<span style="font-family: Helvetica, sans-serif; font-size: 10pt; line-height: 12pt;">Sonay CAN</span> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom:0cm;margin-bottom:.0001pt;line-height: 12.0pt"><span style="font-size:10.0pt;font-family:"Helvetica","sans-serif"; mso-bidi-font-family:Arial">Keşan GESAD (Geleneksel Savunma Sporları Derneği), body fitness, plates ve aerobik kursları öğretmeni <b>Bilge Tuna</b>, sporun kilo alıp vermek gibi algılanmaması gerektiğine dikkat çekerek, hayatın bir parçası olarak algılanması halinde, vücudun istenilen hale dönüşeceğini söyledi. <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom:0cm;margin-bottom:.0001pt;line-height: 12.0pt"><b><span style="font-size:10.0pt; font-family:"Helvetica","sans-serif";mso-bidi-font-family:Arial">Tuna</span></b><span style="font-size:10.0pt;font-family:"Helvetica","sans-serif";mso-bidi-font-family: Arial">, konuyla ilgili olarak Medya Keşan Gazetesi’ne yaptığı değerlendirmede, insanların istedikleri bir vücuda sahip olmaları için en az 2 yıl emek harcaması gerektiğine işaret ederek şunları söyledi: <i>“İnsan vücudu, spor yapılarak 2 yıldan önce istenilen hale gelmiyor. İnsanlar spor sayesinde kilo verebilir, ya da alabilir ama vücudun da kendine özgü yanı var. Eğer prensipli çalışılmazsa ve çalışmalar bırakıldığında vücut eski yapısına geri dönüyor. Vücudu; evde şınav ve mekik çekerek, koşuyla, yüzmeyle 2 yıl koruyabilirsiniz. O vücudu aynı şekilde muhafaza etmek istiyorsanız, yine en fazla haftada 2-3 gün salonda antrenman yapmanız gerekiyor. Bir de sporu insanlar, kilo almak, vermek gibi algılıyor. Spor hayatın bir parçası olarak algılanırsa, ilerleyen yaşlarda, 50’den sonra bu vücut onlara dipdiri hizmet eder. Kişiler yaşlandıklarında torunuyla koşabilmeli, top oynamalı. Bunu spor yaparak sağlayabilirler. Spor yapan kişiler yaşıtları baston kullanırken, onlar çok rahat yolda yürüyüp, koşabilir, merdiven çıkabilir.”<br /> <br /> <img src="/images/upload/bilge tuna1.jpg" width="550" height="828" alt="" /><br /> <br /> <img src="/images/upload/bilge tuna3.jpg" width="550" height="828" alt="" /><br /> </i> <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom:0cm;margin-bottom:.0001pt;line-height: 12.0pt"><b><span style="font-size:10.0pt; font-family:"Helvetica","sans-serif";mso-bidi-font-family:Arial">“KADINLAR, AĞIRLIK SİSTEMLERİYLE ÇALIŞMAYI BİLMİYOR”<o:p></o:p></span></b></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom:0cm;margin-bottom:.0001pt;line-height: 12.0pt"><span style="font-size:10.0pt;font-family:"Helvetica","sans-serif"; mso-bidi-font-family:Arial">İnsanların kolaylığı ve rahatı sevdiğinin altını çizen <b>Bilge Tuna</b>, spor salonlarına olan ilginin yavaş yavaş arttığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: <b><i>“Bundan 5-6 yıl öncesinde salonlarda 3-5 kişi görebiliyorduk. İnsanlara örnek çıkarmaya başladıktan sonra ve insanlar bilinçlendikçe değişen vücut yapılarını gördükçe salonlara ilgi arttı. Gelen kişiler fotoğraflanıyor ve ölçülerini alıyoruz. İlk geldiklerinde; <Acaba, vücut yapım değişebilir mi?> diye soruyorlardı. Biz insanların vücut yapılarının örneklerini çıkardık. Keşan küçük bir yer ve herkes birbirini tanıyor. Ve bize gelen insanları spor salonlarında çalışanlara yönlendiriyoruz. Spor salonlarında kadınlardan çok erkekler ağırlıkta. Onun da nedeni şu: biz de genelde ağırlık sistemiyle çalışmasını kadınlar bilmiyor. Koşu bandı ve bisiklet sayısını soruyorlar. Aslında ağırlıkla bütün vücudu toparlayabiliyoruz. İlk başladığımızda 3-5 tane bayanımız vardı, şu an 30 civarında bayan var. Seneye daha da iyi olacaktır. Bir de Keşan’da eşine izin vermeyenler var, bizden ayrı günler, ayrı saatler istiyorlar. Onda da işin içinden çıkamıyoruz. Bay-bayan karışık çalışmasak, bayanların sayıları da eminim çok daha iyi olur.”<br /> <br /> <img src="/images/upload/bilge tuna.jpg" width="550" height="365" alt="" /><br /> <br /> <img src="/images/upload/bilge tuna2.jpg" width="550" height="365" alt="" /><br /> </i></b> <o:p></o:p></span></p>