık, ayrımcılık ve ön yargılara karşı mücadele etmek için bir çağrıdır. Romanlar bugün Türkiye’nin en düşük eğitimli, işsizliğin en yüksek ve yoksulluğun ise had safhada olduğu, köşeye atılıp kaderine terkedilmiş topluluğudur. Romanlar, ayrımcılık ve ön yargıların yarattığı mağduriyetlerini dile getirmek; eğitim, istihdam, sağlık ve barınma gibi en temel haklarıyla ilgi sorunlarını ve dertlerini anlatmak için dahi ilgili kurumların kapılarından içeri giremiyorlar. Nefret suçları yasası çıktı ama romanlar ve azınlıklar bu yasadaki hükümlerin yetersizliği yüzünden halen mağdur ediliyor ve kimliklerinden dolayı ayrımcılığa ve ötekileştirmeye uğruyorlar. Roman çocukları eğitim olanaklarından eşit olarak faydalanamıyor. Eğitim haklarından mahrum olan çocuklardan mesleki eğitim olanakları da esirgeniyor. Romanlar istihdam ve iş olanaklarından yoksun bırakılıyor. Konaklama ve barınma, hem gezici olanlar, hem de olmayanlar için aynı ölçüde ağır bir sorun olmaya devam ediyor. Bu durum romanların sağlık haklarından eşit şekilde yararlanmalarının da önüne geçiyor. Başta İstanbul'da olmak üzere tarihi roman mahallelerinin kentsel dönüşüm adıyla rant amaçlı talana neden olduğu, yüzyıllardır oralarda kendi mahalli kültür ve gelenekleriyle yaşayan bu yurttaşların, kibrit kutusu dairelerde yaşamaya sürgün edildikleri görülüyor. Bu duruma son verilmelidir. Eğer bir kentsel rehabilitasyon yapılacaksa da yerinde yapılmalıdır. Kendi sorunlarının mücadelesini vermek üzere son yıllarda örgütlenen Romanlar; eşit yurttaş olmak, saygı görmek, ayrımcılık ve aşağılanmanın sona ermesi, siyasete katılımları için kanalların açılması, eğitim ve iş gibi olanakların kendilerine eşit sağlanması gibi hususlarda etkin mücadele yürütmeye başladılar.

Roman gençleri olarak, bu mücadelenin her aşamasında  birlik ve dayanışma içindeyiz. Romanların bütün yaşam ve varoluş haklarının eşit düzeyde gerçekleşmesi doğrultusunda çabamızı sürdüreceğiz."