CHP (Cumhuriyet Halk Partisi)’de değişimle birlikte arınma da olması gerektiğini söyleyen Özdilek; “Seçim süreci iyi yönetilemedi. Siyaset makamı, bu koltuklar, illerdeki, belediye başkanlıklarındaki, genel merkezdeki koltuklar, kimsenin malı, mülkü, işyeri, bürosu, ofisi, dükkanı değil. Her kademede önseçim yapılmalı ve iki dönem kuralı gelmeli. Bu adar kötü yönetime rağmen seçimi kazanamıyorsak başarısızız. Bunun da diyetini de ödememiz gerekiyor” dedi. 

MEHMET AYTAÇ

Partinin seçim sonuçlarını “başarısızlık” olarak niteleyen Özdilek, değişim ile birlikte arınmaya ihtiyaç duyulduğunu söyledi. 

“YÜZDE 50’NİN ALTINDA KALMAYI KABUL ETMİYORUM”

CHP Keşan İlçe Lokalinde yönetim kurulu üyeleri, 28. Dönem CHP Edirne Milletvekili Adayı Ufuk Kanışkan, Belediye Meclisi Üyesi Parti Grup Sözcüsü Ferudun Tümer ve partililer ile birlikte düzenlediği basın toplantısında seçim sonuçlarını değerlendiren Özdilek; “İki turlu bir seçim yaşadık. İlk önce kendi özeleştirimizi veya kendi özetimizi vermemiz gerekiyor. Keşan genelinde Cumhuriyet Halk Partisi’ni takip eden partilerin toplamı kadar oy aldık. Yüzde 45.26 oranında pati adına oy çıkardık. Diğer üç partinin (AK Parti, MHP ve İYİ Parti) toplamı yaklaşık yüzde 46 civarında. Bu açıdan bakıldığında başarılı görülüyoruz. Nispi olarak oyumuz arttı. Ama yüzde olarak bir önceki seçime göre bir miktar azaldı. Cumhurbaşkanlığı seçiminde her üç vatandaşımızın ikisinin oyunu aldık. Yine yüksek bir oran olarak gözüküyor ama ülke ve şehir, ilçe bu kadar kötü yönetiliyorken bizim daha fazla oy almamız lazımdı. Bunu da kendi adıma özeleştiri olarak kabul ediyorum. Çünkü parti olarak yüzde 50’nin altında kalmayı ben aslında kabul etmiyorum. Aynı şekilde Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 70’in altında kalmayı aslında başarı olarak görmüyorum. Bu şekilde bakıldığı zamanda Edirne’nin en başarılı ilçesi belki ama yine de bana göre yeterli değil. Ama şu var ki eğer seçim burada yapılsaydı, Keşan, üçüncü sıraya itilmesine rağmen, Cumhuriyet Halk Partisi, üçüncü vekili çıkarıyordu. Ama maalesef ilimizin diğer yerlerinde daha az oy aldığımız için bu sıralama değişti ve Keşan’ımızın Meclis’te temsil edilme şansını kaçırmış olduk. Bunun üzüntüsünü açıkçası çok uzun süre yaşadık. Yine de bu sonuçlara katı veren, tüm Keşan örgütümü, ilçe yönetimimi, belediye meclis üyelerimi, adayımı, komitelerimi, sandıklarda görev yapan arkadaşlarımı, hepsini tebrik ediyorum, hepsine çok teşekkür ediyorum. 600’ün üstündeki arkadaşım, iki seçimde de canla başla görev yaptılar. İlk seçimde gecenin 11-12’sine kadar sandıkları bırakmadılar. İki seçimde de sandıklarımızı boş bırakmadık. Herhangi bir kayıp olmadı. Ne kimsenin bir oyunu gasp ettik, ne de kendi bir tane oyumuzu kimseye kaptırmadık” dedi. 

