Vatandaş isyanda: “Konforlu sessizlik, Keşanlıları zehirliyor!”
MEHMET AYTAÇ
Sorumlular da siyasiler de sessizlik içindeyken Keşan halkı her geçen gün hava kirliliği nedeniyle zehirlenmeye devam ediyor.
Keşan Kaymakamlığı, Keşan Belediyesi ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü yetkililerinden hava kirliliği konusunda kesin çözüm bekleyen Keşan halkı; “Bu işi çözmesi gereken yetkililer sessiz. Bu işin üstüne gitmesi gereken ve vatandaşın sesi olmasını beklediğimiz iktidar ve muhalefetin siyasi temsilcileri sessiz. Keşan halkı bu kadar sahipsiz mi? Keşan kaderine mi terkedildi?” diye soruyor.
Keşan halkı şehirde yaşanan hava kirliliğine isyan ediyor. Keşanlılar, sonbahar aylarında anız yangınları nedeniyle yaşamaya başladıkları hava kirliliğinin, kış aylarında ise kalorifer ve soba kaynaklı olarak daha artmasına ve sorunun giderek büyümesine tepki gösteriyor. Gazetemize ulaşan çok sayıda vatandaşın ortak görüşü, Keşan’ın Türkiye’nin en kirli havasına sebep olan sorunların tespit edilip çözülmesi yönünde.
Keşan’da yaşanan hava kirliliği artık “ölçüm sonucu” olmaktan çıktı, toplumsal bir sağlık krizine dönüştü. Dünya Hava Kalitesi Endeksi’nin son verileri, gerçeği tüm çıplaklığıyla ortaya koydu: Türkiye’de PM 2.5 partikül madde kirliliğinin en yüksek ölçüldüğü yer Keşan oldu. Ölçülen 158’lik değer, İstanbul, İzmir, Hatay gibi büyük ve sanayileşmiş merkezleri dahi geride bıraktı.
Bu tablo, Keşanlıların aylardır, hatta yıllardır dile getirdiği “nefes alamıyoruz” feryadının resmi belgesi haline geldi.
KEŞAN’DA HAVA KRİTİK, SAĞLIK TEHLİKEDE
Bu kirlilik değerleri artık bir istatistik değil; çocukların ciğerlerine dolan zehir, yaşlıların kalbine yük, astım hastalarının nefes darlığı, sabaha kadar süren öksürük nöbetleri demek. Uzmanların açıkça uyardığı üzere, bu partiküller doğrudan akciğerlere ulaşıyor, kana karışıyor ve kalp-damar hastalıklarından kansere kadar pek çok ciddi rahatsızlığın önünü açıyor.
İstanbul Kadıköy’de 120, İzmir Konak’ta 123, Hatay İskenderun’da 155 olarak ölçülen “sağlıksız” seviyeler bile Keşan’ın gerisinde kalırken, Keşan’ın bu konuda zirvede olması halkı hem üzüyor, hem tedirgin ediyor.
VATANDAŞ SORUYOR: BU KİRLİLİĞİN SORUMLUSU KİM?
Keşanlılar artık haklı olarak soruyor: “Bu kirlilik neden her yıl artıyor? Denetimler neden yetersiz? Hangi kaynaklar bu havayı kirletiyor ve neden açıklanmıyor? Çocuklarımız zehir solurken hangi kurum ne yapıyor?”
Vatandaşlar, sabah ve akşam penceresini açtığında ağır bir koku, boğazda yanma ve gözlerde sızı hissettiklerini söylüyor. Açık havada yürüyüş yapmak, çocukları parka çıkarmak lüks hâline gelmiş durumda. Keşan’da temiz hava, artık ayrıcalık haline geldi.
