HÜSEYİN ÜNSAL YÜCEL

Keşan Kent Konseyi Kadın Meclisi organizasyonunda, Keşan Belediyesi, bazı siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının da destek verdiği yürüyüş, dün saat 12.00’de Hastane Caddesi üzerindeki Şehitlik Parkı önünden başladı. Yürüyüşe, Keşan Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu, Mustafa Kemal Paşa Mahallesi Muhtarı Bayram Ali Kalfalar ve bazı siyasi parti temsilcileri de katıldı.

Kadınlar, ellerinde taşıdıkları pankart ve dövizlerle, sloganlar atarak Cumhuriyet Meydanı’na yürüdü. Kadınlar, geçtikleri cadde ve sokaklarda vatandaşlar tarafından alkışlarla desteklendi.

Cumhuriyet Meydanı’nda bulunan Atatürk Anıtı önünde Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Saliha Kafalı, grup adına basın açıklamasını okudu.

Saliha Kafalı, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslar Arası Mücadele Günü’nde kadınlar olarak, dünyanın dört bir tarafında, yaşamlarının her alanında karşılaştıkları ayrımcılık, sömürü, cinsiyet eşitsizliği, ev içi şiddet ve toplumsal şiddete dikkat çekmek amacıyla mücadele ve dayanışma ruhuyla, şiddetin önlenmesi için ilgili kurum ve kuruluşları görevlerini yapmaya ve yasaları uygulamaya davet etti.

ŞİDDETE TOK, SEVGİYE AÇIZ

İstanbul Sözleşmesi’nden Anayasaya aykırı bir şekilde çekinilmesi, uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış olan kadın haklarına yönelik kazanımların bir bir ortadan kaldırılması, laik ve bilimsel eğitimden uzaklaşılması, toplumsal cinsiyet eşitliğine aykırı açıklamaların desteklenmesi, toplusal cinsiyet konu ve derslerinin müfredattan çıkarılmasının kadınları özgür yurttaşlar olarak görmeyen anlayışların ürünü olduğunu ifade eden Kafalı, “Bizleri sosyal ve toplumsal yaşamdan soyutlamaya, evlere kapatmaya çalışan kara bir kabus gibi üzerimize çöken tüm baskı ve şiddetlerin anası bu anlayıştır. Oysa herkes biliyor ki biz hayatı var edenleriz. Anayız, doğuran ve çoğaltanız. Şiddete tok, sevgiye açız. Kadınları özgür olmayan toplumların 21. yüzyılda hala Ortaçağ’ın karanlıklarında hayat sürdükleri ve insanlığı nasıl kana buladıkları görülmektedir. Aylardır İran’da Molla rejimine başkaldıran ve direnen bacılarımızın mücadelelerini destekliyor ve dayanışma ruhuyla onları selamlıyoruz” dedi.

HAKLARIMIZ İÇİN DİRENMEYE, ORTAK GELECEKLERİMİZ İÇİN ÖRGÜTLENMEYE DEVAM EDECEĞİZ

Dünya genelinde pandemi ve ekonomik krizin etkisiyle kadınların maruz bırakıldığı eşitsizlik ve haksızlıkların günden güne arttığını dile getiren Kafalı, “Biz kadınlar en çok en yakınlarımızdaki erkekler tarafından şiddet görüyor ve öldürülüyoruz. Türlü bahanelerle ilk işten çıkarılan, eğitim hayatından ilk koparılan bizler oluyoruz. Kadınlar olarak tüm bu zorluklara rağmen eşit ve özgür yaşamak için mücadeleden geri durmadık, durmayacağız da. Dünyanın her yerinde ve bu topraklarda meydanları doldurmaya haklarımız için direnmeye, ortak geleceklerimiz için örgütlenmeye devam edeceğiz. Bu koşullarda, İstanbul Sözleşmesinden de 6284 Sayılı Kanun ile bizlere tanınmış olan haklarımızdan da vazgeçmiyoruz. Bugün yaşanmakta olan ekonomik krizden en fazla etkilenen ve yaşamı dayanılmaz hale gelen biz kadınlarız. Bu 25 Kasımda da bir kez daha sesleniyoruz, kadın cinayetlerini ve kadına yönelik her türlü şiddeti durdurmak, şüpheli kadın ölümlerindeki gerçeği açığa çıkarmak için, yeterli sayıda sığınakların, cinsel şiddet kriz merkezlerinin kurulması için, 6284 sayılı kanunun ve kazanılmış haklarımızın etkin uygulanmasını sağlamak, daha birçok hakkımızı kazanmak için, İstanbul Sözleşmesi’ni uygulatmak için, bakım, temizlik, yemek gibi hizmetlere bütçe ayrılmasını, bunların kamusal olarak düzenlenmesini sağlamak için, tüm yaşam alanlarında ve işyerlerinde ücretsiz kreşlerin açılması için, iş yerlerinde taciz, mobbing ve baskının son bulması, sendikalaşma ve örgütlenme hakkına sahip çıkmak için, gerici politikaların karşısında laiklik için, fiili ‘kürtaj yasaklarını’ kaldırmak için, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliklerine karşı her türlü ayrımcılığı sonlandırmak için, patronları ve onların siyasi temsilcilerini, şiddet uygulayan erkekleri kollayanları yenmek için, kadınların istihdama katılımı önündeki tüm engelleri kaldırmak için, kadınların kendi hayatlarına dair kararları şiddetsiz, özgürce alabilmesi ve sömürüyü ortadan kaldırarak eşitçe yaşayabilmesi için hep beraber mücadele ediyor ve etmeye devam edeceğiz. Eşit, özgür, şiddetsiz ve sömürüsüz başka bir ülke, başka bir dünya mümkündür” diye konuştu.

Program, basın açıklamasının ardından sona erdi.