BÜLENT SAYLAM

Programa; Trakya Üniversitesi Öğretim Üyesi Yaşagül Ekinci, Şehir Plancısı, ÇEKÜL Akademisi Alan Yönetimi Eğitmeni Namık Kemal Döleneken ile Saros Gönüllüleri, ERÇED (Erikli Çevre ve Güç Birliği Derneği) katıldı. 

EKİNCİ: “YETKİLERİ BİR ELDE TOPLAMAKTAN ZİYADE, İŞLEYİŞİ YERELE İNDİRMEKTİR”

Programda söz alan Yaşagül Ekinci, Alan Yönetimi’nin 2005 yılında bir yönetmelik olarak, kanunun içerisine girdiğini belirterek, “Alan yönetimi, dünyada özellikle kıyı, liman yönetimi, milli park yönetimleri gibi özellikleri olan alanlarda vardı. 1980 yıllarından bu yana dünyada kullanılan bir yöntemdir. Kültür ve Turizm Bakanlığı, kültürel ve doğal mirasın korunmasına dayanarak, bir yönetmelik çıkartılıyor. Yönetmelikle, başkanlık kurulmaz. Başkanlık, kanununla kurulur. Bu koordinasyonun başındaki bir temsilci olacaktır. Profesyonel bir başkan değil, bir kurumda çalışan kişi olacaktır. Örnek vermek gerekirse, Edirne’de Selimiye’de o döneminde Edirne Belediye Başkan Yardımcısı Namık Kemal Döleneken olmuştu. Alan Yönetimi sistemi, koordinasyon ve işbirliği mekanizması olduğunu görüyoruz. Alan Yönetimi sistemi dünyada bir çok yerde kullanılıyor. Burada ortak nokta, merkezileşmek ve yetkileri bir elde toplamaktan ziyade, işleyişi yerele indirmek ve daha geniş kitlelerin haberdar olacağı bir koruma statüsü kazandırmaktır. Alan Yönetimi’nin her yerde bir başkanı vardır. Ancak, bu bizde evrilip-çevrilip değişik bir uygulama olarak karşımıza çıkıyor.” dedi.

DÖLENEKEN: “ALAN YÖNETİMİ, TEK ADAMLARIN YÖNETİMİNE KARŞI DAHA ÇOĞULCU VE SESLİ BİR YÖNETİM OLUŞTURMAKTIR”

Alan Başkanlığı konusunda değerlendirmelerde bulunan Namık Kemal Döleneken, “Alan Yönetiminin dünyada birinci nedeni, otoriter yöneticileri ve tek adamların yönetimine karşı daha çoğulcu ve sesli bir yönetim oluşturmaktır. Bunu sadece yönetenler için değil, hepimiz için kabul edip bunun üzerinden yürümek gerekiyor. Demokrasi kültürüdür. Ama bizde demokrasi kültürü olmadığı için tartışmayı bilmiyoruz. Tartışmayı bilmediğimiz için uzlaşıyı da bilmiyoruz. Çünkü Alan Yönetimi’nde, kimin derdi varsa, onlar bir araya gelip deneyimleri aktaracaklar sonra birlikte yönetim modeli oluşturacaklar. Bu yapılırsa, başarılı olunacağı ifade edilirken, bu yapılmaması durumunda başarılı olunmayacağı dile getiriliyor. UNESCO, Alan Yönetimi yapın ama bunun kurumsal bir yapısı olması gerektiğini ifade ediyor. Bu yapının bir planı olsun.” dedi.

“BAKAN YARDIMCISI, ALAN YÖNETİMİ KONUSUNDA, ‘BAKIN İŞİNİZE’ DEMİŞ”

Döleneken, konuşmasına şöyle devam etti: “Geçen hafta bölgeye gelen Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı’na, Alan Yönetimi konusu aktarılmış. Ama bakan yardımcısı da, ‘bakın işinize’ demiş. Alan Yönetimi’ni oluşturmak bir günde yapılacak şey değildir. Bu konuda, yasaların çıkartılması gerektiği ve en az 3 yıllık bir süreci kapsadığı anlatılmış. Saros halen Kapadokya ve Uludağ kadar ihale cazibesi olan bir yer değildir. Bizim için yerelde çok önemlidir. Saros’ta sahilin birilerine verilip peşkeş çekilmesi bizim için çok büyük sorundur. Kapadokya ve Uludağ’da çok fazla rant ve cazibe var.”

“ALAN BAŞKANLIĞI VE ALAN YÖNETİMİ’Nİ BİRBİRİNE KARIŞTIRMAMAK LAZIM”

Namık Kemal Döleneken konuşmasını şöyle tamamladı: “Alan Yönetimi’yle ilgisi olmayan adı Alan Başkanlığı olan bir sistem var. Ama bu yukarıdan emirle istedikleri her şeyi yapan ve anayasaya ve yasalara aykırı, tüm kurumların yetkisini tek kişiye veren ucube bir sistemdir. Alan Başkanlığı ve Alan Yönetimi’ni birbirine karıştırmamak lazım. Bu başka bir yönetimdir.”

Programda daha sonra diğer katılımcılarda, Alan Başkanlığı konusunda görüş ve önerilerini dile getirdi. Konuşmaların ardından program sona erdi.