“OCAK’TA KAZANMAMIZ KESİN GÖRÜNEN SEÇİMİ HATALAR YÜZÜNDEN KAYBETTİK”

Özdilek, şöyle konuştu: “20 küsür yıldır parti üyesi olarak hiçbir zaman partimle ilgili konuları sosyal medyada veya kalabalık ortamlarda konuşmadım. Bu seçimle ilgili medyada veya her yerde Cumhuriyet Halk Partisi’nin yapması gerekenlerle ilgili birçok şey konuşuluyor. Bu seçime özgü ben de bu konunun herkesin içinde konuşulması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bize oy veren yüzde 48 oranındaki vatandaşımızın, umut bağlayan milyonlara hesap vermemiz gerekiyor. Ama partinin her kademesinin bunu yapması gerekiyor. O yüzden bunların konuşulmasında artık bir sakınca görmüyorum. Çünkü artık bütün kanallarda bu konuşuluyor. Bizler konuşmayacağız, kim konuşacak bu konularla ilgili? Ocak ayından itibaren bir süreç başladı biliyorsunuz. Mevcut ilçe başkanımız (Recep Pekcan) aday adaylığı için ayrıldıktan sonra göreve geldik. O dönemdeki örgütlerle yaptığımız görüşmelerde inanılmaz bir motivasyon vardı. Seçim öncesindeki dönemi iyi götüremedik. Seçim öncesindeki süreçte maalesef ilçe örgütlerinin, il örgütlerinin motivasyonu sağlanamadı. Bu konuyla ilgili gerekli adımlar atılamadı. Aksine bizleri işin içine dahil etme süreci yaşandı. Bizlere ilk defa bir genelgeyle bir şey soruldu. Biz de bir sürü aday adayı arkadaşımızla, dostumuzla karşı karşıya kaldık açıkçası. Bu süreç bizi zorladı. Bunu geçirdikten sonra da üstüne üstlük söylediğimiz hiçbir şey de dikkate alınmadı. Ama biz yine de partimiz adına tüm gücümüzle çalıştık. İlçe örgütleri adına en azından bizim önerdiğimiz bir isim listede yer aldı ama bize söz verilen ikinci sıradan, üçe kaydırılarak yapıldı bu. Diğer ilçe örgütleri daha da mutsuz bu konuyla ilgili. Bu bizim bütün örgütlerdeki motivasyonumuzu kırdı. Biz bunun Edirne’ye özgü olduğunu düşünüyorken, yaptığımız toplantılarda ve görüşmelerde baktık ki maalesef Türkiye’nin her yerinde böyle olduğunu gördük. Bu durum açıkçası örgütün çalışma dinamiğini, çalışma isteğini ve şevkini baltaladı. Ama sağ olsun adayımız (Ufuk Kanışkan) çok gayret gösterdi, teşekkür ediyorum kendisine. Biz burada en azından Keşan üzerinde toparladık. Ama maalesef Ocak başında kazanmamız kesin olan bir seçimi bu önemli hatalardan bir tanesi buydu, bununla birlikte kaybettik.”

“BU MAKAMLAR KİMSENİN MALI VE DÜKKANI DEĞİL”

Özdilek, şu şekilde devam etti: “Seçim sürecini birinci tur ile ikinci tur arasında iyi yönetemedik. Bunu bütün Türkiye için çok rahat söyleyebilirim. Bir propaganda şekli ve şemali belirmedi. Karşı tarafta kara bir propaganda vardı. Yalan ve iftiralara dayalı bir propagandaya karşı bir defans ve karşı müdahale yapamadık. Sadece ikinci tura son beş gün kala bir aksiyon yaşadık. Ona da zaman yetmedi açıkçası. Ama o beş günde de iki-üç puan oyumuzun yükseldiğini gördük. Bu daha önce yapılmalıydı. Bunu daha önceden göre yetisine sahip üst düzey yöneticilerimizin olduğunu düşünüyorum. Bu da iyi yönetilmedi. Sonuç ne olursa olsun ben iyi niyetlerinden şüphe etmiyorum, genel başkanımızın da. Süreç tamamlandıktan sonra da yapılması gereken bir şey var. Siyaset böyledir. Siyaset makamı, bu koltuklar, illerdeki, belediye başkanlıklarındaki, genel merkezdeki otluklar, kimsenin malı, mülkü, işyeri, bürosu, ofisi, dükkanı değil. Birçok Cumhuriyet Halk Parti’liyi tenzih ediyorum, çoğu canı gönülden oralarda görev yapıyor ama maalesef bazı genel merkez ziyaretlerinde olsun bazı turlarda olsun bu makamların, bazı büyüklerimiz tarafından kendi ofisleriymiş gibi kullanıldığını gördük. Bu bizim partimizde olmaması gereken bir şey. Benim milletvekili veya belediye başkan adayım, sabahtan akşama kadar sırtından ter akıtan adayım, genel merkeze gittiği zaman orada ayağa kalkarak karşılanmalı. Kapıda saatlerce bekletilmemeli. Bizler bir şeye ihtiyacımız olduğu zaman, telefon açtığımızda karşımızda muhatap bulmamız gerekiyor. O an telefon açılamasa bile sonradan dönülmesi gerekiyor. Biz bu partinin hiçbir şey beklemeyen, karşılık beklemeyen, emekçileriyiz. Hiçbir beklentimiz yok ki. Burada, sahada çalışıyoruz. İşimizden, eşimizden, dostumuzda, ailemizden zaman ayırarak bu işe emek veriyoruz. Bunların karşılığı bu olmamalı.” 

