ERDOĞAN DEMİR

Keşan Kent Konseyi Başkanı Dr. Uğur Özdağlı, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü nedeniyle yazılı bir açıklama yayınladı.

Özdağlı’nın açıklaması şöyle;

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre bugün dünyada yaklaşık 1,3 milyar engelli birey yaşıyor. Bu, dünya nüfusunun neredeyse her 6 kişiden 1’inin bir engelle yaşadığı anlamına geliyor. Türkiye’de ise resmi istatistikler ve saha araştırmaları, nüfusun %12’ye yakınının engelli olduğunu gösteriyor. Yani ülkemizde 8 milyondan fazla vatandaş, hayatını fiziksel, zihinsel, duyusal veya kronik sağlık sorunlarıyla sürdürüyor.

Bu büyük topluluğun ortak bir talebi var: eşitlik, erişilebilirlik ve görünürlük.

Ne yazık ki Türkiye’de ve dünyada engelli bireylerin karşılaştığı zorlukların önemli bir bölümü hastalık ya da kayıplardan değil, toplumsal ve yapısal engellerden kaynaklanıyor. Engellilik çoğu zaman bireyin bedeninde değil, toplumun bakışında, şehirlerin yapısında ve kurumların eksikliklerinde ortaya çıkıyor.

TOPLUMDAN SOYUTLANAN BİR HAYAT

Engelli bireyler, özellikle gelişmekte olan ülkelerde, hâlâ “evden çıkamayan insanlar” olarak görülüyor. Çünkü sokak merdivenli, kaldırımlar yüksek, rampalar yetersiz, toplu taşıma uygun değil.

Bu yüzden milyonlarca insan:

  • işe gidemiyor,
  • okula ulaşamıyor,
  • kültürel ve sosyal yaşama katılamıyor.

Sonuç olarak engellilik, fiziksel bir durumdan çıkıp toplumsal bir yalnızlığa dönüşüyor.

EVLERE HAPİS OLMAK BİR KADER DEĞİL

Birçok engelli yurttaşımız “istemeden” evine mahkûm oluyor. Çünkü kamusal alanların büyük bölümü erişilebilir değil; fırsatlar, haklar ve sosyal hizmetler herkese eşit ulaşmıyor.

Bu durum yalnızca bireyin değil, toplumun da kaybı. Çünkü engelli bireyler özgürce katılım gösterebildiklerinde; ekonomi güçleniyor, üretim artıyor, toplumsal bağlar derinleşiyor.

İŞ İMKANLARI: KAMU VE ÖZEL SEKTÖRÜN SORUMLULUĞU

Türkiye’de engelli istihdamı zorunluluğu bulunsa da birçok kurum bu hakkı gerçek anlamda desteklemiyor. Engelliler için açılan kadrolar sınırlı, nitelikli pozisyonlar daha da az.

Oysa dünya örnekleri gösteriyor ki:

  • Doğru uyarlanmış iş ortamları,
  • Esnek çalışma modelleri,
  • Mesleki eğitim programları,

engelli bireylerin istihdama güçlü bir şekilde katılmasını sağlıyor.

İş, yalnızca bir gelir kaynağı değildir; bağımsızlık, özgüven ve toplumsal kabul anlamına gelir.

Günlük Yaşam: Ulaşım, Beslenme, Barınma

Engelli bireyler için en temel ihtiyaçlara erişim bile büyük bir mücadeleye dönüşebiliyor:

  • Engelli dostu toplu taşıma araçları hâlâ yetersiz,
  • Kamu binalarında gerçek erişilebilirlik oranı düşük,
  • Barınma ve bakım hizmetleri sınırlı,
  • Yeterli düzeyde sosyal yardım almayan yüzbinlerce insan var.

Bu alanlarda yapılacak düzenlemeler sadece konforu değil, bir vatandaşın yaşam hakkını doğrudan etkiliyor.

KALBİMİZDEKİ GERÇEK: ENGELLİLİK BİR EKSİKLİK DEĞİLDİR

Dünya Engelliler Günü, yalnızca bir farkındalık günü değil; topluma verilmiş bir vicdan çağrısıdır.

3 Aralık Dünya Engelliler Günü etkinlikleri gerçekleştirildi
3 Aralık Dünya Engelliler Günü etkinlikleri gerçekleştirildi
İçeriği Görüntüle

Çünkü engelli bireyler:

  • yaşamın dışında değil,
  • toplumun tam merkezinde,
  • üretimin ve geleceğin doğal bir parçasıdır.

Engellilik; şefkat, merhamet ya da acıma değil, hak, eşitlik ve adalet meselesidir.

Görmezden gelinen her rampa, erişilemeyen her bina, açılmayan her kapı aslında toplumun kendi değerlerine kapattığı bir kapıdır. Bir kişinin dışarıya adım atmasını engelleyen bir basamak, aslında hepimizin omuzuna yüklenen bir sorumluluktur.

Bugün, engelli bireylerin sesine kulak vermek; yarın daha adil, daha kapsayıcı bir Türkiye yaratmanın en önemli adımıdır.”

Muhabir: ERDOĞAN DEMİR