Kişinin hayatta iken serbest iradesi ile tıbben yaşamı sona erdikten sonra doku ve organlarının başka hastaların tedavisi için kullanılmasına izin vermesine organ bağışı denir. Ülkemizde organ bağışı sayısını artırmak ve halkımızda organ bağışı bilincini geliştirmek amacıyla her yıl 3-9 Kasım tarihleri arasında “Organ Bağış Haftası” etkinlikleri yapılmaktadır.

Tedavisi mümkün olmayan hastalıklar nedeniyle görev yapamayacak derecede hasar gören organların yerine, canlı veya ölüden alınan yeni, sağlam organın konularak hastanın tedavi edilmesine organ nakli denir.

Şu an Türkiye genelinde binlerce hasta organ beklemekte, ölümle yaşam arasındaki çizgide hayata umutla tutunmaya çalışmaktadır. Organ bağışı konusuna toplum olarak hassasiyet göstermeli, organ nakli gerektiren hastalıkların her an bizim ve sevdiklerimizin başına gelebileceğini unutmamalıyız. “Yaşarken de yaşamdan sonra da başkalarına hayat vermek bizim elimizde”. Bu konuda duyarlı davranmak hepimizin toplumsal sorumluluğudur.

Ülkemizdeki 65.000’e yakın kronik böbrek yetmezliği hastası, diyaliz cihazlarına bağlı olarak yaşamını sürdürmeye çalışmaktadır. Kalp ve karaciğer nakli bekleyen hastalar ise bu imkana sahip değillerdir, uygun organ bulunamadığı takdirde yaşamlarını kısa bir süre içinde kaybetmektedirler.

Organ bağışı konusunda toplumsal farkındalığın eksikliğinden kaynaklanan organ bağışlarındaki yetersizlik aslında büyük bir potansiyeli hastalarımız için kullanma noktasında zayıf yönümüzü oluşturmaktadır.

2238 sayılı yasaya göre on sekiz yaşından büyük ve akli dengesi yerinde olan herkes organlarının tamamını veya bir bölümünü bağışlayabilir. Organ bağışında bulunabilmek için; organ bağışı kartını iki tanık huzurunda doldurup imzalamak yeterlidir. Organ bağışı yapanların, bu durumdan ailelerini de haberdar etmeleri daha sonra çıkabilecek problemleri önlemek açısından yararlı olacaktır. Organ bağışı bir nevi mirastır.

Ayrıca kişi organ bağışı yapsa dahi 2 uzman hekim tarafından ayrı ayrı değerlendirilerek beyin ölümü gerçekleştiğine dair karar veren raporu düzenlemeleri halinde, ailenin onayı ile süreç başlatılabilir.

 

Organ bağışında bulunmak isteyen vatandaşlarımızın;

-İl Sağlık Müdürlüklerine

-Devlet Hastanelerine        

-Özel Hastanelere

-Organ ve Doku Bağışı Koordinatörlüğüne

-Organ Bağışı Konusunda Faaliyet Gösteren Sivil Toplum Kuruluşlarına,

-Toplum Sağlığı Merkezlerine

-Aile Sağlığı Merkezlerine  başvuruda bulunmaları yeterlidir.

 

Organ bağışı yapılsa bile her ölümden sonra organ nakli mümkün değildir. Örneğin evde ya da yolda vefat eden bir kimse bağış kartı ve ailesinin rızası olsa bile organları alınamaz. Yalnızca hastane yoğun bakım ortamında tıbben ölümü gerçekleşen insanlardan organ nakli yapılabilir.

Tıpta en temel ilke her bireyin kendi yaşam hakkı olduğu ve trilyonda bir yaşama dönüş şansı bile olsa bu şansın sonuna kadar kullanılması gerektiğidir. Hiç kimse için nasıl olsa ölecek tabiri kullanılamaz. Hastane yoğun bakım ortamında doktorlardan oluşan bir ekip tarafından tıbbi ölüm kararı verilmeden organ nakli düşüncesi asla gündeme gelemez.
Organ bağışı kartının bir bölümünde bağışlamak istediğiniz organlarla ilgili seçenekler mevcuttur, bu bölümde işaretlediğiniz organlarınız dışında herhangi bir organınızın alınması söz konusu değildir.

Bir başka bakış açısı ile organ naklinin kan bağışından farkı yoktur. Hayat kurtarma anlamında, sağlıklı olan her organ bağışlanabilir.

Bırakacağınız en güzel miras hayatta iken yapacağınız organ bağışıdır.

Unutmayalım ki, yaşatmak da yaşamak kadar güzel bir duygudur.

 

                                                                                              Dr. Hümeyra DEMİR

                                                                                  Keşan Toplum Sağlığı Merkezi Hekimi