“HER KADEMEDE ÖN SEÇİM VE İKİ DÖNEM KURALI ŞART”

Partide eğişim süreciyle ilgili önerilerini de sunan Özdilek; “Seçim sürecinin tamamlanmasıyla birlikte çok kuvvetli bir değişim ve buna yönelik istekler başladı. Bununla ilgili benim şahsi düşüncem, sadece değişimin yeterli olacağını düşünmüyorum. Arınma da olmalı. Değişme de genel başkanın değişmesi değil. Bir önerimi kamuoyu önünde sunmak istiyorum. İki dönem kuralını isteyeceğim kendi adıma. Her kademede önseçim yapmamız şart. İki dönemden fazla kimse görev yapmamalı. Dikine yükselme olabilir. Yani bir ilçe başkanı iki dönem yaptıktan sonra bir belediye başkan adayı olabilir. Ama bir ilçe başkanı iki dönem görev yaptıktan sonra bir şey olmuyorsa il genele bari aday olayım dememeli. Bunların önüne geçmeliyiz. Bir milletvekili iki dönem yaptıktan sonra ben ilçe başkanı olayım tekrar diyememeli. Etrafınıza bir bakın en iyi banka müdürü bile 5 yıldan fazla görev yapmıyor. Yerel yönetimin bizde olduğu yerlerde belediye çalışanları ve yakın akrabaları oy kullanmamalı. Belediye çalışanları kusura bakmasın ama bu hem onlar için iyi bir kara olur. O zaman yerel yönetimlerin vesayeti o örgütün üstüne çöküyor. Bu bütün Türkiye’de böyle. Örgütün her kademesinde hesap veren bir üst yönetim olması lazım.”

“PARTİ DANIŞMA KURULUNU 4 YILDA SADECE 1 KEZ YAPABİLDİK”

Özdilek, şöyle devam etti: “4 yıldan beri görevdeyiz. Bir kere danışma kurulu yapabildik. Danışma Kurulu toplantıları bize üst taraftan geliyor, biz kendi kendimize yapamıyoruz. Bir tane yapabildik. Bunun altı yada üç ayda bir yapılması gerekiyor. Bizim hesap vermemiz gerekiyor, üyelerin bize hesap sorması gerekiyor. Aynı şekilde bizim de üst yönetimlere hesap sorabilmemiz gerekiyor ama bunlar yapılmadı. Parti içi eğitim konusunu da kaç defa dile getirdik. Sahada çalışacak arkadaşlarımızın, ne anlatacağını bilen, partinin kurallarına hakim partililerimizi yetiştirmezi gerekiyor. Bu konuya önem vermemiz gerekiyor. Ve tabiî ki arınma. Arınma da kasıt şu. Partiyi, partideki makamları kendisinin dükkanı, işyeri gibi gören partili büyüklerimizin artık bir kenara çekilmesi gerekiyor. Bunun için bütün üyelerin elinden geleni yapması gerekiyor. Bunu başaramazsak, hiçbir şeyi başaramayız. Bunu bir felsefe olarak almamız gerekiyor. Yerelde ve genelde, kendisi bir şey olmadı diye partinin bir şey olmadığını zanneden bir sürü partilimiz var. Edirne merkezde de var, Tekirdağ’da var. Ben Tekirdağ’a da çok sık gidiyorum. Orada rakip partili adına çalışan partililer var. Tabi bunu ispat edemiyorsunuz ama bu duyuluyor. Bu arkadaşlardan arınmamız gerekiyor, izin vermememiz gerekiyor parti olarak. Ben diyen zihniyetten bir an önce kurtulmamız gerekiyor. Biz de görev süremizin 4. yılındayız. Pandemiden dolayı uzadı. Zor bir süreçti bu. Bir an önce değişim ve yenilenme için de hemen ivedilikle ilçe kongrelerimizi yapacağız. Bize verilen sürenin başlangıcıyla beraber ilçe kongremizi yapacağız ki seçilecek olan arkadaşımız, yerel seçimlere hazırlanmak için daha fazla zamanı olsun. Nasıl ki genel seçimleri erkene aldılar, yerel seçimleri de sürpriz bir kararla erkene alabilirler. Böyle bir ihtimal de söz konusu. Muhtemelen uzun bir zamandan sonra kendi içimizde çekişmeden bir seçime gideceğiz. Kuvvetle muhtemel tek liste halinde delege listelerimizi yapacağız. İlçe başkanı olacak arkadaşımızın özgürce çalışabileceği yönetim kurulu üyelerini seçecek. Oldukça güzel bir başlangıç olacak onun için de.”