KAMU KURUMLARINA VE SİYASİLERE AÇIK ÇAĞRI: “GÖREVİNİZİ YAPIN”
Keşanlılar, gazetemiz aracılığıyla yetkililere seslenerek; “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü, İl ve İlçe Sağlık Müdürlüğü, Keşan Kaymakamlığı, Keşan Belediyesi ve ilgili tüm kamu kurumlarına açık çağrımızdır. Bu tabloyu görmezden gelmek, halk sağlığını hiçe saymaktır. Keşan’da hava kirliliğinin kaynağı derhal açıklanmalı, ölçümler şeffaf biçimde kamuoyuyla paylaşılmalı, denetimler artırılmalı ve kalıcı önlemler acilen hayata geçirilmelidir. Bu kentte yaşayan insanlar denek değil, vatandaştır.
Keşan, kirliliğe, denetimsizliğe ve ihmale teslim edilemez. Keşan zehir soluyor.
Ve artık bu duruma sessiz kalmanın da, görmezden gelmenin de hiçbir mazereti yok. Bu sorular bugün Keşan’da her vicdanlı vatandaşın sorması gereken sorulardır. Ve ne yazık ki yanıtlar da en az hava kadar kirli.”
SİYASİ PARTİLER NEDEN SESSİZ?
Vatandaşlar, öte yandan Keşan’daki siyasi partilerin de bu konuda tepki göstermesi gerektiğine dikkat çekti. Vatandaşlar, “Tüm siyasiler birkaç oy uğruna sessiz kalıyor, bu iş sağ-sol meselesi değil. Kimi neden koruyorsunuz? Keşan’da hava kirliliği Türkiye zirvesine çıkmışken, siyasi ilçe başkanlarının sessizliği kabul edilebilir değildir. Çevre, sağlık ve yaşam hakkı gibi siyaset üstü bir konuda bile açıklama yapmayan, kamuoyu baskısı oluşturmayan siyasi partiler, bu sessizlikle dolaylı bir sorumluluk üstlenmektedir. İktidarıyla, muhalefetiyle, basın açıklaması yok, meclis gündemi yok, kurumlara açık çağrı yok. Bu tablo, “halk sağlığı” değil, konforlu suskunluk tercih edildiğini gösteriyor. Oysa siyaset, tam da bu anlarda konuşmak, hesap sormak ve harekete geçirmek için vardır” dediler.
DOĞALGAZA GEÇMEYEN APARTMANLAR VE İŞYERLERİ DENETLENİYOR MU? KÖMÜRLER VE MADEN ŞİRKETLERİ DENETLENİYOR MU?
Vatandaşlar, Keşan’daki hava kirliliğinin en önemli kaynaklarının, kalitesiz kömür kullanımı, denetimsizlik ve doğalgaza geçmeyen apartmanlar, eski tip kömür sobaları ve denetimsiz işyerleri olduğunu ifade ettiler.
Vatandaşlar soruyor; “Keşan’da neden halen bazı apartmanlar ve iş yerlerinde kalorifer kullanılıyor? Buralara alınan kömürler ve bu kömürleri satan şirketler denetleniyor mu? Hangi apartmanlar ve işletmeler doğalgaz kullanmıyor? Eğer denetim yapılıyorsa, sonuçları neden kamuoyuyla paylaşılmıyor? Vatandaş doğalgaz faturası öderken, yan binanın kömür dumanını solumak zorunda kalıyorsa; burada yalnızca bireysel değil, kamusal bir adaletsizlik yok mudur? Bazı bölgelerde yapılan kömür yardımları standartlara uygun mudur?”
SESSİZLİK DE BİR TERCİHTİR
Vatandaşlar, tepkilerini şu şekilde sonlandırdı: “Unutulmamalıdır ki; konuşmayan siyaset, denetlemeyen kurum, açıklama yapmayan yetkili, bu kirliliğin ve Keşan halkının sinsice zehirlenmesine onay vermiş olur. Keşan’da mesele artık “hava kirliliği var mı?” sorusu değil,
“Bu kirliliğe neden göz yumuluyor?” sorusudur. Keşan halkı cevap bekliyor. “Sessizlikle değil, eylemle.”