Anne kayınvalidemle konuştun mu? Kaç bilezik takıcak? Yoksa, Anne bu sınavı geçebilecek miyim? Sorusu mu olacak.

Dünyanın yüz yıllardan beri geri kalmış zihniyetleri ne yazık ki halen devam ediyor. Türkiye’de de büyük sorunlardan haline gelen küçük gelinler var.

Batısından doğusuna güneyinden kuzeyine hiçbir farkı olmayan berdel, yanlış gebelik, aile baskısı ziyade sizin ‘tabirinizle yaptılar bir cahillik sevdiler birbirilerini’ diyerek kendilerini kurban edip hayatlarının en büyük hatasını gelinlik özentisiyle, zorla baskıdan kaçarak evlenmeyi kurtuluş görerek resmen ölümün eşiğine davetiye çıkarılan örgülü saçlardan bahsediyorum.

Bu konuda hiç kimsenin yabancılık çekmediğini herkesin bir aşinalığı var olduğunu biliyorum. Bir insanın başına ne gelirse gelsin, ailenin yeterince eğitilmemesinden, aile baskısından gelenek örf baskısından, çevre arkadaş ortamından ve hayatının aşkını bulduğunu sanıp kör aşık olmasından geliyor. Gelenek göreneklermize tabii ki bağlıyız ama hayatımızın bu zihniyetle asla kıyaslanmayacak şekilde yanlış peri masallarına kanılmasına toplum olarak izin vermemeliyiz

Meslek sahibi olmaya engel olarak esas meslek evde temizlik yaparak yemek öğrenerek hizmet etmek değil. Bazı çok bilmiş büyüklerimizin ‘ailemizin koca evine gittiğinde ne yapcan kız?’ diyerek hayatın bundan ibaret görüldüğünü çok büyük marifetmiş gibi kül kedilik karşısında üç tane bilezik bir koltuk takımının mutluluk vermediğinin, dünyanın en şahşali zenginlik abidesi gururuymuş gibi ekonomik özgürlüklerini unutup ‘memnunum vallahi kocam çalışıyor ben yiyorum’ aptallık havası, iki makyaj yapmasına izin verilmiş , düğünde dans ederken bilezikleri gösteriş yapıp ‘rahatım vallahi’ çizgisi ne zaman kabul edildi? Veya berdel yapıp abisi evlenebilsin diye kurbanlık koyun edilen hayaller hedefler ne zaman satıldı? Ailesinin ekonomik durumu kötü diye yaşlı bir zengine kızını kapaklayan aile bu kurnazlığı çevresine haklıyım gösterimi ne zaman kabul edild? Cahillikle kalem kırılmışlığın sesini umutla okutulan okuyan kızlarımız yer alsın artık.

Az evvel dedim ya çevre, arkadaşlıktan gelir diye. Daha 14 yaşında genç kız oldun diye dünyayı mı keşfediyorsun? Bir erkekle konuşup ‘aman aşık oldum ben. Buldum hayatımın aşkını, benim o’ deyip çantayı sırtından atıp ayna karşısında boyanmak, aşk değil. Hayatın renklerini siyaha çevirmektir. ‘Aman boşver kızım okulu’ diyen o ortam da düğünün en temel ders dedikodusu olup boş hayallere inanıp hayaller kurmak değil . ‘Ay akşam gördün mü gelin prenses gibiydi kanka’ hangi kuaföre gitti acaba, kıyafetlerini nerden kiraladı? Konuşulup bomboş bir yaşama yalan prensesliğe rakip çıkılmış yalan yılların vermis olduğu özenti var. Sadece keşkelerin başta hissedilmemesi sonra da keşke okusaydım pişmanlığın çevrenize bakarak yaşatmayın yaşamayın kendinize ve gelecekti ki evladınıza.

Prensesliğin 4 gecelik düğünden 2 saç yapılmış devasa abartı düğünden ibaret olmadığını sahte aşk meyvesine hamile kalınmak değil. Gerçek bir prenseslik sonuna kadar elindeki kalemi kırmayacak özgür yaşamını inşaa edecek bir prensesliktir.

Eğitim sağlık en önemlisi de sosyal halklarından mahrum kalmış çocuk yaşında kadın olmuş psikoljik olarak yanlış bir anne olup ağır hasarlara yol açılan kızlarmızı maalsef ki bu masaldan uyandırıp gerçeği anlatıp, önlemler alıp engel olmalıyız.

‘18 yaşında evde kaldın sen’ dışlanmasının yanlış olduğunun ailemize çevremize haykırmalıyız.

Açıkçası bu konuya o kadar kızgınım ki tüm samimiyetimle söylüyorum. Baba evinde prenses olamadıysan koca evinde hizmetçi olursun. Kadın olarak günümüz gücümüzün farkını keşfet elinden kalem alınıyorsa izin verme. Kimi zaman beyaz gelinlik bir toprak acısının tarifsiz pişmanlığı olabiliyor...

Evlenmenin tabiki de bir yaşı bir zamanı var. Lakin vitrindeki abartılı abiyelere, kuyumculardaki altınlara evdeki yemeğin memnuniyeti değil.

Hayat bir rahimden tek kişilik çıkıp toprağa tek kişilik girmektir. Güzel hayaller kurup geleceğini inşaa etmeden öormeden hayallere kanmayın. Zira dedim ya gösterişli bir gelinlik kefeniniz kaleminiz ise gerçek bir prenses olduğunu asla unutmayın .

Bu dünyada daima kendi kaleminizle atınızla prenses olunduğunuzu unutmayın. Kadın ne isterse yapar

Tıpkı Tomris hatunun Pers kralını cesurca fethettigi gibi..

YETİŞKİN, GİZEM, MENEKŞE.