“BU KADAR KÖTÜ YÖNETİME RAĞMEN SEÇİM KAYBETMEK BAŞARISIZLIKTIR”

Özdilek şöyle konuştu: “Değişimin ve yenilenmenin önünü açmak istiyoruz. Böyle bir çabamız var. Niçin değişim istiyoruz? Cumhuriyet tarihinin en kötü son 5 yılını yaşadık ekonomik anlamda. Dolar son beş yılda 6 kat artmış. Bu tamamen yanlış para ve maliye politikası ile alakalı bir sistemdi. Bunun yarattığı yıkım, şu an yaşadığımız enflasyondur. Bugün enflasyon yüzde 38 olarak açıklandı. Neredeyse yüzde 38 enflasyon, biz gidip orada yaşamaya razıyız. 2018’de benzin 6 liraydı, şu anda 26,72 lira. Bize bu yanlış politikanın dayattığı sonuç bu. Bunu bize yaşatan, bu kötü bir yönetime rağmen biz seçimi kazanamıyorsak başarısızız. Bunun diyetini de ödemek zorundayız. Tüm örgüt bunu ödemek zorunda. Yenilenmek zorunda. Herkes üstüne düşeni yapmak zorunda. Burada bu görevi üstelenmeyen, bu göreve sahip çıkmayan, halktan gelen bu talebi doğru şekilde okumayan, değerlendirmeyenler, siyasi hata yaparlar. Genel merkezimizdeki çoğu yöneticinin bunu gördüğüne ve bu sürecin başlayacağına inanıyorum. Önümüzde bir tüzük kurultayı var. Orada da değişiklikler yapılacaktır. Değişim sadece bir kişinin değişmesi değil, anlayışın, bakış açısının değişmesiyle alakalı. Bunu başarabilirsek, önümüzdeki yerel seçimlerde de en azından pozisyonumuzu koruyup, kaybettiğimiz yerleri de geri alma şansımız olur. Keşan için her şeyden bağımsız olarak, aldığımız net oran ortada. Bize ikinci sıra sözü verilip üçe gittiğimiz halde aldığımız rakam ortada. Biraz daha üstüne koyabilirsek burada yerel seçimi kazanacağız. Kurultay delegeliğinde bazı gariplikler var. Edirne yüzde 48 oy alırken sadece 8 delegeyle temsil ediliyor. Ama yüzde 3 alan ilde 28 delege var. Bir de bu illerde başarılı olamayan adaylar, yaklaşık 15 senedir gelip Edirne’deki adayları belirliyor. Sanki kendi ilinde çok başarılı olmuş, gelip burada aday belirliyor. Sonuç ortada zaten bir şey demiyorum. Edirne’de 3 vekilde 2 vekile düştü, Keşan’da belediyeyi kaybettik. Süleymanpaşa’yı kaybettik. Ve şu anda önümüzde çok daha büyük bir risk var. Umuyorum ki bu hatalar tüzük kurultayından sonra yapılmayacaktır.”

“ADAY OLMAYACAĞIM”

Açıklamalarının sonunda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Saner Özdilek, Medya Keşan Haber Editörü Mehmet Aytaç’ın; “Değişim ile ilgili sözlerinizden anladığımız kadarıyla aday olmayacaksınız kongrede. Doğru mu anladık?” şeklindeki sorusuna; “Hayrı aday olmayacağım. Yeni genç bir kadro gelsin istiyoruz. Biz yorulduk biraz da. Belki o arkadaşlarımız daha iyisini yapacaktır. Farklı bir yerden bakacaklardır. Biz de eksiklerimizi görürüz. Belki biz de katkı veririz. Bir değişiklik olmazsa tek listeyle bütün mahallelerde birleşerek, kavga etmeden, tartışmadan seçime girilmesini arzuluyoruz” diye cevap verdi.