4 Ağustos Cuma günü yolum Çorlu’ya düştü. Çorlu Trakya’nın güzide İlçelerinden biridir. Aynı zamanda İl olmayı hak eden İlçelerden biridir.  Buraya giderken ister istemez insanı merak uyandırıyor ve heyecanlandırıyor. Hep güzelliklerle karşılaşacağını hissediyorsun. Maalesef bu gidişim de öyle olmadı tam aksi hüzünle karşılaştım.

Bu da herhalde bir köylü çocuğu olmamdan kaynaklanıyor olabilir. Arabayla giderken etrafı seyretmeyi hele o çiftçilerin tarlalarını özenle işleyerek rengârenk manzara yaratıp adeta bir kartpostallık hale getirdiklerini görmek insanın ruhunu okşuyor ve huzur veriyor.

İşte bu sefer hüzün verdi o yeşil sarı ayçiçeği tarlaları susuzluktan kuruyor. Kurumayanlar da taneleri beslemeyecek haldeler. Benim tahminim çiftçi arkadaşlar bunları hasat bile yapmayacak çünkü hasat etseler bile biçerdöverin biçme parasını çıkartamazlar. 

Altmış altı yaşına geldim böyle bir şey görmedim. Burada kimseyi suçlamak ve zan altında bırakmak gibi niyetim yok. Yetkililerden tek isteğimiz gerekli, tedbirleri alıp çitçi kardeşlerimize yardımcı olmaları. İnanın ki o tarlaları öyle görünce içim parçalandı. Ülke ekonomisine de büyük zarar.

Şu Trakya arazilerini sulamak için ne yapılıyor merak ediyorum. Bilmediğimiz projeler mi var hiç bilmiyoruz.  Çorluda hiç bir çiftçi tanıdığım yok ama hepsi benim kardeşim. Belki de alın teriyle anasının ak sütü gibi helalinden kazanan kişilerdir çiftçi kardeşlerimiz.

Trakya için GAP a bezer bir proje düşünülemez mi?  Ergene’yi göz göre kendi ellerimizle tarım arazilerine fabrikalar kurarak ve hiçbir önlem almayarak kirlettik. Meriç Nehri ne alemdedir bilmiyoruz. Şu an belki yeterli su yoktur ama beni bildiğim kışın dolu dolu akıyor. Buradan mevcut barajlara kışı su aktarılamaz mı? Altınyazı Barajına aktarılmakta fakat yetersiz kalmaktadır. Komşu ülkelerle anlaşıp daha çok Meriç Nehrinden su sağlanamaz mı?

Çiftçimiz için felaket çanları çalmakta olup bizimde içimizi acıtmaktadır. Bu bir doğa olayıdır ama yetkililerinde bir an önce bu işe el atmalarını temenni ediyoruz.